Dayan Galatasaray!

Beşiktaş başkanı Fikret Orman'ı artık hepimiz tanıyoruz, az-çok kendisi hakkında fikir sahibi olduk. Yaşadıkları maddiyat kaynaklı problemleri ASY Arena'da iki sezon oynayarak çözebileceğini zanneden, böyle umut eden ve sözleşmelerden, haktan hukuktan bi'haber olan bir yönetici kendisi. Beşiktaş'ın çocuğu olabilir, istediği kadar iyi niyetli ve görev aşkıyla hizmet edebilir fakat bu Galatasaray'ı ve bizleri zerre ilgilendirmez. Stadyum konusunda daha resmi talebini dile getirmeden önce medya aracılığıyla, ardından da siyasi otorite aracılığıyla Galatasaray'a mesaj gönderen bir zihniyet kendisi, defalarca "hayır" cevabını almasına rağmen..

Beşiktaş'ın çiçeği burnunda ama gözü Galatasaray'ın stadında olan başkanı kendince bu talebini dile getirdiğinde, yönetimimizin en sivri dilli ismi Adnan Öztürk tarafından kendisine Olimpiyat Stadı işaret edildi. Kendisi bu işareti alamamış olsa gerek ki, Arena'da yer alan loca sayılarından gelecek gelirleri hayal etmeye başlamış ve Beşiktaş'ı yaşadığı maddi sorunlardan kurtarmaya Galatasaray'ın stadını kullanarak çalışacakmış. Burada işin ilginç olan noktası şu.. Beşiktaş yönetiminde hiçbir insan evladı "Yahu başkan, iyi hoş güzel konuşuyorsun ama bu adamların sözleşmesi var, stadyumun kullanım hakkı onların, onlardan izin almadan biz bu stadyumda oynayamayız." demiyor m? Elbet vardır diyenler, ama dinleyen varmıdır? İşte orası biraz muamma, keza kendisi yönetimimiz tarafından 2 (iki) kere resmi olarak, birden fazla gayriresmi olarak 'hayır' cevabı almasına rağmen hala aynı türküyü söylüyor.

Öncelikle şurada anlaşalım, Beşiktaş iznimiz olmadan bizim stadımızda oy-na-ya-maz. İsteyen istediği kadar debelensin dursun. Galatasaray yönetimi veya Genel Kurulu tarafından onay çıkmadığı müddetçe oynamalarına imkan yok. Ancak deplasman takımı olarak gelebilir, çünkü Arena'nın sözleşmesinde yazan hususlar belli. Milli takım maçları ve milli bayramlar/özel törenler dışında herşey Galatasaray'ın kontrolünde. Beşiktaş burada efendi gibi Galatasaray'dan stadı kullanmak için izin istemek yerine, masabaşı oyunlara başvurdu. Aslında yöneticilerimizle masabaşında görüşmeleri uygundu, ama kendileri daha farklı masalarda yer alarak önce kendilerince kamuoyu yaratmaya çalıştılar. Mağdur rolünü oynamaya çalışarak, nostaljiyi örnek göstererek ve en önemlisi stadı devletin yaptığına atıfta bulunarak Türk Telekom Arena'da maçlarını oynayabileceklerini düşündüler. Fakat duvara tosladılar, özellikle son konuda. Fazla uzağa gitmeye gerek yok, geçen sene stadın açılışı sonrasında Aydın MHP milletvekili Ali Uzunırmak'ın önergesi sonrasında dönemin başbakan yardımcısı Cemil Çiçek'in resmi açıklamaları suratlarına bir tokat misali çarptı. Başbakan yardımcı Cemil Çiçek'in mecliste yaptığı açıklamayı okumak ve ihale bedelleri/satış bedelleri hakkında bilgi almak için şuraya tıklamanız yeterli olacak. Bu yetmedi, birde işin kamuoyundan (kendi taraftarlarından bile) tepki alarak suratlarına ikinci tokadı yediler. Aldıkları cevaplar karşısında tatmin olmasalar gerek, oyunu farklı noktalara çekmeye başladılar.

