Fatih Terim: Takımımla gurur duyuyorum..

Şampiyonlar Ligi'nde yıllar sonra çeyrek final oynama başarısı gösteren ve İspanyol devi Real Madrid karşısında iki maç sonunda 5-3'lük skorla elenen Galatasaray, dün akşam ortaya koyduğu futbolla tüm dünyanın saygısını kazanırken Real Madrid karşısında 1-0 geriye düşmesine rağmen sahadan 3-2'lik galibiyetle ayrılması da dünya futbolunun takdirini topladı. Karşılaşma sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan teknik direktörümüz Fatih Terim, takımı ile gurur duyduğunu ve turu küçük detayların belirlediğini dile getirdi. İmparator Fatih Terim'in basın toplantısında söyledikleri şu şekilde..

Herşeyden önce bu akşam buraya gelen, bizleri destekleyen ve müthiş bir atmosfer yaratan taraftarlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Onlar oyundan keyif aldıklarında, biz de alıyoruz. Real Madrid ve dünyanın en iyi takımlarından birinin teknik direktörü olan Jose Mourinho’ya, soyunma odamıza gelerek bizi tebrik ettikleri için, teşekkür ederim. Dünyanın en iyi takımlarından birini yendikleri için de oyuncularımla gurur duyuyorum. Bugün Real Madrid’i eleyemedik; ama tüm dünyanın saygısını kazandık.

Geçtiğimiz sezon başında göreve geldiğimde tüm Galatasaraylıların gurur duyacağı bir takım olacağımızı söylemiştim. Yense de yenilse de… Bugün burada onu görmenin mutluluğunu yaşıyorum. Sözümün yerine gelmiş olmasından dolayı çok mutluyum. Dünyadaki tüm Galatasaraylıların elini göğsüne koyarak, ‘işte bu benim takımım’ diyeceği bir Galatasaray vardı bugün sahada. Elenmedik mi, elendik. İşin taktik kısmına sonra gireriz. Ama Galatasaraylılar hep böyle bir Galatasaray görecek inşallah.

Devre arasını iyi kullanmaya çalışan teknik adamlardan birisiyim ben. Özellikle oyunu gördükten sonra elimden geldiği kadar doğru kullanmaya çalışıyorum. Bugün de Amrabat'ı oyuna aldık. Felsefemizde de ufak bir değişiklik oldu. Amrabat’ı alarak taktiksel bir değişiklik yaptık. Defans ve forvet arasındaki boşluğu azalttık. Amacımız da buydu zaten. Belki turu kaybedebileceğimizi ama maçı kaybetmek istemediğimizi konuştuk. Üçüncü golden sonra hepimizin düşüncesi tur oldu. Eğer Drogba’nın sayılmayan golü olsaydı, her şey çok farklı bir hâl alabilirdi.

Deplasmanda oynadığımız maçta Burak'a sarı kartı değil de penaltıyı verseler ve 3-1 olsa, olay değişirdi. İlk yarıdaki elde gezen top, 1-0 iken penaltı verilse 1-1 olacaktı. Tabii ki Real Madrid, dünyanın en güçlü takımlarından. Yine de bizi eleyebilirdi ama onları da düşünüyoruz. İnşallah şampiyon olurlar. Biz de hiç olmazsa şampiyona elendik diyebiliriz. Umarım onlar da Şampiyonlar Ligi’ni kazanır, biz de, ‘şampiyona kaybettik’ deriz en azından. Mourinho ve takımına da buradan başarılar diliyorum.

Bizim çocuklarımızın iyi bir eğitim, taktik anlayışı ve organizasyonla yapacağı şey yok. Ben bunu hep savundum. Eğer şimdi 1996-2000 dönemine bakarsak, oradan daha iyi durumdayız. O zaman üç yıl beklemiştik başarı için. Ama şimdi daha ikinci yılımızda bu noktalara çıktık. Şampiyonlar Ligi'nde son sekize kalıyoruz, ligde şampiyon oluyoruz ve Süper Kupa'yı alıyoruz. Bize üç atana, biz de üç atıyoruz. Bahsettiğimiz takım da Real Madrid. Bugün buraya gelen her taraftar keyif almıştır, mutlu olmuştur. En önemlisi gurur duymuştur.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0