Süper Final | Şampiyon!

Spor Toto Süper Lig'de normal sezonu en yakın takipçisine 9 puan farkla lider kapatan, Süper Final organizasyonunda da en yakın takipçisine 1 puan farkla önde giren Galatasarayımız son hafta şampiyonluk yolunda yarıştığı Fenerbahçe ile deplasmanda karşılaştı. Rakibi karşısında sahadan galibiyetle veya beraberlikle ayrılması halinde bile şampiyonluk yaşayacak olan takımımız ilk yarısı golsüz eşitlikle tamamlanan karşılaşmadan 10 kişi kalmasına rağmen sahadan golsüz beraberlikle ayrıldı ve ezeli rakibinin sahasında şampiyonluk kutladı.

Ezeli rakibi karşısında "Şampiyonluk" için sahaya çıkan Galatasarayımız, alışagelmiş ilk onbirinin dışında Emre-Riera değişikliği ile maça başladı. Bu hamlenin amacı ofans gücü yüksek olan Dia'ya karşı takım savunmasına desteği daha çok Riera'yı kullanarak takım savunmasında ve Hakan Balta'ya savunmada yardım gelmesini sağlanmasıydı. Nispeten bu hamlesinde de başarılı oldu İmparator, savunmanın şampiyonluk getireceği karşılaşmada İspanyol görevini çok iyi yaptı. Kadıköy gibi bir atmosferde, 50bin rakip taraftarın önünde ve haftalardır nefret, şiddet, gerilim söylemleri ile geçen bir hafta.. En az hata yapanın, doğruları yapanın ve herşeyden önemlisi bu gergin ortamda sakin ve soğukkanlı kalanın şampiyonluk kupasına uzanacağı bir maç. Doğru oynadı Galatasaray, yapması gerekenleri yaptı. Takım savunmasını iyi yaptı, alan daralttı ve hepsinden önemlisi türlü tahriklere rağmen sakin kalmayı başardı. Maçın başlarında Elmander'in sakatlığı ile sarsılan takımımızda Baros oyuna dahil olurken, Necati biraz daha ortasahaya gelerek oyunun orta alanını beşledi ve takım olarak ileriye çıkıp, geriye gelmeyi doğru bir şekilde uyguladı. Karşılaşmada rakibinin müdahalesi sonrasında sakatlanan Johan Elmander tarak kemiğinde çatlak olmasına rağmen (ki normalde üzerine bile basamazsınız acıdan) sahada kalmaya çalışmış, o halde sekerek kornerde savunmaya gelmişti. Kendisini bir süre daha deneyen ve oynamaya çalışan İsveçli acıya dayanamayarak kendisini yere bıraktı ve kenara geldi. Elmander tarak kemiğinin çatlamasına rağmen girdiği pozisyonda gole de çok yaklaşmıştı. Sağlıklı bir Johan, o pozisyonda topla birlikte kaleciyi de kaleye sokardı ya; neyse. Yine ilk yarıda maçın başlarında Dia'nın insani olmayan müdahalesi sonrasında diz bağlarında kısmi yırtık ve ödem oluşan Hakan Balta sol kanatta görevini eksiksiz olarak yerine getirdi, türlü acılara ve ağrılara rağmen. Fedakarlık şampiyonluk getirecekti, emeklerinin karşılığını alacaktı Galatasaraylı futbolcular.

