Derbi Özel | Nostalji: 5-1'lik Kupa Finali...

Tarih 11 Mayıs 2005. Türkiye kupası final maçı. Fenerbahçe 22 yıldır alamadığı kupa hasretine son vermek arzusunda, Galatasaray ise 100. yılının ilk kupasını efsane futbolcusu Hagi'nin teknik direktörlüğünde almak telaşında. Maç Olimpiyat Stadı'nda oynanacak. Futbol tarihinde ilk defa 40bin Cimbom'lu ve Fener'li yan yana maç izleyecekler. Üstelik bu iki takımın son olarak Türkiye Kupası finalinde karşı karşıya geldiklerinde ne olduğu malumunuz (bkz. Ulubatlı Souness).  Fenerbahçe yöneticileri o sezon iyice diğer takımlardan üstün görmeye başlamışlar kendilerini. Galatasaray'ın UEFA zaferine "tesadüf", Beşiktaş'ın kalede Pancu'yla Kadıköy'de kazandığı maç için de "tek farklı galibiyetler unutulur, önemli olan farklı kazanabilmek" açıklamasını yapmışlar. Medya Fener goygoyculuğunda. Centilmen başkan Canaydın "ya sabır" diyor beyefendiliğini bozmuyor. Fenerbahçeli taraftarlar maçtan önce elleriyle 6 yapıyorlar, nereden bilebilirlerdi ki elleriyle aslında bu maçın skorunu gösterdiklerini. Galatasaray o gün o olimpiyat işaretinin her halkasına birer tane tıkalayacaktı...

Kalede panter Mondi, savunmada yeni Emre Belözoğlu diye transfer edilen gel zaman git zaman sağ bek olup çıkan Cihan Haspolatlı, doğduğu ülke yüzünden gerçek yaşı hiçbir zaman öğrenilemeyen Rigobert Song, Fener formasını yere attığı gün gerçek Galatasaraylı olan Tomas, alt yapıdaki futbolculara abilik yapması için transfer edildiğini düşündüğüm Orhan Ak'la göbekte Şampiyonlar Ligi standartlarında beklerde ise Üçüncü Lig Sekizinci Grup standartlarında bir defans hattıyla sahaya çıkıyorduk. Orta sahamız ise ortada "ben Real Madrid topçusuyum" Conceiçao ve Hagi sayesinde yeniden milli takıma kadar yükselen Ayhan, solda dünya efendilik yarışması olsa her sene onur ödülü alacak olan Ergün, sağda Franck Ribery (vay arkadaşşş!), ileride de Fener'in çok sevdiği Necati ve Kral Hakan Şükür ilk onbiri Hagi'nin sahaya sürdüğü kadroydu. Daum ise takımını Barcelona'dan kiralık Rüştü, Gençlerbirliği'nden orta saha olarak transfer edilip sağ beke sürülen Serkan Balcı, Luciano&Önder Turacı tandemi ve ne akla hizmetse sol bekte Deniz Barış'la çıkıyordu. Orta saha oyuncularından devşirme sağ bek yapmak o dönemde moda olup uzun yıllar ceremesini çektirecek bir akımdı. Orta sahada henüz Mehmet olmamış Aurelio, Selçuk Şahin, solda hindi Tuncay sağda da boğa Serhat, ileride Alex De Souza ve çingen Nobre ilk onbiriyle sürmüştü.

Aziz Yıldırım maçtan önce ben bu şeref tribününde oturmam artistliğini yapıp taraftarın arasında maçı izlemeye kalkmış, 90 dakika boyunca sülalesinin kulaklarının melodik olarak çınlamasına sebep olmuştur.

Maç tempolu başlamış, Conceiçao adım adım Alex'i takip ediyor, Luciano Galatasaray ceza sahasının önünde dolaşıyor, klasik bir derbi mücadelesi gibi gidiyordu. 15. dakikada Necati'nin akıllara zarar ara pasında Ribery 250'ye takıyor, Luciano ve Önder bellerini döndürene kadar topu Rüştü'nün yanından ağlara gönderiyordu. Deniz Barış'ın bu pozisyonda hala sol çizgide Ribery'nin gelmesini beklediği söylenir. Ribery o kadar hızlı geçmiştir ki, Deniz geçtiğini görememiş.

