Didier Drogba resmen Galatasaray'da..

Spor Toto Süper Lig'de şampiyonluk yolunda emin adımlarla yürümeye devam eden ve Şampiyonlar Ligi'nde son 16 takım arasında yer alan Galatasaray, ara transfer döneminde kadrosunu güçlendirmeye devam ediyor. Geçtiğimiz haftalarda Sneijder'i kadrosuna katan takımımız hücum hattına son derece önemli bir takviye yaptı. Çin Ligi takımlarından Shanghai forması giyen 34 yaşındaki Didier Drogba ile uzun bir süredir temas halinde olan takımımız Fildişi Sahilleri doğumlu süpertarla 1.5 yıllık sözleşme imzaladı.

Tam ismi Didier Yves Drogba Tebily olan ama bütün futbol dünyasının Didier Drogba olarak çağırdığı yıldız oyuncu 11 Mart 1978 tarihinde Fildişi Sahili'nin Abidjan kentinde dünyaya geldi. Çocukluğunda annesi ve arkadaşları tarafından 'Tito' olarak çağırılırken ailesinin imkansızlıkları ve yetiştiği çevrenin bir çocuk için pek uygun olmamasından ötürü profesyonel futbolcu olan amcası onu yanına almak istedi. Ailesi ilk başta buna karşı çıksa da daha sonra çocuklarının iyiliğini gözettiler ve 5 yaşındayken onu Fransa'ya yolladılar. Amcasıyla birlikte 3 yıl boyunca Fransa'da kalan Tito bu sürenin sonunda ülkesine geri  döndü. 11 yaşına kadar ailesiyle kalıp arkadaşlarıyla sokak futbolu oynarken 1989 yılında ülkeyi vuran ekonomik krizden ötürü ebeveynleri işlerini kaybetti ve Didier yeniden Fransa'ya amcasının yanına gitmek zorunda kaldı. Bir yandan eğitimine devam ederken bir yandan da burada futbola başladı. İlk yıllarındaki takımında sağ bek oynatılırken kendisi de santrafor olan amcasının telkinleriyle hücum bölgesine geçti ve ondan bazı santraforluk numaraları öğrendi. 13 yaşındayken ailesi de Fransa'ya yerleşen Drogba o yıl okulunda başarısız olup sınıfta kalınca ailesi tarafından futbol oynaması 1 yıl yasaklandı.

AMATÖR LİGDEN, UEFA KUPASI FİNALİNE..
Bu 1 yıllık yasağın ardından amcasının yanından ailesiyle birlikte yaşamak için Paris'in banliyölerinden Antony'e giden Drogba'nın futbol hayatında isim yapma dönemi de burada başladı. 15 yaşında Levallois'in genç takımında futbol oynamaya başlarken 17 yaşında A takıma yükseldi. Fransa 4. Liginde mücadelesini sürdüren Levallois'de oynamaya devam edereken okulunu bitirip üniversite okumak için şehir değiştirince kulübünden ayrılmak zorunda kaldı ve 2. ligde oynayan Le Mans'ta oynamaya başladı. Buradaki ilk 2 sezonunda yaşadığı 2 ciddi sakatlığa rağmen yılmadı ve 21 yaşına geldiğinde Le Mans'la ilk profesyonel sözleşmesini imzalamayı başardı. 1999-2000 sezonu onun kariyerindeki ilk profesyonel sezonu olurken aynı yıl içinde Isaac ismini verdiği ilk çocuğu da dünyaya geldi ve artık yavaş yavaş tam bir sporcu hayatına sahip olmaya başladı. Bu sezonda 30 maçta 7 gol atarken devamındaki sezonda yine sakatlıklarla uğraşmak zorunda kaldı ve sadece 11 maç oynayabildi. 2001-02 sezonuna ise iyi başlayan 21 maçta 5 gol atan Didier, devre arası transfer döneminde Guingamp'a transfer oldu ve kariyerinde ilk kez 1. lig seviyesinde mücadele etti. Buradaki 1.5 sezonunda toplamda 50 maça çıkarken 24 gol kaydetmeyi başardı. Guingamp forması altında özellikle ikinci sezonunda büyük bir çıkış kaydeden ve Ligue 1'de 17 gol atmayı başaran golcü oyuncu sonradan Lyon ve Chelsea gibi devlerde forma giyecek olan yakın arkadaşı Florent Malouda'yla Guingamp'ın o sezon ligi 7. bitirmesinde başrol oynadı. Bu iyi performansı ligdeki daha büyük kulüplerin ilgisini çekerken 3.3 milyon euro karşılığında Fransız devi Marseille'ya transfer oldu. 1.5 sene öncesine kadar 2. ligde mücadele eden Drogba artık Şampiyonlar Ligi seviyesinde bir takıma yükselmiş ve yavaş ilerlemekte olan kariyerinde büyük bir sıçrama yapmıştı. Ancak asıl sıçramayı Marseille'da yapacak olan yıldız oyuncu 25 yaşında çıktığı Şampiyonlar Ligi arenasında gruplarda 5 gol atmayı başarırken takımının grubunda üçüncü olup devam ettiği UEFA Kupası'nda da 6 gol attı. Takımıyla birlikte o sezonda UEFA Kupası'nda final oynarlarken Benitez'li Valencia'ya 2-0 mağlup olarak kupayı kaldırma fırsatını kaçırdılar. Uluslararası arenada bir anda kendine isim yapan Drogba ligde de 35 maçta 19 gol atınca  iyiden iyiye Avrupa devlerinin ilgisini çekmeyi başardı.

