Burak Eren'le Üçleme.. (6)

Süper Lig'de normal sezonun bitimine doğru son viraja girilirken 6 puan farkla liderliğimize devam ediyor. Mersin'de yeşil bir zeminde oynanılan karşılaşmada 3 puana 3 golle uzanan takımımız adına haftanın güzel geçtiğini belirtebiliriz. 2 günlük aranın ardından derbi öncesi çalışmalar başladı ve takımda herhangi bir sakat/eksik oyuncu bulunmuyor. Mersin deplasmanında elde edilen galibiyetin yanı sıra bu hafta Galatasaray özelinde haftanın ana başlıkları farklı formasyonlar ile oynayabildiğimiz dörtlü ortasaha ve yıllardır patlama yapmasını beklediğimiz Aydın için teknik direktörümüz Fatih Terim'in özel ilgisi.. Eboue'nin dönüşünü ve ayağının tozuyla ilk maçına çıkışını es geçmemek gerekiyor tabii..

Mersin İdman Yurdu 1-3 Galatasaray / Eboue'e Hoşgeldin Diyerek
Galatasaray'ın bu sezonki temel doğrusu yükselen savunma kurgusu üzerine. Bu savunma kurgusu en iyi seviyesinde kaldığı sürece Galatasaray'ın hücumunun savunmadan başladığını söylemek lazım aslında. Basketboldaki durum gibi bir bakıma ama gerçekten böyle. Eboue'nin dönüşü bu yüzden çok önemli. Onun savunmadaki etkisi kadar hücumda da etkili olması Galatasaray'ın en az iki üst seviyeye daha çıkması anlamını taşıyor. Mersin İdman Yurdu karşısında da olan buydu aslında, özellikle ilk yarıdaki performans son zamanların en iyi Galatasaray'ını bizlere izlettirdi ama Elmander'in sakatlanıp zamansız çıkışı sonrasında hücum konseptini değiştirdi takım. Necati Ateş biraz daha sorumluluk aldı, hatta az daha geriye çekilerek forvetten öte 10 numara özelliklerini konuşturduğu bir maç izledik ama Sercan Yıldırım'ın sadece rakip arkasına koşu atmak istemesi neticesinde de istediğimizi yapamadık aslında. Yine de ilk yarıda 3-4 olabilecek bir maçtı ve 1-0 gitmesi maçın her zaman riski beraberinde getiriyor. Rakibin 10 kişi kalması da önemli değil bunda, nitekim 75'de 1-1 olduğunda yaşadığımız şok anını unutmuyorum. Ama büyük takım olmak böyle birşey, işler kötü gidiyorken bir anda iyiye yöneltiyorsunuz seyri. İlk yarıdaki o baskı yeniden doğup, daha önemlisi MİY'in de aslında ekmeğimize biraz yağ sürmesi sonucu {1-1 oldu maç, 10 kişiler ama açık alanda, tempolu oynamayı tercih ettiler} Galatasarau hızlı geldi ve maç 3-1 oldu, 4'de olabilirdi hatta. Önemli bir deplasmandı, 3 maçlık bir galibiyet serisi oluştu ve Eboue'nin de dönüşüyle beraber işlerin eskiye dönme olasılığı da bir o kadar arttı.

Dörtlü Orta Saha
İdeal kanat oyuncularımız yok ve bu sebeple 4-4-2 oynamamıza rağmen farklı bir orta saha düzenimiz var aslında. Engin Baytar ve Emre Çolak için diyebiliriz aslında, ideal bir kanat oyuncusu olmadıklarını. Her ikisi de son derece hareketli, teknik ve patlayıcı gücü yüksek isimler ama düşünülen Shaqiri veya Amrabat gibi isimlerle de tarz anlamında çok zıt isimler. Eldeki mevcut rotasyonda da yapabilecek farklı birşey olmadığından, orta sahamız biraz daha iç içe. Emre Çolak sol tarafa, Engin Baytar ise sağ tarafa biraz daha yakın oynuyorlar ama asıl katkıları serbest oynayıp, sürekli alan değiştirip ve göbekten hücum aksiyonuna katıldıklarında. MİY maçında bunu fazlasıyla gördük aslında. İşin savunma tarafında pres yönünden bu patlayıcı özellikleri, dinamizmleri fazlasıyla verimli ama asıl beklenti hücum olduğundan işe bu açıdan bakmak gerekli. Emre Çolak'ın orta sahadan attığı ara toplar, Engin Baytar'ın ise topla birlikte dikine çıkışları rakip savunmaların dengesini oldukça bozuyor. MİY karşısında da girilen pozisyonlara baktığımızda bu ikilinin yarattığı etkiyi fazlasıyla görmek mümkün. Tabii 4-4-2 gibi bir formasyonda ideal kanat oyuncularınız nasıl olmalıdır bu tartışma konusu ama mevcut rotasyon içerisinde de Fatih Terim en iyisini bulmuş gibi sanki.

Yine, Yeniden Ama Bu Sefer Farklı Bir Düşünceyle
Aydın Yılmaz konusunu senelerdir tartışırız. Ben onun için biraz da abartarak ''Galatasaray'daki 7 numaranın işgali ve bu torpili nereden buluyor'' gibisinden yakıştırmalar da yaptım. Çok da haksız sayılmam aslında, çünkü olmuyor yani, ilerlemiyor. Senelerdir Galatasaray formasını giyiyor ama futbol anlamında ileri bir adımı yok ve yerinde saydığı yer de istikrar yeri değil, yani o formayı kaptığında vasat bir görüntü bile sergilemiyor. Konyaspor'a attığı o son dakika golünün ekmeği mi bilmiyorum ama Aydın Yılmaz'la yürümüyordu iş yani ve her transfer döneminde de neden gönderilmediğini tartıştık durduk. Fatih Terim bu yolun sonu derken o da Aydın Yılmaz'a şans veriyor ve şu ana kadar yine tutmadığını görüyorduk. MİY maçında sonradan oyuna girdiğinde Aydın Yılmaz'ın oyuna girişini Galatasaray kulübesinin aczi olarak tanımladım ama verimli oynadı, bir de penaltı yaptırdı derken maçın 2-1'e gelmesinde katkısı büyük oldu. Tabii MİY'in oynadığı tempolu oyunda Aydın Yılmaz'a ekmek düştü ve o da fırsatı değerlendirdi. Asıl konuşulması gereken konu şu ama, Fatih Terim taraftarlardan Aydın Yılmaz için destek istedi ve bu futbolcuyu kazanacağım mesajı verdi. Şimdiden söylüyorum çok zor bir durum ama Fatih Terim birşey diyorsa imkansız diyemem, boynumuz kıldan incedir ve sezon sonuna kadar da Aydın Yılmaz için kötü birşey yazmayacağımı belirtmeliyim. Eğer bu kazanım gerçekleşirse gerçekten Fatih Terim ismi zaten gözümde çok büyüktü ama tarif edemeyeceğim bir konum alacaktır.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0