Karşılaşmada sakin kalmak, soğukkanlı olmak ve kontrollü olmak herşeyden önemliydi. Nispeten tüm hepsini doğru uyguladı Galatasaray. Stoch ve Dia'ya doğru baskı, doğru kontrol. İlk yarının iki net pozisyonunda Muslera izin vermedi, diğerinde Baroni penaltı noktası üzerinden ıskaladı. Türk Telekom Arena'da rakip kaleye 30 kere gidip sadece bir gol atan Galatasaray'ın yanında değildi o gün futbolun tanrıları ama bugün aynı tanrılar Galatasaray'ın şampiyonluğunu ilan ediyordu, maçın ilk yarısında.. İkinci yarıya gol bulmak için baskılı, stresli ve gergin başladı Fenerbahçe. Orta alanda Melo kariyerinin maçını oynadı, savunmada gizli stoper konumundaydı. Stoch karşısında zaman zaman aksayan Eboue korkutsa da, sezonun en önemli gelişmesini kaydeden oyuncumuz Semih ve savunmanın sigortası Ujfalusi kontrolü ele almayı başarıyordu. Karşılaşmada rakibinin oynamasına izin veren, takım olarak savunma yapmayı hedefleyen ve bunda başarılı olan takımımız kalesinde maçtaki son pozisyonu Semih'in kafa vuruşu sonrasıda Muslera'nın omzuna çarpan topla gördü. Bu dakikadan sonra hangimiz şampiyonluğa inanmadık ki? O pozisyon tıpkı 2000'de arka direkte çok iyi yükselen Henry'in vurduğu nefis kafasını son salisede çıkartan Taffarel'in pozisyonunu hatırlattı bizlere.. Sezonun en az gol yiyen kalecisi ve Galatasaray tarihine adını yazdıran Uruguaylı file bekçisi maçın en kritik pozisyonunda da başarılıydı. Maçın gergin olacağı belliydi, ortalığın karışacağı belliydi. Mevzu provakatörlük, konu ortamı germek ise bu konuda açık ara ligin en iyi takımı olan çubuklu formayı giyenler aynı tavırlarına devam ettiler. Melo'nun üzerine oynamaya çalışanlar Brezilyalının sakin kalmasıyla birlikte Ujfalusi'nin üzerine oynamaya başladı. Ortamı her geçen dakika geren, pozisyon sırasında kasti tekmeler atmaya çalışan ve çift dalarak rakiplerini sakatlamaya çalışan çubuklu formanın mensupları bundan payını alıyordu. Karşılaşmanın hakemi Cüneyt Çakır ilk kırmızı kartına (geç kalmasına rağmen) başvurduğunda Dia oyundan ihraç ediliyor ve dakikalar 65'i gösteriyordu. Kalan dakikalarda amaç artık güzel değil, istediğini elde etmek oldu.  Galatasaray istediğini elde etmek için sert oynadı, takım savunmasını doğru yaptı ve savunmada rakibine geçit vermedi.

Karşılaşmada son düdük çaldığında Galatasaray, türlü oyunlara, çirkefliklere ve çirkinliklere rağmen şampiyonluğunu ilan ediyordu. Anasının ak sütü gibi helal bir şampiyonluktu bu, tertemiz, pırıl pırıl, pürpak bir şampiyonluk.. Maç sonunda rakibini kutlamak ve tebrik etmek yerine "Onlar bize saygı göstermedi" diyerek niyetini ortaya koyan çooooo..k büyük (!) şahsiyet Aykut Kocaman'ın surat ifadesi aslında bu şampiyonluğun ne kadar değerli olduğunu gösteriyordu. Graeme Souness'ın 96 yılında diktiği bayraktan daha çok acı veren bir olaydı. Galatasaray, normal sezon ve play-off dahil olmak üzere toplamda 10 puan fark attığı rakibinin stadında şampiyonluk kupasını kaldırıyordu. Terör eylemlerinde gördüğümüz olaylara, türlü engellere, futbolcularımıza saldırmaya çalışanlara, şampiyonluk kupası verilecekken stadın ışıklarını kapatanlara, marş çalarak çimleri sulayanlara rağmen.. Galatasaray herkese rağmen, söke söke değil, kopartarak, hunharca şampiyon oluyordu. Bu takım bu sene iki kere şampiyon oluyordu!

Not: Şampiyonluk yazısı biraz geç oldu, özür dileriz. Böylesine bir sezonda insan şampiyonluğu saatlerce kutluyor, yazmaya zaman kalmıyor. Sizlerde doya doya şampiyonluğumuzu kutlayın. İmparator'un dün söylediği gibi; Anamızın ak sütü gibi helaldir!

1 yorum:

  1. Tüm Galatasaray'lılar kutlu olsun! Andım vardı 40 gün 40 gece kutlayacağım diye bugün 2. gün kutlamaya devam...

    YanıtlaSil

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0