UCL | Etkisiz görüntü..

Şampiyonlar Ligi'nde ikinci turun ilk maçında Alman ekibi Schalke 04 'ü evinde ağırlayan Galatasaray, iki maç üzerinden oynanacak olan eleminasyon sisteminde ilk ayakta rakibiyle 1-1'lik beraberlikle sahadan ayrıldı. Rakibi karşısında oldukça etkisiz bir görüntü çizen ve oyunun kontrolünü tamamen rakibinin eline bırakan takımımızın tek golünü Burak Yılmaz kaydederken, konuk ekibe beraberliği getiren gol Jermaine Jones'ten geldi. Karşılaşmada etkisiz futbolumuz kadar dikkat çeken bir başka ayrıntı ise, Ocak ayında yenilenen zemin oldu. Şampiyonlar Ligi'nde son sekiz takım arasına katılmamızı belirleyecek olan rövanş karşılaşması 12 Mart Salı akşamı Veltins-Arena'da oynanacak. Bu karşılaşmada konuk ekibin tecrübeli ortasaha oyuncusu Jones, dün akşam gördüğü sarı kart nedeniyle forma giyemeyecek.

Şampiyonlar Ligi'nde yıllar sonra ikinci tur karşılaşması oynayan ve çeyrek finale çıkma başarısı göstermek için önünde sadece 180 dakika olan takımımız iki maç üzerinden oynanılan ikinci tur etabının ilk maçını atlattı. Avantajlı mı, avantajsız mı bilinmez ama dün oynanılan Schalke 04 karşısında alınan sonuç her ne kadar kötü gibi görünse de rakibi tanımak ve gücünü görmek anlamında iyi olduğunu söyleyebiliriz. Dün akşam oynanılan karşılaşma aynı zamanda Schalke gibi bir takım karşısında geriye yaslanmanın, kapanmanın, beklemenin ve ileride iki oyuncunun bireysel yeteneklerine güvenerek maç kazanılmayacağını gösterdi. Almanya'daki rövanş maçına kadar en azından bu sistem üzerine çalışılacak, çözümler bulunacaktır. Dün akşam dersini hiç çalışmamış, rakibini doğru analiz etmemiş bir Galatasaray vardı. Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final için oynuyorsanız, seviyenin, kalitenin çok daha farklı olduğu gerçeğiyle karşı karşıyasınız. Akhisar Belediyesi karşısında tutmayan taktiği sadece Umut Bulut <-> Didier Drogba değişikliği ile Schalke 04'e kabul ettirmenin mümkün değil. Evet, rakibin bazı oyuncuları sakat, ligde kötü gidiyorlar ama karşınızda STSL'de oynayan herhangi bir Anadolu takımı yok. Avrupa'nın en disiplinli takımlarından birisi var ve işin kötü yanı, sizin oyun sisteminize ters gelen bir sisteme, hızlı kanat oyuncularına sahipler.

