Euro 2012 | Yarı finaller başlıyor..
Ukrayna ve Polonya'nın ev sahipliği yaptığı, Avrupa'nın en prestijli futbol organizasyonu olan UEFA Euro 2012'de çeyrek final karşılaşmaları tamamlandı. Sekiz takım arasında oynanılan dört karşılaşma sonunda Portekiz, Almanya, İspanya ve İtalya adını yarı finale yazdırırken, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, Fransa ve İngiltere turnuvaya veda etti. Çeyrek finallere damgasını vuran karşılaşma hiç kuşkusuz İtalya - İngiltere karşılaşması olurken, turnuvanın en gollü maçı Yunanistan-Almanya mücadelesi oldu.
Çeyrek finallerin ilk maçında Portekiz ve Çek Cumhuriyeti karşılaştı. İki takımın kontrollü olduğu, savunma yapmaya çalıştığı ve oyunu yavaşlatmaya yönelik bir anlayışla mücadele ettiklerini söylesek yanlış yorumlamış olmayız. Tabii bir farkla.. Portekiz'de bu turnuvada başarılı olmayı herkesten daha çok isteyen bir isim var; Cristiano Ronaldo! Kişisel bir takım kendisini kanıtlama çabaları adı altında, milli takımını sırtlamaya başladı yıldız oyuncu. Kanatlardan turnuvanın başında istediği verimi alamayan ve "Turnuvaya veda mı ediyorlar?" dediğimiz Portekiz bir anda kendisine geldi ve takım olarak form grafiğini yükseltmeye başladı. Teknik direktör Bento'nun grupta ikinci maç sonrası takımla toplantı yaptığı ve Ronaldo'ya bu takımın lideri sensen farkını ortaya koy dediği iddia ediliyordu. Anlaşılan bu iddialar doğru, Ronaldo her geçen maç takımını sırtlamaya devam ederken bir komutan edasıyla milli takımını alıp götürüyor. Attığı kafa golünde de kendisini unutturması veya unutulması savunmanın hatası olarak değil, Portekiz hücumcularının varyasyonları olarak değerlendirilebilir. Çek Cumhuriyeti için söylenecek fazla birşey yok. Çeyrek final oynamaları bile (Rusya ve Polonya elenirken) futbolun tanrılarının onlara verdiği çok büyük bir hediyeydi. Takım olarak ne oynadıkları belli değil, Rosicky takımın beyni konumunda. Koller, Nedved, Smicer, Ujfalusi'li günlerini aradıkları açık ve net. Baros için son bir parlama dönemiydi bu turnuvada, ama istediği gibi kullanamadı. Bunda elbette milli takımının mevcut durumunun etkisi çok büyük, bir nevi yarı yarıya durumlar. Eski günlerinden çok uzak biryerlerde seyrediyor Milan Baros durumu. Geriye dönüşü artık çok zor. Kendisinin turnuva sonrasında milli takımı bıraktığını açıkladığını belirtelim. Portekiz adını yarı finale yazdırdı, rakip komşu İspanya.
Çeyrek final turunun ikinci maçında Yunanistan ve Almanya sahaya çıktı. Karşılaşmanın mutlak favorisi Almanya, kadroda rotasyon gerçekleştirerek sahaya çıkarken bu kadronun daha hareketli, daha dinamik, daha hücumcu olduğunu söylemek mümkün. Almanya ofans mantalitesi ile sahaya çıkarken, karşı taraf anti-futbol ile zamanında bu kupayı kazanmış Yunanistan olunca karşılaşmanın seyri merak konusu oldu. Almanya'da stoperler dahil olmak üzere herkes Yunanistan yarı alanında yer alırken, komşunun forvet oyuncuları dahil hepsi ortasaha çizgisinin gerisindeydi. İster beğenin, ister beğenmeyin. Yunanistan'ın mantalitesi bu ve buldukları kontra hücumlarla rakip kalede gol arıyorlar. Aslında bir nevi güçlerini biliyorlar. Almanya'ya açık oynayıp beş mi yesinler? Hoş, bu oyunlarının sonrasında da kalede Sifakis olunca dört yediler, birşey değişmedi. Kapanan savunmaları ancak uzaktan vuracağınız şutlarla açarsınız, ki Lahm öyle yaptı. Yunanistan hücum yapmayı akıl edince, turnuvanın en çok konuştuğumuz ismi Samaras ile beraberliği buldular. Bu gol onlar adına iyi mi oldu, kötü mü oldu bilemedim. Önce Khedira'dan insanlık dışı bir gol, ardından sırasıyla Klose ve Reus ile skoru 4-1e getirdi Almanya. Yunanistan'da kaleci Sifakis yaptığı hatalarla dikkat çekerken, Yunanistan sahasında basmadık yer bırakmayan Mesut ne denli büyük oynadığını gösteriyor. Karşılaşmanın favorisi Almanya'ydı, istediklerini aldılar. Turnuvanın en gollü maçı (6) olarak bu karşılaşmanın ayrı bir özellikte olduğunu belirtelim. Tabii birde maç öncesi Almanya-Yunanistan arasında yaşanan siyasi olaylar vardı, onları karıştırmayalım.
