ST Süper Lig Panorama - 26. Hafta

Merhaba gençler ve hep genç kalanlar, Real Madrid ve türevlerini yenebilme ihtimalini sevdiğimizin takımı Galatasaray için sarıyla kırmızıyı yan yana koyanlar, 26. hafta biterken yine lideriz!
Son iki haftada giden 5 puan olmasaydı, şimdi 9 puan farkına bakıp, Şampi... manşetleri attırırdık. Kalan 8 hafta da pek bir kısa gözükürdü o zaman. İnsan bir iç geçirmiyor değil: Kupaya giden yol biraz çetrefilli şu haliyle. Ama bizim bu seneki umudumuzun nedeni başından beri devam ettirdiğimiz üç-beş puan farkı olmadı: Takım bazen ligdeki her takımı yarım saatte yenebilecek kadar müthiş bir futbol sergileyebiliyor. Bu hafta Kayserispor’un başına gelen de o “yeterince motive olmuş, dişlileri sorunsuz çalışan Galatasaray”dı. Umarım bundan sonra daim olur.
JOSE VE NOT DEFTERİ
Profesyonellik böyle bir şey olsa gerek. Haftanın ziyaretçisi Jose Mourinho, ‘tape’lerden izleyince rakibini tam olarak çözemeyeceğinin farkında, lig maçımızı izlemeye geliyor ta İspanya’lardan.. Biz derslerde doğru düzgün not almaz, hocalardan sunumları ister, onlara sınavdan önceki gece ezberlemek adına sorabilecekleri yerleri sorarken; Jose Amca 60 dakikada 60 sayfa not alarak Türk basınını ve halkını şaşırtıyor. Açıkçası Real Madrid’in olası hafife alışı bize avantaj olarak dönebilirdi... Ya da sene başından beri manik depresiflerden dengesiz sevdiceğimiz, Mou’nun izlediği maçta karanlık yüzünü göstereydi, Barnebau’daysa hiç bilmediklerini.. İşte bu noktalarda beni derin derin düşündürdü Portekizlinin Kayseri seferi.. Ama tüm bu Real Madrid’le rekabet için değil mi her şey...

SEVGİ PÜTÜRCÜĞÜ
Wembley’deki finalde olabilme ihtimalini sevdiğim Wesley, 3. dakikada maça 1-0 önde başlamamızı sağlayan golü atmıyor sadece, uzun süredir görmediği eski hocasına da sempatik sempatik el kol hareketleri yapıyor, kendince mesaj yolluyor. Gülüşüyle, gamzesiyle, gözlerinin içinde parlayan sevgiyle içimizi ısıtmaya devam ediyor haftanın sevimlisi.





KARŞI YAKA’DA
Efendim, geçtiğimiz hafta pek alışık olmadığımız bir şey oldu. Fenerbahçe’de henüz 20lerine girmemiş bir futbolcu iki maçta oynadı ve bir Europa Ligi’nde, biri Süper Lig’imizde olmak üzere birer golle dosta düşmana, ülke futboluna umut verdi. Arda’nın geçtiği yollar açıldı şimdi Salih Uçan’ın önüne, yeri geldiğinde abartılmak, yeri geldiğinde yerden yere vurulmak. Umarım başarılı olur haftanın genci, çünkü ülkemin sıradan ve düzgün insanlarının biraz yetenek ve biraz çalışmayla, kandırarak ya da güçlünün yanında durarak değil de, iyi niyetle iyi noktalara gelebileceklerine dair örneklere ihtiyaçları var. Sevdiğiniz şeyi yapın, çalışın, kazanın.

KARŞIYAKA’YLA
Haftanın derbisi İzmir’de oynandı. Göztepe - Karşıyaka arasındaki mücadele tüm memlekette yankı buldu. Özetle, iki seyirci grubunun karşılıklı yaptığı üç boyutlu koreografilerle başlayan maça, Karşıyaka hızlı giriş yapıp erken iki gol bulmuş, ama evsahibi erken müdahelelerle oyun ilk yarı bitmeden skoru 2-2’ye getirmiş. 70. dakikada Karşıyakalı bir futbolcu kırmızı kart görmüş. Sonra bir de kırmızı-yeşillilerin bir golü iptal edilmiş... Bunu gören Şehmus çok sinirlenip hakemi bir nevi maça çıktığına pişman edince, takım bir de 9 kişi kalmış.. E bunun üzerine Göztepe’nin ayakları armut toplamamış, skor 3-2 onların leyhine iken maç sonuçlanmış.. Böyle heyecanlı maçlar istiyoruz ama böyle olaylar stadlardan ırak....

TEBDİLİ KIYAFET
Ortak özellikleri bir zamanların Vestel Manisa’sında beraber oynamak olan milli futbolcularımız, Selçuk İnan, Arda Turan, Burak Yılmaz ve Caner Erkin, Barcelona'yı gezme fırsatı bulmuşlar ve değerlendirmişler... Çektikleri ve Burak’ın Instagram’da paylaştığı fotoğrafa Yılmaz’ın şıklığı ve Arda’nın yeni imajı damga vurmuş. Aslında Arda’daki değişimler sırf İspanya’da diye gözümüzden kaçıyor değil. Jöleli uzunca düz, biraz uzunca kıvır gibi saç modeli denemelerinden sonra upuzun kıpkıvıra karar vermiş ve formaları da günlük kıyafetlerle değiştirince; Tim Burton’la Helena Bonham Carter arasında bir görüntü sunmuş, ki bahsettiğim yönetmen-oyuncu çift, Johnny Depp’e bile çirkin gösterebilen ama yaptıkları işle bağdaştırıldığında ses edilmeyecek alternatif - gotik bir tarzın temsilcileridirler. Arda da, haftanın fotoğrafı da Hollywood’da sırf ünlüleri giyindirdiği için ünlü olan insanların anlam ve önemini hatırlatıyor...

O KRAMPON
Giyindirmek demişken, bildiğiniz üzere futbolcuların maç içerisinde yeterince güzel gözüktüğünden emin olan ve tabi bir de fiziksel olarak yeterince verim almalarını sağlayan güzide sponsor firmalar var. Çok güzel şeyler yapıyorlar. Hem formalara hem kramponlara bakarak, hangi yılda olduğumuzu anlamak mümkün oluyor. Peki fotoğraftakiler niye önemli? Çünkü bu çift, Cristiano Ronaldo’nun bize karşı oynadığında giyinmeye başlayacağı yeni pabuçları. Şu sarı-kırmızılığa bir bakar mısınız? Burak Yılmaz’ın gol krallığındaki rakibinin ayakları artık bizden yana!

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0