Eurocup | Yenilgi biraz ağır oldu..

Sezona yaptığı 11/11'lik girişle ne kadar iddialı olduğunu gösteren Galatasaray Medical Park ilk mağlubiyetini Lokomotiv Kuban deplasmanında oldu. Zor şartlar altında şehre ulaşabilen ve maça kadar sadece birkaç saatlik hazırlanma şansı olan takımımız güçlü rakibi karşısında 91-66'lık skorla ağır bir yenilgi aldı. Bizim özellikle kafa ve fizik olarak hazır olmadığımız bu maçın üstüne Kuban'ın savunmada sert ve hücumda da olağan dışı yüzdeyle atması maalesef bu kötü sonu oluşturdu.

Maça hızlı giren taraf Kuban'dı. Hücumda özellikle Calathes önderliğinde ve Baron, Jasaitis gibi isimlerle istediği oyunu sergileyen rakip takım 12-2'yle maça girdi. Daha sonra dengeleri yakalayıp oyunu istediğimiz seviyeye çektik ve periyot sonunda farkı 4'e indirdik. 21-17 ile girilen ikinci çeyreğe de yine iyi başlayıp ilk dakikaları istediğimiz gibi oynasak da rakibin ikinci bir serisine karşılık veremedik. Burada farkı 46-36'yla 10'a çıkaran Kuban devreye avantajlı girdi. Üçüncü çeyrek ise maalesef filmin koptuğu ve farkın iyice açıldığı çeyrek oldu. Hücumda istediğimiz hiçbirşeyi yapamamızın yanında bireysel anlamda da herhangi bir isimden özel katkı alamayınca ve rakibin hücumdaki ritmini engelleyemeyince çeyrek sonunda 72-48'lik bir sonuç ortaya çıktı. Son çeyrek ise formalite icabı gibi oynanan bir bölümdü. Burada farkı bir ara 18'e indirsek de devamında bir hamle yapamadık ve Kuban yüzdeli performansını devam ettirdiği bu periyod sonunda 91-66'lık bir galibiyet aldı.

Açıkçası bu kadar kötü bir senaryoda geçen maçın ardından rakamlar ya da istatistikler özellikle bizim açımızdan değerini kaybediyor. Zaten oynanmaması gereken bir maça çıkan takımımız buna karşılık bir reaksiyon da gösteremeyince kötü sonuç kaçınılmaz oldu. Savunma konsantrasyonumuz o ilk çeyreğin ikinci yarısı ve ikinci çeyreğin başı hariç normalin çok dışındaydı. Zaten yediğimiz 91 sayı bunun bir göstergesi. Tabi bu konsantrasyonu zaman zaman sağlasak bile rakibin dış atışlardaki anormal performansı hesapları karıştırdı. İlk yarıda çok daha can yakıcı olan 3 sayılık atış yüzdesi maç sonunda 11/22 ile %50'deydi. Bizde ise bu  4/15 gibi değil rakibe göre normale göre de kötü bir orandaydı. İki sayılık atışlarda da %60'la oynayan Kuban bu alanda da bizden iyi bir performans gösterdi. Biz ise bu atışları %50 ile atıp kendi ortalamamızın altına düştük. Ribaundlarda da 26-20 geride kalırken asist anlamında rakibin 17-13 üstünlüğü göze çarptı. Ama dediğimiz gibi burada asıl can alıcı nokta ilk yarıdaki üçlükleri ve üçüncü çeyrekte de iki sayılık atışlardaki çok yüksek yüzdesiydi.

Ağır bir mağlubiyetin alındığı bu karşılaşmadan sonra bireysel performanslara pek değinemiyoruz açıkçası. Macvan'ın kısıtlı bir bölümde ve belki de Ersin'in son bölümde biraz ayakta durma çabaları vardı. Furkan da bunların yanına yazılabilir. Ama özellikle dış oyuncuların kötü performansları burada bizi zorladı. Rakipte ise Calathes, Baron gibi isimler çok iyi performanslar sergilerken asıl fark burada ortaya çıktı. Tabi Domercant, Göksenin gibi isimlerin sakatlıkları ve zaten eksik olduğumuz oyun kurucu mevkisindeki zaafiyet de burada bir etki yaratmış olabilir, ama hepsinden öte temel sebep şüphesiz ki maça daha önce birkaç kez denememize rağmen gidememiş olmamız ve ancak bu sabahki özel seferle Rusya'ya ulaşabilmemiz oldu. Bu süreçte takım hem fiziksel hem mental olarak yoruldu ve bu durum parkeye bireysel anlamda performansların olumsuz olarak yansımalarına sebep oldu.

Geride kalan bu maçla birlikte sezonun ilk mağlubiyetini almış oluyoruz. Bu şartlar altında böylesi bir rakibe karşı mağlubiyet çok da şaşırtıcı değil. Belki bu kadar farklı mağlup olmayabilirdik ama açıkçası takımın bu maç için geçerli bir mazereti vardı. Tabi bu maçı bir gün ertelese dünyaları kaybetmeyecek olan ULEB'in işleri yokuşa süren tavrı hiç hoş değil. Bu ilk kez bizim başımıza gelmiyor, daha önce de ULEB'in maç erteleme konusundaki tavrının oldukça katı olduğuna dair örneklere şahit olmuştuk ama bu tavrın çok da geçerli ve doğru olmadığı ortada. Ayrıca Rusların da zor durumda olmamıza karşı pek yumuşak tavırlı olmadıklarını gördük. Hatta maçın bitiminde sahaya atılan konfetilerden ötürü Furkan ve Can hafif sakatlıklar geçirdiler. Artık bu noktadan sonra iş biraz da taraftara düşüyor. Haftaya Abdi İpekçi'de bu maçın rövanşı oynananacak. Hem gruptan çıkma anlamında rahatlamamız için hem de bu hafta yaşadıklarımıza karşılık bir cevap verebilmek adına bu maçta taraftarımızın desteği farklı bir önem kazanıyor. Tıpkı önceki gün oynanan Manchester United maçındakine benzer agresif, arzulu ve tam desteğini esirgemeyen taraftarımızla beraber Kuban'ı yenelim ve bu yaşanan olumsuzluklara cevabı en net şekilde verelim. Şimdiden hadi herkes Abdi İpekçi'ye!

Oyuncularımızın Kuban maçında yakaladıkları istatistikler ise şu şekilde oldu:
Jamont Gordon: 12 sayı, 4 ribaund, 2 asist, 1 top çalma, 3 top kaybı, (4/10 şut) 
Jaka Lakovic: 3 sayı, 2 asist, 1 top kaybı, (1/2 şut)
Engin Atsür:
6 sayı, 1 top kaybı, (3/5 şut)
Cenk Akyol:
10 sayı, 1 ribaund, 2 asist, 1 top çalma, (3/8 şut) 
Furkan Aldemir:
2 sayı, 2 ribaund, (1/1 şut)
Boniface Ndong:
6 sayı, 5 ribaund, 1 asist, 1 top kaybı, 2 blok, (3/6 şut)
Milan Macvan:
11 sayı, 2 ribaund, 1 top çalma, 2 top kaybı, 2 blok, (5/7 şut)
Ender Arslan:
2 ribaund, 1 asist, 1 top çalma, (0/4 şut )
David Hawkins:
9 sayı, 5 asist, 2 top kaybı, 2 top çalma, (4/11 şut)
Erwin Dudley:
7 sayı, 4 ribaund, 1 top kaybı, 2 blok, (1/3 şut)

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0