Beşiktaş başkanı Fikret Orman önce siyasileri araya soktu, Galatasaray üzerinde siyasi baskı yapılmasını sağlamak istedi ama burada da aldığı cevap, üçüncü tokat anlamına geliyordu. Siyah-beyazlı kulübün başkanı hızını alamamış olsa gerek, bugün üzeri kapalı olarak tehdit etti Galatasaray'ı ama sonradan geri vitese takmak zorunda kaldı. "Başbakanla hiçbir kulübün karşı karşıya kalmasını istemeyiz" diyerek imada bulunmasının ardından, "Galatasaray'ın bir takım sorunları varmış gerekirse orada oynamayız" demesi apayrı bir ironi oldu. Allah razı olsun, sağolun.. Bizim stadımızda, biz izin vermediğimizden ötürü oynamadığınız için nasıl teşekkür etsek, bilemedik. Kendisine bir takım siyasiler tarafından destek verildiği aşikar, yoksa bu kadar darboğazda olan bir kulübün Galatasaray'a karşı bu kadar kafa tutması pek hayra alamet bir durum değil. Daha doğrusu, ekonomik kriz yaşayan takımın stadyum konusunda üstüste red cevabı almasına rağmen, bu kadar ısrarcı olması ve kulübünü ayaklar altına alması pek normal bir durum değil. Beşiktaş'lı aklı selim taraftarların bu durumdan hoşnut olmadıkları bir gerçek. İlginç bir yola doğru gidiyorlar, haydi hayırlısı diyelim. Yesinler birbirlerini, pek umrumuzda değil doğrusu, ister batsınlar ister çıksınlar. Bu arada dostluk, arkadaşlık, sevgi falan demeye kalkmayın sakın.. Bu oyunda artık amatörlük bitti, blogu takip eden tüm herkesin bir yılda kazandığı toplam paradan daha fazla para harcanıyor bu endüstride.. İstediğimiz kadar "no al, calcio moderno" diyelim, ama bir yere kadar. İskoçya'nın en köklü takımlarından Rangers iflasını açıklamasına rağmen ligde kalmak istedi ama düşene son tekmeyi ligin diğer takımları vurdu ve ligde bu şartlar altında mücadele etmelerini kabul etmediler.

Ben filmi biraz daha geriye sarmak istiyorum. 2002 yılında açılışı yapılan Olimpiyat Stadı'nda dönemin zorluklarını yaşarken Galatasaray maçlarını İnönü Stadı'nda oynamak için başvuruda bulundu. Ama böyle siyasi otorite baskısıyla, kamuoyu yaratmaya çalışarak veya yuvarlak hesaplar yaparak değil. Aslanlar gibi, adam gibi ev sahibi takımla görüştü. Aldığı cevap sonrasında da sesini çıkartmadı, paşa paşa Olimpiyat Stadı'nda çekti cefasını. Biz orada oynarken bugün olduğu gibi dört şeritli yollar, deneme sürüşünde olan metro hatları da yoktu ayrıca. Kamyon kasalarında gidip geliyorduk maçlara, veya kilometrelerce yürüyerek ulaşıyorduk anayollara. 2005'te dönerken mabedimize, bir yıl sonra Avrupa maçları için ayrılacağımızı kim bilebilirdi? Şampiyonlar Ligi'nde geçirdiğimiz son yılda (2007) yine Olimpiyat'ın yolunu tutuyorduk. Gitmeden evvel Beşiktaş'tan talepte bulunmuştuk yine, fakat zeminlerinin bunu kaldıramayacaklarını ifade ederek Olimpiyat'ı işaret ettiler. Yine paşa paşa, bize yakıştığı gibi, en azından onurlu ve adam gibi bir duruşla çektik çilemizi. Bugün birileri şehrin göbeğinde 30bin kişilik stadı dolduramazken, kombine satamazken biz zamanında yolu olmayan o dağbaşında yer alan stadyumda 80bin kişiyle maç oynadık. Bu arada stad paylaşımı konusunda Beşiktaş oldukça vukuatlı ve diğer takımları tabir-i caizse kovan bir kulüp. Vakti zamanında (ki o dönemler yanılmıyorsam Fikret Orman yöneticiydi) İstanbulspor stadı paylaşmak isterken, ortalığı ayağa kaldırmış ve sarı-siyahlı takımı Bayrampaşa'ya göndermişlerdi. Bunları unutmadık tabii, ne yapıyordu yazın yediğin hurmalar? Aynen öyle..

