Eurocup | Ulm galibiyeti ve tazelenen moraller..

Galatasaray Medical Park şampiyonluk hedeflediği Eurocup'ta Top 16 mücadelesinde grupta çıktığı 3. maçta Ratiopharm Ulm'u net bir skorla mağlup etmeyi başardı. Abdi İpekçi'de oynanan maçta rakibi karşısında maçın neredeyse tamamında skor üstünlüğünü elinde bulunduran takımımız özellikle 3. çeyrekte yakaladığı farkı maç sonuna kadar korumayı başardı ve grupta 2. galibiyetini aldı. Hawkins'siz çıktığımız bu maçta Jamont Gordon 18 sayıyla oynarken Arroyo da 15 sayı- 8 asistle galibiyette büyük rol oynadı.

Maça fırtına gibi girdik. Ard arda gelen üçlüklere 9-0'lık bir seri yakalarken hızımızı kesmedik skoru ve 20-6'ya kadar çıkardık. Ancak çeyrek sonunda Ulm toparlandı ve yakaladığı seriyle farkı 5'e indirdi. İkinci periyoda da hızlı girip farkı açmamıza rağmen konuk ekip özellikle John Bryant'ı pota altında etkili kullandı ve 36-37 ile ilk kez öne geçtiler. Ama bu üstünlüklerine izin vermedik ve devre sonunda yakadığımız seriyle 44-37'lik skorla yeniden öne geçtik. Üçüncü çeyreğin başı da diğer çeyreklerde olduğu gibiydi. Yine savunmada sert hücumda da kontrolün bizde olduğu yapıda farkı açtık. Ancak bu sefer geri gelmelerine izin vermeden son periyoda 66-53 önde girdik. Maçın final periyodunda ise kontrolü elimizde tutarken farkın tek hanelere inmesine izin verip onları ümitlendirmedik ve maç sonunda 82-66'lık net bir skorla grupta 2. galibiyetimizi aldık.

Takımın Ulm karşısındaki performansı şüphesiz alkışı haketti. Maç günü yaşanan Hawkins şokuna rağmen oyuncuların ve teknik ekibin maç konsantrasyonunu kaybetmeyip bu kritik maçı kazanacak kararlılığı göstermeleri oldukça önemli ve pozitif bir noktaydı. Bunun haricinde sahaiçi performansımıza bakarsak yine savunmamızdan güç alarak rakibi skor anlamında kısıtlamış olmamız bir başka iyi noktaydı kendi adımıza. Öyle ki ilk maçında 95'er sayı atan rakibi bu maçta 66 sayıda tuttuk. Ve özellikle ikinci çeyreğin belli dakikaları hariç bu savunma direncini maç geneline büyük oranda yaydık. Hücumda ise özellikle Arroyo'nun liderliğinde istediğimiz pozisyonları hazırlayacak şekilde skor ürettiğimizi gözlemledik. İç-dış dengemizi bu maçta da iyi sağladık ve genel anlamda birçok oyuncumuzdan iyi skor katkısı aldık. Maç boyunca toplam 21 asist üretmiş olmamız da topu ne kadar iyi dolaştırdığımızın göstergelerinden. Tabi burada Hawkins'in yokluğundan ötürü bazen 3 kısa bazen ise 3 uzuna dönmek durumunda kalsak da en azından bu maçlık kontrolü kaybetmemeyi başardığımızı söyleyelim. Gelecek maçlar için ise zaten bir transfer hamlesi düşünülüyor.

Bireysel anlamdaki performanslara da biraz değinmek lazım. Burada daha öne çıkan isimler olsa da ilk olarak Furkan'dan bahsedilmesi gerektiğini düşünüyorum. Genç uzunumuz son dönemdeki formsuz ve güvensiz görüntüsünün aksine bu maçta iyi bir katkı verdi. 10 sayı- 6 ribaundla oynayan Furkan daha iyi bir performans da ortaya koyabilirdi belki ama bu oyununun geleceğe dair pozitif sinyaller gönderdiğini gördük. Onun haricinde Arroyo'nun farkını sahaya nasıl yansıtabildiğini görüyoruz. Takıma hücumda liderlik eden Carlos hem kendi skor buluyor hem de arkadaşlarına güzel pozisyonlar hazırlıyor. Özellikle Furkan'ı da devreye iyi soktuğunu gördük. Son olarak Jamont Gordon'a da değinmek lazım. Amerikalı combo-guard Arroyo'nun gelişinden sonra 2 numaraya kaydı ve orada açıkçası kendini buldu. Hücumda daha çok bitirici rolünde oynayan Jamont'un Top 16'daki 3 maçta sayı ortalaması 19.3 Bu performansını devam ettirmesini diliyoruz.

Ratiopharm Ulm maçı oldukça kritik bir öneme sahipti. Formsuzluklar ve sakatlıklardan ötürü sallantıda geçen yaklaşık 1 aylık sürecin sonunda aldığımız Kızılyıldız galibiyetinin üstüne bu maçı da kazanmak toparlanma sinyallerini oldukça güçlü verdiğimizi gösterdi. Özellikle Arroyo'nun hücumda takıma yaptığı liderlik ve takım olarak savunma konsantrasyonumuzun yüksekliği olumlu noktalar. Ancak en son olarak ortaya çıkan Hawkins'in durumu bizi yeni arayışlara itiyor. O konuda henüz kesin bir sonuç çıkmadı ama çok da umut duymadığımız ortada. Kaldı ki Ergin Ataman da uzun transferi yapılacakken forvet transferine yöneldiklerini belirterek bu konuda pek de ümitli olmadığını gösterdi. Eurocup'ta transfer için 5 günlük bir süremiz kaldı. Tabi ki Hawkins'in boşluğu-eğer oluşacaksa- tam dolmaz ama burayı da minumum hasarla atlatırsak önümüze umutla bakabiliriz.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0