AVRUPA'NIN EGEMENLİĞİ: CHELSEA
Bir sezonluk Marsilya macerasının ardından kulüp rekoru kırarak 37 milyon euroluk bonservis bedeliyle 2004 yılında Chelsea’nin yolunu tutan Didier Drogba’nın kelimenin tam anlamıyla tüm Avrupa’ya hükmettiği dönemin başlangıcı olacaktı. Sekiz yıl boyunca İngiliz ekibinin formasını giyen Fildişi’li oyuncu geride bıraktığı 8 sezon sonra takımdan ayrıldığında arkasında gözü yaşlı milyonlarca taraftar bırakacaktı. 2003 yılının sonlarına doğru Rus milyarder Roman Abramovich tarafından satın alınan İngiliz ekibi, teknik direktör Jose Mourinho yönetiminde yepyeni bir yapılanmanın temellerini atıyordu. Portekizli teknik adam tarafından ısrarla istenilen Drogba, kendisine güvenenlerin yüzünü kara çıkartmadı. 2004/5 sezonunda Chelsea forması altında 41 maça çıkan Drogba bu karşılaşmalarda rakip filelere toplamda 16 gol bırakırken, 8 kez golden önce son pası veriyordu. Didier Drogba sezon sonunda takımıyla birlikte İngiltere Premier Ligi’nde ve FA Cup’ta şampiyonluk sevinci yaşarken, Şampiyonlar Ligi’nde de yarı finalde Liverpool’a elenmekten kurtulamamıştı. Drogba ayrıca milli takım forması giydiği 9 karşılaşmada rakip filelere 9 gol bırakmış sezon sonunda istatistik hanesinde 50 maç – 25 gol – 8 asist performansını yazdırmıştı. 2005/6 sezonunda da yıldız oyuncu bıraktığı yerden devam etti. Chelsea forması altında sezona Community Shield şampiyonluğu ile başlayan, Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finalde elenen, Afrika Kupası’nda finalde Mısır’a kaybeden Drogba sezon sonunda İngiltere Premier Ligi’nde bir kez daha şampiyonluk madalyasını boynuna takmayı başaracaktı. Premier Lig’de forma giydiği 29 karşılaşmada 12 gol – 14 asist gibi dikkat çeken bir performansa imza atan Fildişi’li yıldız oyuncu sezon sonunda 50 maçta 23 gol – 16 asist istatistiklerine ulaşmıştı. İstikrarını, mücadelesini ve dominant performansını sürdürmeye devam eden Didier Drogba’nın durmaya pek niyeti yoktu. 2006/7 sezonunda Jose Mourinho’lu Chelsea’de fırtına gibi esen Drogba, lig şampiyonluğunu Manchester United’a kaptırılmasına engel olamazken FA Cup ve Lig Kupası şampiyonluklarında başrol oynuyordu. Şampiyonlar Ligi’nde yarı final oynayan Chelsea’nin en önemli hücum opsiyonu olan Didier Drogba, sezon sonunda 61 maçta 34 gol – 12 asist gibi çılgın bir performansa imza atıyor ve kendisine takılan “Durdurulamaz” lakabının hakkını sonuna kadar veriyordu. 2007/8 sezonuna Jose Mourinho yönetiminde başlayan fakat daha sonra Avram Grant ile yoluna devam eden Chelsea’nin şampiyonluk yarışındaki en önemli kozlarından birisi olan Drogba, her ne kadar bir önceki kadar etkili olmasa da sezon sonunda 40 maçta 20 gol – 11 asistlik katkısıyla takımının gol yollarında en etkili silahıydı. Avram Grant yönetiminde Şampiyonlar Ligi’nde final oynayan fakat Premier Lig’i kaptırdığı ezeli rakibi Manchester United’a penaltılarla kaybeden Chelsea, sezonu kupasız tamamlamıştı. 2008/9 sezonuna İsrailli teknik adam Grant yönetiminde başlayan Abramovich’in takımı, ligin ilk yarısında pek istikrarlı bir görüntü çizmeyince Guus Hiddink teknik direktörlük koltuğuna oturdu. Teknik adam değişiklikleri sonrasında istediği ortamı bulamayan Didier Drogba, geçtiğimiz senelerin çok uzağında bir sezon geçirdi. FA Cup’ta şampiyonluk yaşayan Chelsea’de sezon sonunda istatistik hanesine 42 maçta 14 gol – 5 asist istatistiğini yazdıran Drogba, milli takım forması altında mücadele etitği 7 maçta ise 8 gol atmayı başardı.

