Efsaneler | Hocaların Hocası; Coşkun Özarı
Tek kanallı, siyah beyaz televizyonlu yıllar. O yıllarda
Avrupa’da oynayan topçular, gurbetçiler falan yok. Milli takım kadrosu daima
şampiyonluk yaşamış 4 büyük takımdan seçilir. Milli maç olacağı zaman maçtan birkaç gün önce teknik adam Coşkun
Özarı, hafif kırlaşmış bıyıkları ve sigaradan çatallaşmış sesiyle TRT’ye çıkar
milli takım kadrosunu sayar: “Galatasaray’dan Fatih, Raşit, İsmail, Cüneyt, Yusuf, Erdal; Fenerbahçe’den
Yaşar, Erdoğan, Cem, İlyas, Selçuk; Beşiktaş’tan Kadir, Samet, Metin, Şaban; Trabzon’dan Güngör,
İskender, Hasan ve Gaziantepspor’dan Ünal...” Bu haftaki konuğumuz; Galatasaray’ın Metin
Oktay’lı, Turgay Şeren’li, Kadri Aytaç’lı kulübede kurt teknik
adam Gündüz Kılıç’lı ilk efsane kadrosunda defansın
belkemiğini oluşturan, teknik adamlık kariyerinde milli takımımızın ‘mütemadiyen’ teknik direktörü olan Coşkun Özarı.
Coşkun Özarı 1932 yılında İstanbul’da doğar. Ortaöğrenimini
okumak üzere Galatasaray Lisesi’ne başlar. Lisede en yakın arkadaşı Turgay Şeren’dir. İkisi de o dönemde
Galatasaray’ın alt yapısı sayılan lise’nin okul takımında forma giyerler. Ancak
keşfedilmeleri okul takımında olmaz. Coşkun ve Turgay haftasonları okulda
kaldıkları zaman, lisenin bahçesinde ‘pastasına’ birbirlerine şut çekme
yarışmaları düzenlerler. Tabi kalecilikteki üstün yeteneği sayesinde bu
oyunları genelde Turgay kazanır; ama maksat eğlenmektir zaten. Birgün yine bu oyunlar sırasında onları
müdür odasından birisi izlemektedir. Bu kişinin adı o dönemki Galatasaray
teknik direktörü Pat Molloy’dur.
Molloy bu iki ismi takımla antrenmana çağırır. Önce Turgay
sonra Coşkun A takıma yükselirler. Coşkun Özarı, Baba Gündüz’ün efsane
kadrosunda defansın belkemiği olur. Kalede
Turgay Şeren, defansta Coşkun Özarı, orta sahada Kadri Aytaç ve forvette Metin
Oktay dönemin Yenilmez Armadası'nı oluştururlar.
Coşkun Özarı futbolculuğu sırasında tam bir görev adamı
olur. Büyük çoğunluğu Gündüz Kılıç yönetiminde ve tamamı Galatasaray’da geçen
futbol hayatında defansın yanı sıra görev verildiği zaman sağ açık ve orta
sahada da aynı istikrarla oynar. Ancak onun kafasında başka bir düşünce vardır:
Teknik adam olmak!
Teknik direktör olma aşkıyla henüz 29 yaşındayken ve oldukça
da başarılıyken futbolu bırakır. İngiltere’ye teknik direktörlük kursu almaya
gider. Kurstaki hocaladan biri de İngiltere’nin efsane teknik adamlarından
Walter Winterbottom’dur.
1959-60 sezonunun ikinci yarısında Galatasaray, Coşkun
Özarı’yı göreve çağırır. Coşkun Özarı teknik direktörlüğündeki takım o sezonu
üçüncü olarak tamamlar. Ertesi sezon Baba Gündüz tekrar takımın başına gelir ve
yardımcısı olarak yönetime sunduğu isim de tabi ki Coşkun Özarı’dan başkası
değildir. Coşkun Özarı’da yazın yeni sezona hazırladığı, transferelerini
yaptığı takımı Baba Gündüz’e teslim edip geri çekilir.
Gündüz&Coşkun ikilisi
takımı ertesi sezon şampiyon yapar. Bir sonraki sezon da şampiyon kulüpler
kupasında çeyrek finale çıkarır. O yıllarda ülkede hayal bile edilemeyen
bir başarıyı yakalar bu ikili. Aynı süre içinde Coşkun Özarı bir yandan milli
takım teknik direktörlüğü de yapmaktadır. 1961
yılında henüz 29 yaşındayken milli takımın başına getirilir. Baba Gündüz
şampiyon takımın başında, yardımcısı Coşkun Özarı da ülkenin milli takımının
başındadır. Coşkun Özarı daha çok
gençtir. Bir süre önce birlikte veya karşılıklı oynadığı arkadaşlarını milli
takıma çağırıp onlara hocalık yapar.