Karşılaşma öncesi hemen hemen hepimizin konuştuğu konuların başında hücum pres ve baskılı oyun gelirken, Schalke bunu daha iyi uygulayan taraf oldu. Galatasarayın oyun kimliklerinden birisi olan hücum pres ve ortasahada rakibine nefes aldırmayan oyun anlayışını rakip takımın uygulaması, ilk dakikadan itibaren oyunu kontrol altına alması beklenen bir hamle değildi. Maç öncesi duayen (?) spor basınının beklediği oyun mantığı Schalke'nin geriye çekilip, hızlı ataklarla kalemizde tehlike yaratmasıydı. Ama bunun tam tersi bir oyunla karşılaştık, Schalke önde bastı, ortasahayı kalabalık tuttu ve Galatasaray'ın en büyük savunma zaafı olan bek oyuncularının üzerine oynadı. Huntelaar, Farfan, Bastos ve Draxler gibi hızlı hücum oyuncularının yanına birde ortasahadan destek veren Jones eklenince rakip yarı alanda çoğalmaktan ziyade kendi yarı alanından çıkamama sorunuyla karşılaştık. Savunmada hep birlikte topun arkasına geçen, hücuma çıktıklarında Jones dahil olmak üzere toplamda 5 kişiyle rakibin üzerine giden Alman temsilcisinin en büyük sıkıntısı tıpkı bizim gibi savunma. Bunun da en büyük etkisini, Drogba - Selçuk - Burak arasında kurulan pas üçgeni sonrasında Burak'ın nefis hareketiyle rakibinden sıyrılması ve topu filelerle buluşturmasında gördük. Sezon başından beri söylediğimiz gibi, Burak bu takımda kaleye en yakın oynaması gereken oyuncuların başında geliyor. Onu kaleden uzaklaştırmak, sistemin yanı sıra Burak'ın verimini düşürmek anlamına gelir. Bu nedenle olası bir tek forvet düzleminde Drogba'yı da kanat forvet olarak kullanabiliriz diye insan düşünmeden edemiyor. Hücumda asıl yaratıcılık Sneijder'in omuzlarında olacak fakat Hollandalı oyuncuyu bu maç sol kanada yerleştiren Fatih Terim'in burada bir hata yaptığına inanıyorum, keza Sneijder sol kanatta değil forvet arkasında veya ortasahanın önünde oynayabilen bir oyuncu. Onu kanatta oynatmak gerek şuanda fizik durumunun yetersiz olması, gerekse savunma özelliklerinin beke yardımdan ziyade ortasahada alan parsellemesiyle uygun olması nedeniyle veriminin düşmesini sağlıyor. Aynı zamanda sol kanatta Farfan o kadar rahattı ki, her pozisyonda çizgiye iniyordu. Bek savunması olmayan takıma, birde kanatlardan yardım gelmeyince stoperlere Allah güç versin demekten başka çaremiz yok. Tabii bu platform Şampiyonlar Ligi olup, karşındaki oyuncu bu seviyede olunca işler değişiyor.

Wesley Sneijder her ne kadar sol kanat oyuncusu olmasa da, oyun zekası ve oyun görüşü ile fark yaratabilen isimlerin başında geliyor. Burak'ın attığı golde topu rakipten çalan ve hücum organizasyonunu başlatan isim olan Hollandalı, bugün hepimizin ah-vah diye hatırladığı Hamit'in üst direkten dönen şutunda da başrol oynadı. İlk yarının sonunda Melo ve Dany'nin birlikte yaptığı hatayı affetmeyen Schalke beraberliği bulunca ikinci yarıda takım savunması adına Sneijder kenara, Amrabat oyuna giren isim oldu. Hazır yediğimiz golden bahsetmişken, belirtmek lazım. Kendimiz kaşındık, golü yemek için çok uğraştık ve sonunda yedik. Takım savunmamız yerlerde sürüyor tabir-i caizse ama stoperimiz böylesine tehlikeli hücumcuların bulunduğu maçta ortasahaya çıkıyor. Aynı zamanda geriye dönerken Jones'i takibi bırakan bir defansif ortasaha oyuncumuz var ki, Jones yaklaşık 50 metrelik koşusu sonrasında golü getiren isim oldu. Melo'nun maç eksiğinden bahsettik sezon başından itibaren ama bu sene maç eksiği yok, başka birşeyler eksik Brezilyalı oyuncuda. Dany'nin savunmada sezon başından itibaren canlı bomba olması, Semih'in bu maçlar için 'tecrübesiz' olması başımıza bela olmasından korkuyorduk. Geçen sezon müthiş bir form grafiği gösteren Ujfalusi'yi gören bu gözler, haliyle bugün kurulan tandemi beğenmiyor. İşin ilginç yanı, savunma anlamında bu maçta adeta dibi gördük. Hücumda ve savunmada hiçbir dönen topu kontrol edemedik, ki bu aynı zamanda defansif ortasaha oyuncularımızın etkisizliğini de gösteriyordu. Takım savunmasına ikinci yarının başında pozitif bir hamle yaparak Sneijder <-> Amrabat değişikliği gerçekleşti.

