ST Süper Lig Panorama - 16. Hafta
Dünyanın sonuna ya da onun fani olduğuna inancımızın tekrar yıkılacağı güne sayılı saatler kala... Yeni Şampiyonlar Ligi rakibimizi dört gözle beklerken... Geçtiğimiz haftaya bir göz atalım: Derbiyi, Selçuk'u, frikiği, Quaresma'yı, derbiyi, Selçuk'u, frikiği, koreografiyi, rakip başkanın tepkisini, TT Arena'da bayan taraftar olmayı, sonra gene derbiyi, gene frikiği ama bu sefer Volkan'ı.. Tekerrürden ibaret tezahüratlarımızı. Haydi iki lafın belini kıralım ve hep birlikte 16. haftanın geyiklerini bir çatı altına toplayalım.
BİR NEFRET OBJESİ OLARAK EZELİ RAKİP
Haftanın maçı, tahmin ettiğiniz. Galatasaray - Fenerbahçe. Çok matah futbol olduğundan değil, liderlik mücadelesi için önemli olduğundan belki, ama daha çok iki takımın anlatıla anlatıla bitmeyen karşılıklı hislerinden. Farkında değil miyiz aynı şeyin laciverdi ve kırmızısı olduğumuzun, farkında olduğumuzu zannediyorum. Hani gelenler, geçenler, isimler, bazı karakterler birbirinden farklı olabilir ama topladığınızda aşağı yukarı aynı şey... Ama biraz tutkuya ihtiyacımız var. O stada gidip bizim tarafın bağıra bağıra "bizim için onlara koymasını" istemek, ne kadar da saçma bir o kadar da keyifli! Onlar, sarının tonunu bozmuşlar, yanına da kırmızı değil lacivert koymuşlar ve daha bir yenilesiler! Fatih Terim'in dediği gibi derbileri kazanmak taraftara moral olması açısından önemli, gerçek hayatta nefret ettiğin kaç şeye savaş açıp kazanabilirsin ki.
(Bu kabullenilmiş kini yanlış anlayıp GStore'a saldıran rakip taraftarlara anlayış gösteremiyoruz ama.)
TOP, ŞİŞEDE (?) DURDUĞU GİBİ DURMAZ
Serbest vuruşlardan gol atılabildiğini unuttuğumuz yılların yerini, sadece duran toplardan atılan gollerle derbi kazandığımız için eleştirildiğimiz anların alması ne kadar enteresan. Sabrın sonu, Selçuk İnan. Haftanın golü ondan geldi, enfes bi frikik bıraktı Volkan'ın koruduğu kaleye. Annesi bu golü atacağını söylemiş, onu utandırmadı. Tribünde o anı kaydetmek için telefonlarını açıp kaydetmeye başlayan insanları utandırmadı. Kaptanlık pazubandını kendine çok yakıştıran bu fülesiz ama lüleli orta saha oyuncusu parçalıyı giyiyorsa, rahat uyu Galatasaraylı.
SİZE HER MAYIS BİZİ HATIRLATIR
Açıkçası ilk koreografiden bu yana biraz sıradanlaşmaya başladı, her önemli maçta halatları kullanıyor ,aynı tezahüratı 10 ve hatta daha fazla dakika boyunca söylemekten hiç de çekinmeyen taraftarımız. Ama bu seferki gerçekten taşı gediğine oturtan bir çalışmaydı. Oldukça eğlenceliydi, Fenerbahçelilerin malum olayda açamadığı çirkin sinirli adama gönderme yapıyor, gövdesinde aslan pençesi "Beni ağlatma" diye çığırtıyordu ona. Bu sırada Saraçoğlu yanıyor, kupayı ondan kapan aslan çok keyifli gözüküyordu. Hatta bu koreografi o kadar başarılıydı ki, BaşKanarya koreografinin en kralını yapmak için hırslandı. Kıyamam ben ona!
GİDER AMA BİR ŞARTLA
Quaresma'yı kendine düşman neden gördü Beşiktaş, taraftarının aşkından Mecnun'a dönmesine nasıl göz yumdu, ne kadar da kötü bir adamdı böyle, falan filan.. Tartışılır, ya da tartışılmasına gerek yoktur, biz Milan Baros'u neden adamdan saymıyoruz'la birlikte muamma kalır. 6 aylık anlamsız iç savaşın sonunda Quaresma takımdan gönderildi. Dediğine göre yıllık ücretinde indirim için gitmiş, "Şimdi sen kontratını kaça feshedersin" diye tepki almış. Ancak sarı-kırmızılı formayla görüldüğünde gelecek tepkilerin boyutunu test etmek istemediğinden olsa gerek, işini şansa bırakmadan sezon sonuna Türkiye takımlarına gitmesi durumunda tazminat şartı koymuşlar.
TT ARENA'DA BAYAN TARAFTAR OLMAK
Bayan demeyi sevmem, hatun derim, hanım derim, dişi derim, kadın derim, kız derim, leydi derim, matmazel derim... bayan demeyi sevmem. Özel bir takıntım yok pek çok feministin aksine, ama biraz büyüyünce anladım ki: bayan, bir kadının kendi cinsel organının bilimsel terimini söylemesinden utanması gerektiğini düşünebilenlerin "kadın" demekten kaçışıdır çoğunlukla. Adeta tüm dişi olanın suçlu doğduğu kültürlere gönderme yapar kibarca "bayan" diyenler. Sanırım futbol dünyası bundan pek haberdar değil ya da bu hatun tribini kimse umursamıyor ki TT Arena'ya girerken ayrı bir "Bayan" kapısından geçiliyor. Teoride "bayan" girişi olmayan her yer "bay" girişi, ama bunu belirtme ihtiyacı da hissedilmiyor. Dişi olmanın avantajları yok değil, bu kibarlık aslında pozitif bir ayrımcılık ve metroda herkes tıkış pıkışken kalan son koltuğa "bayan" oturuyor, turnikelerden "dur bi bayan geçsin de önce" oluyor ve en güzeli, Selçuk İnan'a kalp yapmak için bir fazla sebebin var: Adam yakışıklı beyler.
BİRKAÇ NOT
-Nedense pek çok insan derbi skorunu tahmin edebildi. 2lerle 1lerle çok uğraştığımızdan olabilir, bu son günlerde (12.12.12., 21.12.2012 vs. ) Neticede evde üç kardeş magazin programında ünlülerin derbi tahminlerini izlerken, 2-1 ya da 1-2 gibi tahminlerin çokluğuna şaşırdık ve üçümüzün de 2-1'de hemfikir olduğunu bir anda fark ettik. Ve skor 2-1'e geldikten sonra, başka gol olmayacağını da içten içe biliyorduk.
- Burak Yılmaz Şampiyonlar Ligi grup aşamasının en önemli oyuncusu olarak tanıtılmış UEFA'nın resmi sitesinde. Tebrik ederiz.
Hadi iyi kuralar!
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.