Filmi biraz ileri biraz geri alalım, mehteran misali.. Beşiktaş başkanı Fikret Orman daha göreve gelir gelmez stadımızı ortak kullanmayı istediğini belirtmişti fakat bu kapsamda resmi teklifini yapmamıştı. İzledikleri yolun yanlış olduğunu söylemiştik, önce kamuoyu yarattılar ardından da siyasilerden baskı yapmasını istediler. Başta taraftarlar olarak Galatasaray camiası ayaklandı neredeyse, izin vermeyeceklerini açık açık beyan ettiler. Beşiktaş başkanına kötü bir haberimiz var. Localar maalesef, bizde ofis olarak satışa sunuluyor. Galatasaray'dan loca aldığınız takdirde bu localarınızı 7/24 kullanabilme hakkına sahipsiniz. Bu şu demek oluyor; Beşiktaş stadı ortak kullansa bile localara ortak olamayacak, keza tüm loca sahiplerinin elinde belli sözleşmeler var. Fikret Orman'ın rüyalarını süsleyen 'loca satışından gelir' böylece suya düşmüş oldu. Bunun yanı sıra, Galatasaray'ın elinde bulunan sözleşmede üst kullanım hakkı gayet açık olarak tanımlanmış, herhangi bir hukuki boşluk bulunmuyor. Oldu mu sana ikinci gol? Yani izin almadan, ne yaparsa yapsın oynamalarına imkan yok. Ama onlar farklı ve çok yanlış bir yolu seçtiler. Önce açılışta Galatasaray taraftarına sinkaflı küfürler eden Spor Bakanı'na gittiler, ortak kullanım konusunu çözmesi için. Ardından (özellikle bugün yaptığı konuşmayla) konuyu açılışta Galatasaray taraftarıyla yaşadığı husumet malum olan Başbakan'a taşıdılar. Kendisine şunu sormak lazım.. Açılışta başbakanı ıslıkladı diye, 2 yıldır stadının yolları yapılmamasına/türlü engellerle karşılaşmasına rağmen tek kelime ses etmeyen Galatasaray camiası buna göz yumar mı? Bence yummaz! Peki aynı şekilde Galatasaray taraftarı göz yumar mı? Hayır. Siner, sineye çekilir, ses çıkartmamazlık yapar mı? Bu sorunun cevabı malumunuz, herhalde bu konu hakkında susmayan tek taraf Galatasaray taraftarı.

Burada taraftarı uyandırmak gerekiyor. Şuanda hemen hemen hepimiz transfer, kadro, teknik, taktik işlerine yoğunlaşmış durumdayız fakat Arena'nın paylaşımı konusunda yönetime ciddi anlamda bir siyasi baskı var. Bu baskının karşısında yönetim tek bir şekilde dik durabilir ve baskıları kırabilme başarısını gösterebilir. Hiç kuşkusuz tek vücut olmak, tek yürek olmak ve kulübün defalarca resmi/gayriresmi olarak verdiği 'red' cevabının arkasında olduğunu hissettirmek. Yönetime yapılan tüm siyasi baskılara karşı, bir akşam üzeri ansızın stadyum baskınlarına karşı ciddi anlamda tepki vermek için, Galatasaray'ın yalnız olmadığını göstermek için ciddi anlamda yönetimin arkasında durmak gerekiyor. Yönetim zaten bu konuda kararını vermiş durumda, gerekirse Genel Kurul'dan da hayır cevabını pekiştiririz düşüncesi hakim fakat taraftarlar olarak bu konuda yönetimin arkasında durmamız şart! Bu yolda sana karşı yapılacak her türlü siyasi baskıya dayan Galatasaray! Her zaman seninle omuzomuza olan taraftarın, yine yanında!