2012: MÜNİH'TE YAZILAN PERİ MASALI
2009/10 sezonunda Carlo Ancelotti yönetiminde Chelsea forması giyen Fildişi Sahilleri’nin süperstar forveti Didier Drogba eski günlerine dönmüştü. Community Shield şampiyonluğu ile sezona başlayan ve sezon sonunda Premier Lig’de şampiyonluk sevinci yaşayan Didier Drogba, sezona damgasını vurmayı başardı. Ancelotti yönetiminde takımın en önemli hücum silahı olan Drogba sezon sonunda 29’u Premier Lig’de olmak üzere toplamda 41 gol kaydetti ve 20 asistle sezonu tamamladı. Sezon sonunda istikrarını ortaya koyan Drogba, üç maç dışında tamamı 11 olmak üzere 55 maçta forma giydi. 2010/11 sezonunda Chelsea forması giymeye devam eden Didier Drogba istikrarını ve hücum yollarındaki dominasyonunu sürdürmeye devam etti. Sezon sonunda herhangi bir kupa şampiyonluğundan uzak kalan Fildişili oyuncu sezonu 50 maçta 17 gol – 21 asist ile tamamladı. Sezon sonunda görevinden ayrılan Carlo Ancelotti’nin yerine 2011/12 sezonu öncesinde Andreas Villas-Boas’ı getiren İngiliz ekibinde işler pek istenildiği gibi gitmedi. Kontratı büyük soru işaretleri olan Didier Drogba, son sezonunda da Chelsea’de kalmayı kabul etti ve peri masallarını andıran sezona imza attı. Yeni bir yapılanmaya giden Chelsea’de istediği sonuçları alamayan Villas-Boas sezon ortasında görevinden ayrılırken, İtalyan teknik adam Di Matteo takımı devraldı. Ligde istediği sonuçları elde edemeyen Chelsea, enteresan bir şekilde Şampiyonlar Ligi’nde hedefe adım adım yürüyordu. Sezon sonunda 49 maçta 22 gol – 5 asistlik skor katkısı sağlayan Drogba, takımının tarih yazarak Şampiyonlar Ligi’nde şampiyonluk yaşamasında da başrol oynuyordu. Tabir-i caizse tek başına takımını Şampiyonlar Ligi şampiyonu yapan Drogba, sezon sonunda takımdan ayrılacağını açıkladığında Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuyla mutluluktan dökülen gözyaşları, yerini hüzne bıraktı. Didier Drogba sezon sonunda müthiş bir rakama (yıllık 12 milyon euro) Avrupa’dan oldukça uzağa, Asya kıtasına gitmeye karar verdi. Shanghai takımı ile 2 yıllık sözleşme imzalayan Fildişili süperstar, geride kalan 8 sezon içerisinde yaşattıklarıyla Chelsea taraftarları adına tam bir efsane olmuştu.

2012 yılının yaz aylarında Çin Ligi ekiplerinden Shanghai ile sözleşme imzalayan Didier Drogba, ilk sezonunda 11 maçta 8 gol – 2 asistlik performansıyla mücadele ederken, Aralık ayında kulübünün yaşadığı ekonomik sorunlar sonrasında maaşların ödenmemesi ve Asya’da mutsuz olması nedeniyle takımdan ayrılmak istediğini açıklamıştı. 

DURDURULAMAZ:
Dünyanın en iyi forvet oyuncuları arasında gösterilen ve taraflı - tarafsız herkesin hayranlıkla izlediği isimlerden olan Didier Drogba hiç kuşkusuz son yıllarda Avrupa'da büyük bir fırtına estirdi. Fildişi Sahilleri doğumlu yıldız oyuncunun en büyük handikapı ilerleyen yaşı gibi görünse de Drogba, üstün fiziği ve yenilgiyi asla kabullenmeyen mücadeleci kimliğiyle bu handikapı kapatabiliyor. Patriot füzelerini andıran uzaktan sert şutları, hava toplarında rakip savunmaya kurduğu üstünlük, birebir mücadelelerde yıkılmaması ve en önemli takımın hücumda pas oyununa doğrudan katkısı Drogba'nın üst düzey bir futbolcu olarak tanımlanmasında en önemli etkenler arasında yer alıyor. Ceza sahası ve çevresindeki bitiriciliğinin yanı sıra, duran toplarda da oldukça sert şutlar atabilen Didier Drogba üstün fiziği ve hızıyla rakip savunmaların korkulu rüyası haline gelebiliyor. Sadece attığı gollerle değil, attırdığı gollerle de formasını giydiği takımın hücum opsiyonunda bir numara haline gelen Didier Drogba hiç kuşkusuz gol yollarında takımımıza çok büyük bir fayda sağlayacaktır. Drogba ilerleyen yaşına rağmen hala aktif olarak dünyanın en iyi forvetleri arasında yer alıyor.

Didier Drogba'ya hoşgeldin diyor ve Galatasaray forması altında üstün başarılara imza atmasını temenni ediyoruz!

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0