STSL | Liderlik güzel şey..

Spor Toto Süper Lig'in 26.haftasında evinde Kayserispor'u ağırlayan takımımız bir çok pozisyona girdiği ve üstün bir oyun ortaya koyduğu rakibi karşısında 32.dakikada Felipe Melo'nun kafa golüyle sahadan 1-0 galip ayrıldı. Kayserispor karşısında ilk yarıda bir çok gol pozisyonuna giren, zaman zaman kalesinde tehlikeli pozisyonlar yaşayan Fatih Terim'in öğrencileri ilk yarı soyunma odasına 1-0 üstünlükle gitmeyi başardı. Devre dönüşü rakibini kontrol altına alan ve ilk yarıya oranla kalesinde daha az pozisyon gören Galatasarayımız girdiği fırsatları değerlendiremeyince karşılaşmadan 1-0'lık sonuç ve 3 puanla ayrıldı. Bu galibiyet aynı zamanda evimizde oynadığımız ve kaybetmediğimiz üstüste 9.maç olmuştu. Felipe Melo'nun kafa golüyle gelen galibiyet sonrasında puanını 57'e yükselten takımımız maç fazlasıyla takipçisiyle arasındaki puan farkını da 6'ya çıkartmış oldu. Zor bir rakip, ters bir takım, mücadeleci bir oyun ve tek golle gelen 3 puan. Normal sezonun bitimine 8 hafta kala şampiyonluk şarkısı dillerden düşmemeye kararlı anlaşılan. Düşmesin de zaten..

Karşılaşmaya kalede Fernando Muslera, savunmada Sabri Sarıoğlu, Tomas Ujfalusi, Semih Kaya, Albert Riera, orta alanda Felipe Melo, Selçuk İnan, Emre Çolak, Engin Baytar hücum hattında Necati Ateş ve Johan Elmander ilk onbiri ile çıkan Galatasarayımız maçın ilk 15 dakikalık bölümünde hücum presin başrol oynadığı oyun anlayışı ile rakibine zor anlar yaşattı. Bir çok gol pozisyonuna giren fakat bunları değerlendiremeyen takımımız 15-30 dakikaları arasındaki bölümde rakibinin hızlı ataklarına engel olamazken, kalesinde de tehlikeli pozisyonlar gördü. Troisi, Amrabat ve Abdullah'ın zaman zaman savunmanın arkasına yaptığı koşularla kalesinde tehlikeli pozisyonlar yaşayan takımımız bu süreçte kalesinde golü görmezken, maçın ilk ciddi atağında Amrabat çaprazdan boş kaleye gol şansını değerlendiremedi. Savunmasında gerek zeminden, gerekse şanssızlıklardan ötürü sık sık tehlikeli anlar yaşayan takımımız Felipe Melo'nun başlattığı, Elmander'in nefis çalımlarıyla devam ettirdiği pozisyon sonrasında bugün savunmanın solunda oynayan İspanyol oyuncumuz Albert Riera'nın açtığı ortada pozisyonun başlangıcını sağlayan Felipe Melo'nun nefis kafa vuruşu ile öne geçmeyi başardı. Golden sonra rakip kaleye yüklenmeye devam eden fakat girdiği pozisyonları değerlendiremeyen takımımız soyunma odasına aynı renkleri taşıdığı rakibi karşısında 1-0 üstün gitti. İlk yarı adına takımımızda öne çıkan belli başlı noktalar şu şekildeydi; Özellikle orta alanı etkili kullanmaya çalışan, sol taraftan sık sık Riera'nın bindirmelerini gördüğümüz ve top rakibe geçtiği andan itibaren en uçta oynayan Elmander'den başlayan hücum pres. Göze çarpan eksik nokta ise gerek Amrabat'ın hücumda oldukça etkili oynaması ve sağ tarafı tabir-i caizse felç etmesi, gerekse savunmanın arkasına atılan topların kalemizde tehlikeler yaratması...

Soyunma odası dönüşünde eksiklerimize dikkat çekilmiş ve gerekli uyarılar yapılmış olacak ki, uzatmalar dahil oynanılan 49 dakikada bunları göremedik. Mücadelenin, oyun temposunun ve kalitenin yükseldiği dakikalarda iki tarafında oynamak istemesi, hücum futbolunu düşünmesi oyunu güzelleştirdi. İkinci yarıda girdiğimiz pozisyonları değerlendiremeyince farkı arttırma çabalarımız sonuçsuz kaldı. Karşılaşmanın hakemi Özgür Yankaya'nın tüm çabalarına ve desteklerine rağmen Kayserispor aradığı beraberlik golünü bulamadı. Kayserispor oyuncularının zaman zaman sertlik sınırını dozajını aşan, pozisyon sırasında olur böyle şeyler diye nitelendireceğimiz noktaları da geçen hareketlerine göz yuman karşılaşmanın hakemi Özgür Yankaya tüm takdir haklarını ne gariptir ki, konuk ekipten yana kullandı. Türk Telekom Arena'da böylesine bir eyyam bu sezon Abdullah Yılmaz'dan sonra ikinci kez görüldü. Johan Elmander'in ikinci yarıda ceza sahasına girmek üzere ve kaleci ile karşı karşıya kalacağı pozisyonda Khizanishvili'nin arkadan müdahalesi sonrasında yerde kalmasıyla birlikte gerek yan hakemin, gerekse orta hakemin "faul yok" demeleri kural bilgisinden ziyade niyetinin ne olduğunu gösterircesineydi.

Felipe Melo ve Albert Riera gördüğü sarı kartların ardından haftaya deplasmanda oynanacak olan Mersin İdmanyurdu karşılaşmasında forma giyemeyecekler. Beşiktaş derbisi öncesinde oynanacak olan Mersin deplasmanında ayrıca Milan Baros da forma giyemeyecek. Afrika Kupası'nda yarın (Pazar) final oynayacak olan Emmanuel Eboue muhtemelen haftabaşında takıma katılacak. Mersin deplasmanında forma giyer mi bilinmez ama Afrika Kupası'ndan çok yorgun dönmeyeceğini biliyoruz, keza turnuvanın büyük bir bölümünde yedek olarak soyundu. Herşey düşünüldüğü ve planlandığı gibi giderse Emmanuel Eboue'yi haftaya sahada görebiliriz. Günün ilginç noktalarından birisi bugün hücum için aldığımız Albert Riera'nın sol bek olarak alternatif yaratması oldu. Bu pozisyonda pek fazla sırıtmayan, görevini başarıyla yapan, zaman zaman bindirmelerle rakibi yıpratan İspanyol oyuncunun performansı sevindiriciydi doğrusunu söylemek gerekirse. Ofansif sol kanat olarak transfer edilen fakat bu bölgede istenilen performansı sergileyemeyen İspanyol oyuncunun zorunluluktan savunmada görev alması ve orjinal pozisyonuna nazaran daha başarılı olması nasıl yorumlanabilir bilinmez. Hakan Ünsal, Ergün Penbe ve Ümit Davala'nın futbol hayatlarına kanat olarak başlamaları fakat Galatasaray'da bek olarak oynamaları ve bu pozisyonda daha başarılı olmaları Albert Riera için örnek olabilir mi hep birlikte göreceğiz. Kim bilir bakarsınız İspanyol oyuncu artık hücum yerine savunmanın sol tarafında forma giyer, ne dersiniz?

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0