BBL | Derbi bizim!

 Eurocup ve Türkiye Kupası maceralarından sonra tamamıyla lige odaklanan ve ilk aşamada normal sezon liderliği için önemli bir konsantrasyon gösteren Galatasaray Medical Park Beko Basketbol Ligi'nin 23. Haftası'nda deplasmanda karşılaştığı Beşiktaş'ı 72-76 mağlup etti. Abdi İpekçi Arena'da düşmanca bir atmosferde maça çıkan takımımız farkı bir ara 17 sayıya çıkardığı mücadelede rakibinin geri gelmesine izin verdi ancak sonlarda özellikle Arroyo'nun aldığı sorumlulukla birlikte derbiyi kazanmayı bildi. Porto Riko'lu yıldız 17 sayıyla takımımızın en skorer ismi olmayı da başardı.

 Maç iki tarafın da karşılıklı bulduğu basketlerle başladı. Beşiktaş içeriden Vidmar'ı beslemeye çalışırken biz ise Macvan'la skor bulduk. Çeyreğin ilerleyen dakikalarında savunmamız istediğimiz düzeye çıksa da kenardan gelen Serhat'ın art arda 3'lülkleriyle oyun yeniden dengelendi ve bu bölüm 18-17 Beşiktaş üstünlüğüyle geçildi. İkinci periyotta rakibi durdurmakta ilk aşamada zorlanan takımımız alan savunmasına dönerek onların hücum ritmini bozarken kendi hücumunda sayı bulmakta da çok zorlanmadı. Ancak Beşiktaş'ın birkaç ekstra basketiyle birlikte farkı açma şansımız olmadı ve Ender'in son saniye turnikesiyle devreye 36-39 önde girdik. İkinci yarıya ise hızlı bir giriş yapan Yenilmez Armada, çeyreğin ilk 6-7 dakikalık bölümünde önemli bir savunma direnci göstererek rakibe kolay sayı bulma imkanı göstermedi ve hücumda da cezayı kestiği bölümlerle birlikte farkı 17'ye kadar çıkarttı. Ancak bu dakikadan sonra gereksiz bir gevşemeye girilince 20 üstünde bitecek çeyrek 12 farkla son buldu. Maçın final periyodu ise Beşiktaş'ın farkı yavaş yavaş eriterek bizi yakaladığı bölümdü. Özellikle hücumumuzda üretkenlik ve akışkanlık konusunda sıkıntı yaşarken Beşiktaş, Tutku Açık önderliğinde maça geri döndü. Son dakikalarda farkı iyice eritmelerine rağmen ilk olarak mola dönüşü Markoishvili'nin kritik üçlüğü daha sonrasındaki hücumlarda ise Arroyo'nun ekstra atışlarıyla skor bulan takımımız önde kalmayı başardı ve galibiyete uzandı. Tutku'nun son saniye 3'lüğü formalite değeri taşırken karşılaşmadan 72-76'lık üstünlükle ayrıldık.
Deplasmanda kazandığımız bu maçtaki performansımızın değerlendirmesine geçersek, açıkçası ilk yarıda savunma direncimizin ideal seviyeye çıkmaması onları oyunun içinde tuttu. Üçüncü çeyrekteki ilk 6-7 dakikalık bölümde ise sertleşen savunma onları kitlerken hücumda da cezayı kesip farkı 17'ye kadar çıkarttık. Ancak sorun buradan sonra baş gösteriyor. Kupada oynadığımız Banvit maçı, ligde en son oynanan Efes maçı ve son olarak bu karşılaşmanın hepsinde 3. çeyrekte veya 4. çeyrek başında farkı 20 civarlarına çekmiş olsak da sonraki dakikalarda özellikle hücumdaki durağanlaşmayla birlikte skor bulma sorununun baş göstermesi ve devamında da rakiplerin sayı yememenin verdiği moralle kendi hücumlarında daha üretken olabilmeleri onları hep geri döndürdü ve oyuna ortak etti. Belki bu maçların hepsini kazandık, ama çok büyük bir avantajı elde ettiğimiz dakikalardan sonrasını daha verimli oynamayı öğrenmemiz lazım. Burada hep kısaların yaratıcılığına kalmaktansa bazı hücum setlerini ısrarla uygulamak, özellikle P&R'ları, çözüm olabilir. Bu maçın da özeti buydu aslında. Vidaları sıktığımızda deplasman atmosferi de olsa farkı açarken biraz gevşeyince rakibi oyuna ortak edişimiz... Ama sonuçta kazanmayı bilmek de güzel. Ve burada özellikle Arroyo'nun maçın sonlarında winner'lığını ortaya koymuş olması önemli bir fark yarattı. Porto Rikolu son bölümde kritik 7 sayıya imzasını atarak galibiyeti almamızı sağlayan ilk isim oldu. Ondan beklentilerimizi de karşıladı diyebiliriz bu maçlık. Bir eleştiri olarak ise şunu söylemeden geçemeyeğim, birkaç haftadan beri söylediğimiz Engin'in arka plana atılıp Ender'in daha fazla sorumluluk alması bize yarayacak birşey değil. Ender zaman zaman kritik basketler buldu ama hücumu yavaşlatması, fark ve süre bizim lehimizeyken acele atış kullanması gibi etkenler ve tüm bunları yaparken gereğinden fazla sahada kalması açıkçası getirdiği yararı kapatıp bize zarar verdi diyebiliriz. Bu konuda çok daha güvenilir bir isim olan Engin'in yeniden ön plana çıkması gerektiğini düşünüyorum. 
Daha rahat kazanabileceğimiz bir maçı zora sokmuş olsak da böylesi bir maçtan galip ayrılmak güzel. Maç öncesi ve sırasında Beşiktaş taraftarının nankörlük ve vefasızlıkla Ergin Ataman'a ettiği küfürler karşılaşmanın bitimiyle birlikte en güzel cevabı almış oldu. Takımımız ise ligde üst üste 10. maçını kazanırken bu alanda kulüp rekorumuzu da egale etmiş olduk. Şimdi sırada Cumartesi günü oynayacağımız Karşıyaka maçı var. Ligin ilk yarısında şiddet dolu bir salonda oynadığımız ve sezonun ilk mağlubiyetini aldığımız Karşıyaka'ya karşı, hem o maçın rövanşını alacağımız hem Beşiktaş galibiyetini kutlayabileceğimiz hem de takımımızın şampiyonluk yürüyüşünde desteğimizi gösterebileceğimiz bir karşılaşmaya çıkacağız. Tabi kazanmamız halinde galibiyet rekorumuzu da geliştirmiş olacağımızı düşünürsek pek çok açıdan anlam teşkil eden bir maç olacak Karşıyaka maçı. Takım kendi üstüne düşeni yaparken inşallah taraftarımız da sorumluluğunu yerine getirecek ve güzel bir galibiyet daha alıp yola devam edeceğiz. Şampiyonluk yürüyüşümüz sürüyor ama tüm bu yürüyüşler her zaman taraftarla daha güzel. Şimdiden hadi herkes İpekçi'ye!

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0