Çeyrek finallerde üçüncü maç İspanya ve Fransa arasında oynandı. Turnuvanın mutlak favorisi İspanya, eski günlerine dönmek isteyen Fransa karşısındaydı. Tabii topun sahibi olarak gelmişti, gelirken toplarını otelden getirmiş olsalar gerek Fransa'ya vermediler. Topun tek takimi İspanya, fazla konuşmaya gerek yok. Böylesine büyük bir maçta insan sıkılır mı? Sıkılıyor işte. Sabaha kadar oynansa, sabaha kadar pas yapacak bir takım İspanya. Total futbol, pasa dayalı futbol derken İspanya'nın üstünlüğü kabul eden takım sadece izliyor. Fransa'da teknik direktör Blanc maçtan önce " ilk yarım saatte gol yemezsek iyidir" derken kendi oyunlarını oynamayacağını gösteriyordu. İspanya karşısında rakibinize göre oynarsanız, topu izliyorsunuz. Başka birşey değil ama İtalya misali, Almanya misali çarpışırsanız oyuna ortak oluyorsunuz. Milli forma altında 100.maçına çıkan Xabi Alonso'nun golleriyle sahadan galip geldi İspanya, ilk golde Jordi Alba'nın hakkını yememek lazım. İtalya maçında ezilmişti, fakat son maçlarda büyük oynamaya başladı. İnadı, takibi, ısrarı ve mücadelesi sonrasında ilk gol geldi. Forvetsiz ve yıldızsız (show-business) olarak oynuyor artık İspanya. Pasla gol attıklarına şahit olduk, İrlanda karşısında. Bundan sonra şut atarlar artık derken, yine pas düzeninden çıkmadılar. Fransa ile çeyrek final oynuyorsunuz ve topun %70 hakimi sizsiniz. Çok ama çok ağır bastılar, haliyle yarı final biletini de aldılar.
Çeyrek finallerin son maçında İngiltere ve İtalya sahne aldı. Müthiş bir çekişme, müthiş bir mücadele bizi bekliyordu. Yanılmadık. Bir gün önce oynanılan İspanya-Fransa karşılaşmasının ardından futbola doyduğumuz, bir orada bir burada diyebileceğimiz bir maç oldu. Savunmasından şikayet edilen İtalya bu turnuvada oynamaya gelmiş. Dünyaya nam salan savunma mantalitesinin yanına birde hücum mantalitesi eklemiş, teknik adam Prandelli. Böyle daha güzel olmuş İtalya. Hem yeni yüzler, hem eski yıldızlar. Çatır çatır top oynuyor Azzurriler. Hücumda ise istedikleri düzeyde değiller belki, 'why always me' Balotelli mental problemleri nedeniyle inanılmaz pozisyonları harcıyor ama takım oyununa katkısı büyük, rakip savunmayı çok yıpratıyor. Enteresan bir karaktere sahip Balotelli, dünyanın golünü kaçırdıktan sonra ilk penaltıyı atmak istedi ve sert bir vuruşla golünü kaydetti. Postacı posta verdiğinde sevinmiyorsa, bende gol attığımda sevinmem diyen bir adamdan bahsediyoruz, penaltı sonrasında da sevinmedi. Montolivo penaltıyı kaçırdıktan sonra, diğer penaltılara bakamayan isimlerden birisiydi. Herhalde bugün en mutlu isimlerden birisi o, takımının eve dönmesinin nedenlerinden birisi olabilirdi. Penaltılar konusunda Joe Hart'a değinmeden geçmek olmaz. Rakibinin konsantrasyonunu bozmak için türlü türlü hareketler yapıyor. Dil çıkartıyor, direklere asılıyor, sağa sola gidiyor vs.. Pirlo'nun penaltısında topu çaresizce izlemesi, vuruştan önce atlaması daha gideceği çok yolunun olduğunu gösteriyor. Panenka ve Pirlo demişken.. Her geçen gün daha da gençleşiyor sanki Pirlo, takımın beyni gibi oynuyor. İtalya'da hem savunma, hem hücum.. Herşey onun omuzlarında ve futbolun en zevk veren taraflarından birisi Pirlo'yu izlemek. Kalede birde Buffon gibi bir isim varsa, penaltılara ister istemez 1-0 önde başlıyorsunuz. Turnuvanın en zevk veren takımlarından birisi olan İtalya, hakettiği şekilde yarı finale adını yazdırdı. Karşısında yine turnuvanın en zevk veren takımlarından diğeri olan Almanya var. Bu turu geçen kupayı alsın istiyoruz, en azından futbol kazansın.
Yazıyı bitirmeden evvel, İspanya-Portekiz maçında düdük çalacak olan Cüneyt Çakır'a başarılar dileyelim. Süper Lig'de nedendir bilinmez -aslında biliyoruz ama, neyse- eyyam kokan kararlar veren Cüneyt Çakır, uluslararası organizasyonlarda müthiş maç yönetiyor. Euro 2012'de yarı finalde de düdük onda olacak, Allah yardımcısı olsun. Hakem şansın yanında olsun Cüneyt Çakır ve ekibinin.. Allah utandırmasın.
EURO 2012'DE YARI FİNAL PROGRAMI;
27 Haziran 2012, 21:45 | Portekiz - İspanya
28 Haziran 2012, 21:45 | İtalya - Almanya
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.