Not Defteri: Derbide akılda kalanlar..

İnanılmaz derecede hareketli geçen bir hafta oldu. Sneijder transferi, derbi gerginliği, stoper ya da sol bek transferi derken üstüne bir de Drogba transferi çıktı. Sneijder transferinin derbi haftasına denk gelmesi takımın dengesini bozar mı diye akıllara geldi ama neyse ki öyle bir şey olmadı ve ligin 19.haftasında en yakın rakibimiz Beşiktaş'ı yenerek puan farkını 5'e çıkarttık. Erken gelen golle 1-0 öne geçtik ve oyunun kontrolünü genel olarak elimizde tuttuk. İlk yarının sonlarında aradaki farkı ikiye çıkarttık ama bunun tek faydası futbolcuların soyunma odasına biraz daha rahat gitmesi oldu. Çünkü ikinci yarının hemen başında kornerden yediğimiz golle fark tekrar bire indi. Maçın 61.dakikasında Melo kırmızı kart görüp takım arkadaşlarını eksik bırakmasına rağmen skor tabelası değişmedi ve maçtan galip şekilde ayrıldık. 

Sabri, Hamit ve Melo...

Yıllardır kendisine söylenmeyen şey, yapılmayan makara kalmamasına rağmen sesini çıkarmayan Sabri bugün Afrika kupası dolayısıyla kadroda olmayan Eboue'nin sezon başından beri sergilediği performanstan daha iyi bir performans gösterdi. Yedek kalan futbolcular maç eksiği dolayısıyla formsuz olurlar muhabbeti çalışarak kapatılabiliyormuş. Sabri bugün onu gösterdi. Acımasız şekilde eleştirilmesine, rakip takım taraftarlarını geçtim kendi taraftarlarınca sabote edilmesine rağmen hala bu takıma kırgınlık göstermeyen kaptana sahip çıkmak şart. Umarım Eboue'nin yokluğunda iyi bir performans gösterir ve Eboue'ye vazgeçilmez olmadığını anlamasında yardımcı olur. Çünkü bu sene geçen sezon sağ kanadı otobana çeviren Eboue'den eser yok.

İnsanlar bazı futbolculara takınca onların doğrularını görmekte zorlanıyorlar. Hamit özellikle bu tipte bir futbolcu. Bugün kırmızı karttan sonra ayağında top tutarak zamana oynayabilen en önemli isimdi. Şampiyonlar ligi maçlarında oynadığı futbolla iki kez maçın adamı seçilerek kalitesini belli edip ihtiyacımız olan zamanda ortaya çıkmıştı. Bu maçta her ne kadar onlar kadar iyi olmasa da kırmızı karttan sonra takımı ayakta tutabilen biriydi. Bu şekilde kritik anlarda ortaya çıkması bence yeterli bir şey. Verdiğimiz bonservis yüzünden eleştiriliyor. Bir bakıma doğru bir eleştiri. Yaşına göre biraz fazla olabilir ama o olmasa yerine alabileceğin o seviyede bir yerli futbolcu yok. Varsa bile onlara istenen bonservisleri de görüyoruz. Bundan dolayı bu eleştiriler bana biraz fazla geliyor. Ayrıca Şampiyonlar Ligi'nde gösterdiğimiz başarı bugün Sneijder'in ve hatta Drogba'nın bu takıma gelmesinin en büyük sebebi. Hem onları buraya çekti hem de maddi açıdan onların yüklerini karşılamaya yardımcı oldu. Yani o başarıda büyük pay sahibi olan herkes saygıyı hakediyor.

Gelelim gecenin olayı olan Melo'nun kırmızı kartına. Maç sonunda Twitter üzerinden Melo'nun yaptığı harekete büyük tepki gösterdim. Fakat gösterdiğim tepki tükürüp-tükürmemesine değil. Benim kızdığım nokta Melo'nun rakiple polemiğe girmesi. O pozisyonda Melo'ya faul yapıldı ve hakem oraya koşarak geldi. Hatta elinde kartla geldi çünkü Necip'e kart gösterecekti. Böyle sakin bir ortam varken zaten hakemlerin kart göstermeye meyilli olduğu Melo'nun rakiple polemiğe girerek kırmızı kart görmesine kızdım. Ağzından tükürük çıkıyor ya da çıkmıyor bu benim için önemli değil. Benim beklediğim Melo'nun oradan uzaklaşmasıydı. Sinirlerine hakim olamadı evet doğrudur ama bu akşam birinin sinirlerine hakim olmamaya hakkı varsa o da Hamit olmalıydı. O kadar sert müdahalelere maruz kalmasına rağmen o kimseyle dalaşmadı. Bu gösterdiğim tepkinin büyük olmasının nedeni Melo'nun sistemin önemli parçalarından biri olmasından ötürü. Bu derecede önemli bir adamın böyle şeyleri yapmaya hakkı yok. Kendi adıma bonservisini almadığımız için mutluyum. Geçen sezon güzel şeyler yaşadık, sezon sonuna kadar oynasın sezon sonunda güzel güzel ayrılalım.