Coşkun Özarı, Baba Gündüz ve Turgay Şeren |
Özarı 1964 yılında Baba Gündüz’ün bir süre takımdan
ayrılmasıyla Galatasaray'ı tekrar tek başına çalıştırmış ve o sene Türkiye Kupası’nı kazanma başarısı
göstermiştir. Daha sonra Baba Gündüz’ün geri gelmesiyle kendisi de
Galatasaray’dan ayrılıp sırasıyla Altınordu ve Şeklerspor takımlarını
çalıştırmıştır.
Coşkun Özarı 1969-70 sezonu sonunda tekrar Galatasaray’ın
başına getirilir. Yine tek yetkili kendisidir. 1970-71 sezonu kadrosunu kendisi
kurar, takımı yeni sezona hazırlar. Fakat yönetimin Brian Birch’le anlaşması üzerine bir kez daha geriye çekilir.
Sportif direktör benzeri bir sıfatla kulüpte çalışmayı sürdürür. Coşkun Özarı’nın kurduğu bu efsane kadro
liglerde ilk defa yaşanan bir şeyi başarır ve üç sene üst üste şampiyon olur.
Özarı 1971 yılında bir kez daha milli takımın başına
getirilir. Hedef Batı Almanya’da düzenlenecek 1974 dünya kupasına katılmaktır.
Fakat malesef Türk futbolu o dönemde pek de iyi bir konumda değildir. Coşkun
Özarı çok iyi niyetli ve özveriyle çalışır fakat istenilen başarıları
yakalayamaz. Zaten bu imkansızlıklarda kalıcı başarı yakalamak da imkansızdır.
Bir kere ülkede daha çim saha bile yoktur diyeyim, siz anlayın. Özarı bu
şekilde 6 sene milli takımı çalıştırır.
1978-79 sezonu öncesi tek yetkili olarak Galatasaray’ın
başına getirilir. Özarı’nın tek başına ve başından sonuna kadar teknik adamlığı
sürdürdüğü tek sezon bu sezondur. Galatasaray büyük bir şanssızlıkla Fenerbahçe’nin 1
puan gerisinde kalarak sezonu ikinci tamamlar. Bir sonraki sezon yine takımın
başında Özarı vardır. Fakat işler umulduğu gibi gitmez. Özarı istifasını verir.
Coşkun Özarı’nın yerine takımın başına getirilen isim lisede ‘pastasına’ şut
çekiştiği can arkadaşı Turgay Şeren’dir.
Coşkun Özarı 1982 senesinde bir kez daha milli takımın
başına geçer. Artık bir şeyler değişmektedir. Ülkenin futbola bakış açısı,
futbol anlayışı yavaş yavaş değişmektedir. Bu minvalde Coşkun Özarı da bir ilki
gerçekleştirerek ikinci ligde Gaziantepspor forması giyen 19 yaşındaki Ünal
Karaman’ı milli takıma çağırır. O yıllarda bırakın ikinci ligden, şampiyonluk
yaşamış dört büyük takımın dışından milli takıma futbolcu çağırmak bile
alışılmadık bir durumdur. Bu değişimin henüz çok başında takımın başındaki isim
Coşkun Özarı’dır. Özarı 1986 yılına kadar milli takım teknik direktörlüğünü Candan Tarhan'la değişmeli olarak sürdürür.
Coşkun Özarı kariyerinde Altınordu, Şekerspor ve Adana Demirspor’u da çalıştırmıştır.
Galatasaray ve milli takım haricinde Adana Demirspor’da da efsane olarak
anılır. Onun döneminde futbolumuz çok ileri seviyede değildi belki, bu yüzden
pek başarılı olamamıştır Coşkun Özarı. Ama efendi ve mütevazi kişiliğinden
hiçbir zaman ödün vermemiştir. Bu güzel insan 22 Haziran 2011 tarihinde
aramızdan ayrılmıştır. Umarız
Galatasaray yönetimi ve TFF yetkilileri bu efsaneye hak ettiği saygıyı eksik
etmezler. Mekanı cennet olsun.
Galatasaray hocası Coşkun Özarı, dünya kupasının yıldızı Pele ile birlikte |
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.