Bu golden 7-8 dakika sonra Ergün'ün çizgiye gönderdiği topu Ribery auta çıkmadan yakalamış, Önder'i bakkala gönderdikten sonra Necati'ye al da at demiş, Neco da bu ikramı geri çevirmemiştir. Bu golde de Deniz Barış'ın sol çizgide eli belinde görüldüğü söylenir. Bu golden sonra Fenerbahçe ataklarını sıklaştırır, Luciano artık temelli forvet oynamaktadır. Fakat gol yine Galatasaray'dan gelir. Ergün'ün derinlemesine pasında Kral çift band görüp Rüştü ve Deniz'e çarptırıp golü atar. Servet için Shevchenko'lu Milan maçı neyse Deniz Barış için de bu maç öyledir. Bana "Ribery'nin karşısında Deniz'i oynat" diye vahiy gelse, yaradana isyan ederim yine oynatmam Deniz'i; ama dahi Daum oynatır arkadaş.

İlk devrenin sonlarına doğru yine alakası yokken forvete çıkan Luciano'dan gol yeriz ve devre 3-1 biter. Daum ikinci yarıya Selçuk - Van Hooijdonk değişikliğiyle başlar. Hagi ise sadece kendisi ve Fatih Terim'in yapabileceği bir delilikle 17 yaşındaki Uğur Uçar'ı oyuna alır.

Maç 7 mi olur 8 mi olur hesapları yaparken oyunu okumasına kurban olduğum Hagi'nin oyuncu değişiklikleri maça damga vurmaya devam eder. Önce Ribery'i hız sınırlarını aşmasın diye, sonra da Necati'yi tamamen Hagi Jr.'ların keyfine oyundan alır. Daum da kulübede oturan Murat Hacıoğlu'yla Semih Şentürk'e şöyle bir bakıp "la havle" çektikten sonra denize düşen yılana sarılır mantığıyla Mehmet Yozgatlı'yı oyuna alır. Yozgatlı'nın kariyerine bi baksan 4 Süper Lig şampiyonluğu, bir Türkiye Kupası şampiyonluğu, bir UEFA bir de Süper kupa görürsün. Herifte bir CV var zannedersin Türk Futbolu'nun yetiştirdiği en büyük yıldız, böyle ballı bir adam işte bu Yozgatlı.

İşte bu ballı Yozgatlı oyuna girdikten bir dakika sonra Hakan Şükür gelen ortayı sağ ayağının dışıyla durdurup yere iner inmez sol ayağıyla kaleye yollayıp kariyerinde olmayan gollerden birini atıyor. Zannedersin Roy Makaay. Maçın sonlarına doğru bir tane daha tıkalıyor Kral ve en çok da maçı yorumlayan Ersun Yanal morarıyor. Zira o yıllarda tam tekmil Galatasaray taraftarı olarak Ersun'a gıcığız.

Maç malumunuz 5-1 bitiyor. Maçtan sonra Fenerbahçeli arkadaşların telefonu afedersiniz genelev telefonuna döndüğünden bir çoğu numarayı Samandıra tesislerine yönlendiriyor. Aziz Yıldırım "çok küfür yedim" diye ağlarken, Nihat Özdemir "bir takım 5-1 yenilebilir, bir takım 6-0 da yenilebilir, bunlar futbolda olan şeyler" diye zırvalıyor ve bizi hiç şaşırtmıyor. Rahmetli Özhan Başkan da ilk defa centilmenliğini bozarak "Bana niye küfretmiyorlar, demek ki hakediyor" diye açıklama yapıyor. Nasıl dolmuşsa rahmetli. Bir de kupa töreni sırasında Necati gaza gelip ilk olarak kürsüye fırlamaya hareketlenmişti, rahmetli başkan Canaydın fiziğinin de avantajını kullanarak Necati'yi kündeye getirip gazını almış, önce kendisi akabinde kaptan Bülent'in kürsüye çıkmasını sağlamıştı... Galatasaray o gün bir kez daha Fener taraftarının önünde kupa kaldırıyordu, ama bu son olmayacaktı...

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0