Bu hamlenin hem doğru, hem yanlış noktaları var. Schalke dersini iyi çalışmış dedik, iyi analiz etmiş dedik. Galatasaray'ın hücum opsiyonları merkez odaklı olunca, öncelikle merkez odaklı savunma yaptılar. Melo'yu rahatsız ettiler, Selçuk'un pas kanallarını kapattılar ve Sneijder'in sol kanatta olması nedeniyle orta alanda topu kazanan oyuncuya daha rahat yapttılar. Selçuk'un yaratıcılık anlamında etkisiz olduğu bir günde, Sneijder gibi oyun aklı ve görüşünün yanında top tekniği yüksek bir oyncuyu kenara almak, hücumda Drogba ve Burak gibi koşu yoluna atılan paslarla daha tehlikeli bir hale dönüşen iki forveti yalnız bırakmak anlamına geldi. Sneijder'in kenara gelmesi bu nedenle yanlıştı, gelelim doğru kısmına. Kanat yardımına katkısı fazla olmayan, oyunu daha fazla hücumda düşünen ve ön alanda oynayan bir oyuncu Wesley Sneijder. Bu nedenle kenara geldikten sonra Amrabat'ın hücum organizasyonlarından daha çok savunma organizasyonlarına yardım ettiğini söylemek mümkün, ki bu sebeple oyuna girdiğini düşünüyorum. Hücumda top tutabilme özelliği olmayan, sistemimizde sıradan bir kanat oyuncusuna dönen ve yaratıcılık özelliklerini kaybeden Faslı oyuncu için olumlu söylenecek tek bir özellik var; savunmada Riera ile çok iyi anlaşması.

İki takımın hücumlarının etkili olduğu, savunmalarının sorunlu olduğu aşikar. Buraları oynamak çok büyük tecrübe, çok büyük deneyim oluyor. Şampiyonlar Ligi'nde son sekiz takım arasına adını yazdırmak için karşımızda 90 dakika daha var ve en azından rakibimizi az-çok değil, daha iyi tanıyoruz. Almanya'daki maç daha hareketli geçecektir ve o zamana kadar (ki önümüzde yaklaşık 20 gün var) formasyonu, sistemi, adaptasyonu tam anlamıyla sağlamamız lazım. Geçilemeyecek bir tur değil, karakterimizi yansıtır ve futbolun doğrularını yaparsak eleyebileceğimiz bir rakip Schalke. 1-1'lik beraberliktense, 0-0 berabere kalmayı tercih ederdim, ama bizim istememizle olmuyor. İyi bir takım, disiplinli bir takım ve gücü yerinde olan bir rakiple oynuyoruz. Deplasmanlarda gösterdiğimiz performansı düşününce, Veltins-Arena'da turu geçmek hiç zor değil.

2 yorum:

  1. Bence maça Sneijder ile başlamakla F.terim hata yaptı. Burak, Drogba ve Sneijder 'le 3 tane "çok koşmayan" oyuncu lüks! kaçtı. Orta saha direncimiz zayıf kaldı. Özellikle Sneijder, sol kanatta defansif görevlerini yerine getiremedi. Bütün yük Selçuk ile Melo'ya bindi. Bu ikili çok yıprandılar. Hatta Melo hala geçen yılki formuna ulaşabilmiş değil. Kondisyonunu hala geliştiremedi. Yenilen golde de adamını takip edemediği için Dany ile birlikte golün en büyük sorumlusu oldu. Diğer tarfatan, eğer Hamit buysa (ki daha fazla üzerine koyamayacak gibi görünüyor) verilen paralara yazık oldu. Çok ağır ve güçsüz. Bence maça Sneijder yerine Yekta, Emre, Ambrabat'tan biriyle başlayıp 2.yarıda Sneijder'e yer vermeliydik. Hatta Drogba bile sadece 2.yarı oynatılabilirdi. Ama her şeye rağmen umutlarımız bitmiş değil. 2.maçta turu geçebiliriz. O zamana kadar inşallah Sneijder ile Drogba daha fazla form tutmuş olur.

    YanıtlaSil
  2. 21 Subat 09:23 size katilmiyorum. Sneijder zaten sol tarafta oynayamaz, yani defansif görevi yerine getiremez, bu adam oyun kurucu, kilit pas atan adam, topu sürükleyen bir oyuncu. Onu sol kanada hapsetmek, futboluna ihanettir. Bizim oynammiz gerektiren sistem ayni sudur

    http://this11.com/boards/abEiFa5aha.jpg

    Böyle oynasaydik Schalke kesinlikle ofansif oynayamazdi.

    YanıtlaSil

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0