Sisteme Dair: Transfere göre taktik değil, taktiğe göre transfer..

STSL'de 2012-2013 sezonunun ilk devresini lider olarak bitirip, Şampiyonlar Ligi'nde de son 16'ya kalmayı başaran takımımız  iyi yolda, fakat ilk devre sonunda takımda bazı eksikliklerin olduğu da inkar edilemez. Bu nedenle devre arası transfer dönemini hareketli geçireceğiz gibi gözüküyor. Yapılacak transferlerde dikkat edilecek nokta oynayacağımız taktiğe göre ihtiyaçlarımızı belirleyerek hamle yapmak, isimden çok ihtiyaca yoğunlaşmak olmalı.

İlk devre boyunca birinci derece kullandığımız taktik sezon başında da bahsettiğimiz asimetrik 4-4-2 taktiği oldu. Bir kanatta defansif, bir kanatta ofansif oyuncu tercihi ve çift forvet ile sonuç olarak genelde istediğimiz verimi alsak dahi oyun olarak tatminsizlikler yaşadık diyebiliriz. Özellikle Arda Turan'ın ayrılmasından sonra sol taraftan bir türlü istenilen katkıyı alamamamız ve bununla beraber Hamit, Melo ve Selçuk'un hemen hemen devrenin tamamını formsuz geçirmeleri istenilen oyun kalitesini yakalayamamanın en büyük nedenleri olarak göze çarptı. Bunun haricinde Elmander'in sakatlıktan sonra bir türlü kendini toparlayamamış olması ve Umut'un Burak'ı tamamlayabilecek ikinci forvet olmayışı 4-4-2'deki bir başka sıkıntıydı. Bu sorunlar zaman zaman Fatih Terim'i arayışa itti ve Hoca bazen 4-5-1 bazen de 4-3-3 oynatarak 4-4-2'ye alternatif yaratmaya çalıştı. Fakat özünde beşli orta sahaya dayana bu taktiklerde orta sahadaki yaratıcı oyuncu sıkıntısı ciddi şekilde problem yarattı ve bu taktiklere döndüğümüz zamanlarda pozisyon bulmakta zorlandık.

Transfer sezonu açıldığında alacağımız oyuncuları yukarıdaki sıkıntıları göz önüne alarak seçmemiz gerekiyor. Yani eğer Fatih Terim 4-4-2'de ısrar edecekse sol tarafa mutlaka bir transfer şart. Bu ya sol bek mevkine bir oyuncu alarak Riera'yı önde kullanmak ile gerçekleşecek ya da gene ciddi bir bonservis harcayarak etkili bir sol açık transfer ederek. Tabi son iki sezondur sol açık transfer edip çok ciddi oranda yatırım yaptığımız düşünüldüğünde yeni bir açık transferi en azından bu şartlar altında zor gözüküyor o nedenle bek transferini kaliteli bir oyuncu alarak gerçekleştirmek ve açık için elimizdeki iki alternatiften faydalanmaya çalışmak durumunda kalabiliriz. Sol tarafın haricinde eğer 4-4-2'de ısrar edilecekse bir de forvet oyuncusu transferi de şart. Geçen sene Necati Ateş'in yaptığı gibi topu kullanıp arkadaşını pozisyona sokabilecek, aynı zamanda da kendisi pozisyona girebilecek kalitede bir forvet bulmamız gerekiyor. Örnek vermek gerekirse; Atletico Madrid kulübünde forma giyen Adrian Lopez Alvarez tarzı bir oyuncu bu soruna ilaç olacaktır diye düşünüyorum.

Öte yandan Şampiyonlar Ligi'nde çift forvet oynamanın zorluğu ve Burak'ın tek forvetteki başarısı bana göre bizi 4-3-3'e evrilebilen bir 4-5-1 taktiğine itecek gibi. Bu durumda olmazsa olmaz transfer, gerektiğinde kanat dahi oynayabilen ama asıl görevi forvet arkasından oyunu yönlendirmek olan yetenekli bir orta saha oyuncusu  olacaktır. Fatih Terim'in Kaka Leite'deki ısrarı da aslında aklında olan taktiğin 4-5-1 olduğunun en ciddi işareti. Bu tarz bir oyuncuyu devre arasında bulabilmek, hem de Şampiyonlar Ligi'nde oynamamış bir alternatif yakalayabilmek gerçekten büyük zorluk. Böyle oyuncular olsa dahi genelde kulüplerinde forma giyiyor olmaları ve yüksek bonservis ücretleri potansiyel problemler. Bu kriterlere uyan oyunculara örnek vermek gerekirse Keisuke Honda, Mauro Zerate, Diego ve hatta Ronaldinho isimleri zikredilebilir. Bu transfere ek olarak 4-5-1 oynasak dahi sol bek mevkinde forma giyebilecek kaliteli bir oyuncu transferi yararlı olacaktır çünkü , tüm iyi niyetine rağmen, asıl görevi açık oynamak olan Riera'nın bu mevkide defansif olarak yaşadığı sıkıntılar inkar edilemez.

Taktiğe göre yapılacak transferlerin haricinde hangi taktik oynanırsa oynansın transfer yapılmasında fayda olan iki önemli mevki daha var. Bunlar Cris'in isteneni verememesi ve Dany'nin dengesiz performansları nedeniyle stoper ve Selçuk ile Melo'nun yedeği konumundaki oyuncularımızın bu yükü kaldıramaması nedeniyle yaratıcı özellikli defansif orta saha. Önümüzdeki sezon yabancı sayısının düşürüleceği düşünüldüğünde bu ekstra transferlerin yerli oyuncular olması bence çok önemli. Tabi Türkiye içi transfer piyasasının durumu düşünüldüğünde yerli isim tercihlerini mümkünse yabancı ülkelerden yapmak mantıklı olabilir. Özellikle defans için Ömer Toprak  üzerinde durulması gereken bir alternatif. Defansif orta saha için ise yukarıda bahsettiğimiz özelliklere sahip en önemli yerli oyuncu Alper Potuk gibi gözüküyor.

Kısacası ilk devre tabelada gayet başarılı gözüksek de oyun olarak istediğimiz yere gelebilmek için daha yolumuz var ve hangi taktiği tercih edersek edelim transfer yapmak durumundayız. Burada önemli olan oynayacağımız sistemi doğru seçip o sisteme en iyi uyacak oyuncuları seçebilmek. Özellikle yüksek bonservis harcayacağımız oyuncu tercihini tek atımlık silah gibi değerlendirmeli ve iyi nişan almalıyız. Bonservisi yüksek diye kendini kanıtlamış, kaliteli oyuncuları reddedip yerlerine gene yüksek bonservisli ama kalite sıkıntısı çeken alternatiflerin alınmasından bir fayda görmediğimizin de artık farkına varmalıyız.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0