"Kimseden bir fayda ummam ben, dilenmem kol kanat. Kendi boşluk, kendi gökkubbemde kendim gezginim. Bir eğik baş bir boyunduruktan ağırdır boynuma; Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir Galatasaraylıyım!"

2 yorum:

  1. Bu dönem içerisinde medyada Adnan Polat yönetiminde GSGM ile imzalanan protokol, Beşiktaş lehine yorumlanmak için servis edildi. Herkes başka maddelere bakarken, önemli olanı kaçırdı. Son maddede yer alan "...tadın intifa hakkının 49 yıllığına GSK'ya tahsisine.." ifadesi bu tartışmalara başlamadan son noktayı koyar. Tüzel kişilere devlet tarafından verilen intifa hakkı, o stadı sözleşmenin diğer şartlarına sadık kalarak babamızın malı gibi kullanacağımızı gösterir. Canaydın'ın imzaladığı ilk protokol, ülkedeki diğer takımların GSGM ile imzaladığı kiralama(intifa hakkı tahsisi) sözleşmesi ile aynı. Polat'ın imzaladığı ise bir önceki hakları korumakla birlikte, stattaki eksiklerin tamamlanmasını garanti altına alır. GS tarafından herhangi bir maddenin ihlali bile, ki en bilineni çatının kapanması, stadı GS'nin elinden almaz kulübe para cezası kesilmesine neden olur.

    BJK'nin Arena'da oynamasının tek yolu, devlet eliyle hukuksuzluk yapılmasıdır ki devlet bunu yapmaktan çekinmeyecektir. Eren Talu'nun iflası, stadı Toki'nin yapması, Polat'ın erkenden stada geçmek için yaptığı anlaşma, zamanın TOKİ müdürü Erdoğan Bayraktar'ın ve RTE'nin yuhalanması kraldan çok kralcıların olduğu hükümete GS'ya ceza kesmek için gereğinden çok veriyor. Bu yüzden F.Orman GS'ye teklif yapmadan önce medyada RTE'ye de yaranarak bu fikri dillendirdi. Ve yine bu yüzden "İntifa hakkı bizim, gidin başka yer bulun" cümlesini keskin olarak kuramıyor GS yönetimi. Bu hukuksuzluk, ASY arazisinden daha değerli İnönü arazisini boşaltmak için büyük fırsat. Ve bana maalesef, seneye stadı paylaşacakmışız gibi duruyor.

    Stadı paylaşmak zorunda kalsak da kalmasak da, yönetimlerindeki kişilere bakmadan, tarihlerini bilmeden cemaate, iktidara karşı 3 temmuzdan beri "direndiklerini" iddia edenlerden daha çok direnişi son 1 ay içinde göstermiştir Galatasaray camiası. Devlete milyonlarca lira kazandıran bir projenin GS'ye lütfedilmiş gibi gösterilmesine direnen, hakkı olan stadı paylaşmamak için gerçekten direnen yönetimimle ve taraftarımla gurur duyuyorum!

    Ben de fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir GALATASARAYLIYIM!

    YanıtlaSil
  2. Fikret Orman'ın açıklamalarında şöyle bir söz geçiyor : ''Biz evimizi yıkacağız, bu sürede size misafir gelmek istiyoruz. Mali düşünceleriniz varsa gerekeni yapmaya hazırız.'' neredeyse parası neyse veririz demeye getiriyor.Fakat şöyle ironik bir durum var ki senin klübün borç batağında en dandik oyuncundan bile aldığı paradan indirim bekliyorsun ve stat için Galatasaray'a para teklif ediyorsun.Biz Galatasaray taraftarı olarak Ali Sami Yen'e küfreden beşiktaş taraftarını Ali Sami Yen Spor Kompleksi'ne sokmayız !

    YanıtlaSil

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0