Burak Eren ile Üçleme (10)
Süper Lig'de 31.hafta geride kalırken şampiyonluk yürüyüşüne devam eden takımımız, Ziraat Türkiye Kupası'nda çeyrek finalin kapısından dönerek kupaya veda etti. Haftasonu oynanılan derbide rakibi karşısında ezici bir üstünlük ortaya koyan ve maçın tek hakimi olan takımız artık lanetli olduğuna inandığımız stadyumda galibiyeti tıpkı geçen sene olduğu gibi son dakika pozisyonunda kaçırırken, Türkiye Kupası'nda da rotasyon sıkıntısı yaşadığı Sivas karşısında çeyrek finalin kapısından döndü. Fenerbahçe derbisi, Sivasspor karşılaşması ve mevcut rotasyon hakkında haftanın öne çıkanları ve 3 ana konusunu serinin 10.yazısında sizler için Burak Eren kaleme aldı.
Fenerbahçe 2-2 Galatasaray / Çatırdayan Kadıköy Laneti
Lanet tabirim yanlış anlaşılmasın, bir takımı 12 senedir kendi sahasında yenemiyorsan ve üstelik yenemediğin o maçlar içerisinde iyi oynadığın, hakettiğin maçlar da varsa bir bakıma lanet oluşmuştur senin adına. Eskiyi hatırlayın, ayaklar geri geri sürerdi, hatta yenilelim ama bari fark yemeyelim düşüncesini dahi gördüm ben. İşte bu ortamda sahaya çıkacak 11 futbolcunun 9'unun yeni isimlerden oluşması, başlarında da Fatih Terim gibi bir teknik adamın olması avantajdır. Çok açık bir durum bu, Fenerbahçe'nin mutlaka 3 puana ihtiyacı vardı ve bu yüzden de hızlı bir giriş yapmak onlar adına önemliydi. Öyle de oldu ve Sow ile Alex'in muhteşem iki golü sonrasında ilk 15 dakikada bir anda 2-0'a geldi maç. İşte böyle anlarda ayağa kalkabilmek önemli, üstelik Saraçoğlu atmosferinde. 75 dakika boyunca oyunda hakimiyet kurmuş bir Galatasaray izledik. İlk yarıyı 2-1 kapatabilmek çok önemliydi, çünkü bu moral ikinci yarıda Galatasaray'ı daha ileri taşıdı. İkinci yarıda oyunu bütünüyle Fenerbahçe yarı sahasında oynadılar ve bu baskı neticesinde maç 2-2'ye de geldi, 3-2'de olabilirdi Baros'un vuruşu gol olsa. Önemli bir mesaj maçıydı aslında bu, Galatasaray'ın bu sezon neden daha iyi olduğunu anladık. Selçuk İnan isminin de altını çizmek lazım, bana göre maçın adamı oldu çünkü. Ama maçın adamı olmasının temel nedeni, ikinci yarıdaki o baskıda sorumluluk alması ve Galatasaray'ı hücumda tutmasıydı. Kesinlikle futboluna geçtiğimiz sezonlara göre 2 gömlek daha ekledi, çok daha kudretli bir futbolcu durumunda.
Galatasaray 0-1 Sivasspor / Kupa Gider, Lig Kalır
''Türkiye Kupası'nın zaten bir önemi yok, boşver ya'' gibisinden geyiklere girmeden, bu kupa da en az lig kadar önemliydi benim için, bunu söylemem lazım. Fatih Terim'in mantığı da bu yönde, takip edenler bilir. Hazırlık turnuvasında oynanan bir kupa dahi olsa bu, o kupayı almak için mücadele eder. Ama fikstür sıkışık, önümüzde play-off süreci de var, ondan da önce oynanacak bir Trabzonspor maçı. Rotasyon yapma zorunluluğu doğdu yani ama gördüğümüz tablo Galatasaray'ın rotasyon yapamayacağı oldu. Sivasspor sert bir orta saha kurmuş, Galatasaray'ın kilit noktasını iyi biliyorlar. Üstelik Melo da yoktu bu maçta ve Engin Baytar'ın o bölgeye kaydırılması da savunma anlamında biraz daha kırılganlaştırdı orta sahayı. Ama oyuna üstün başlayan taraf Galatasaray oldu, ilk 43 dakika inanılmaz bir baskı izledik ve 43 dakika dememin sebebi de rakibin ilk şutunu bu dakikada atmış olması. Ama bu tempoyu korumak güç, 3 gün önce Fenerbahçe ile temposu yüksek bir maç oynadınız ve orta sahanız da haliyle çabuk düştü. Skor avantajı da gelmeyince Sivasspor hızlı ataklarda etkili olmaya başladı, ikinci yarıyı domine ettiler bir bakıma {Erman Kılıç önderliğinde ve Eneramo'nun da fizik avantajını iyi kullanması}, oyunu da Galatasaray yarı sahasına yıktılar. Baros kötü zamanlar geçiriyor, Aydın Yılmaz biraz kıpırdanıyordu ama o da çıktı derken, bütün bunlara Sabri Sarıoğlu ve Riera'yı eklediğimizde de hücum dahi edilemedi ve hakedilmiş bir mağlubiyet oldu bu. Ama hiçbiri son dakikadaki penaltıyı es geçiremez.
Pino, Stancu ve Culio / Rotasyon
Rotasyonsuzluktan bahsediyoruz. 13-14 futbolcuyla sezonu geçiriyoruz aslında ve bu kafaya oynayan bir takım için iyi bir oran değil. Şunu düşünüyorum Emre Çolak'ı kazanan, Aydın Yılmaz'ı da kazanma ertesine kadar gelen Terim eğer Pino ve Stancu gibi isimlerin üzerinde dursaydı bu futbolcuları da kazanamaz mıydı? Sezon başında bu konuda biraz aceleci davrandı aslında, şu anki düşüncesinin farklı olduğunu düşünüyorum mesela. Gelecek sezon bu futbolculara şans verecek, bu söylemlerinden de belli oluyor ama geniş rotasyon diyoruz ve en azından bu tip kupa maçlarında seni taşıyabilecek futbolculardı bunlar. Culio konusundaki görüşlerim ortada zaten. Orta sahada iyi bir alternatifimiz yok ve hem orta saha hem de sol taraf için Culio bulunmaz bir nimetti. Aynı şekilde Pino ve Stancu da hem forvet hem de kanat rotasyonu anlamında. Gelecek sezon bu futbolcuları da kazanabilmek bizim adımıza yeni bir transfer olacak, çünkü Avrupa arenası da var ve daha da sıkışık, zorlu süreçlerin içerisine dahil olacağız.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.