Mario Jardel: Madrid karşısında Galatasaray'lıyım..
Bizim tabirimizle 'Süper Mario'muz, İspanyolların tabiriyle Madrid'in 'celladı' olan, yolu iyi ki Galatasaray'dan geçmiş diyebileceğimiz yaşayan efsanelerden Mario Jardel ile günün anlam ve önemine ithafen yapılan AS'ta yayınlanan röportajın çevirisidir.
Hayat nasıl gidiyor?
3 yıl önce 37 yaşında Bulgaristan'da futbol oynamayı bıraktım. Şimdi Porto Alegre'de yaşıyorum. Gremio'da spor müsabakaları için çalışıyorum.
Hagi sizin hakkınızda: "Jardel gelir gelmez iki gol attı" demişti. Bunu nasıl başarmıştınız?
Eğer bir forvet gol atamazsa, işe yaramaz.
2000 Süper Kupa'sını kazanmadan önceki anları nasıl hatırlıyorsunuz?
Maçın sabahı Lucescu oyuncuları Monaco'da biraz gezelim diye serbest bırakmıştı, baskıdan uzak, normal bir gündü ve daha sonra Galatasaray ve Jardel'in gününe döndü. Madrid'e karşı 6 kez oynadum ve 6 gol attım, biliyor musun?
Lucescu sahaya çıkmadan önce neler söyledi?
O, şimdi Shakhtar'da olduğu gibi o zaman da harika bir motivasyon kaynağıydı. Bana sadece: "Gol atmalısın Mario" dedi.
O'nunla iyi anlaşabiliyor muydunuz?
Terim'le anlaştığımdan daha iyi anlaşabiliyordum; çünkü O, Portekizce ve İspanyolca konuşabiliyordu. Terim'in çok sinirli bir yapısı var, buna saygı duyuyorum; çünkü bu onun tarzı; ama Lucescu daha sevecen ve sabırlıydı...
O gün ilk golünüz penaltıdan geldi, peki ya ikincisi?
O da altın goldü. Fatih sağ çaprazdan topu bana gönderdi ve ben de koşarken gelişine vurdum.
Sahada Madrid'ten herhangi bir oyuncuyla konuştunuz mu?
Maç sonrasında konuştuk evet. Carlos benim arkaşım zaten, O'nunla, Raul ve Hierro'yla konuştum. Hiç kimse onların kaybedeceğini düşünmüyordu.
Maç sonrası nasıldı?
Günün en iyi anıydı. Hep beraber Monaco'da yemeğe ve diskoya gittik.
Gece nasıl geçti?
Çok şey öğrenmek istiyorsun (Gülüyor).
2000/01 sezonu Şampiyonlar Ligi Çeyrek Finali'nde ne farklıydı?
İstanbul bir başka olağanüstü gece daha yaşıyordu. İlk yarı maçı 2-0 kaybediyorduk. İkinci yarıdaki oyunumuzla galip gelerek, çeyrek finalleri geçebilme şansı yakalamıştık; ama Madrid Bernabeu'da çok güçlüydü. İki yarıyı da sakat olarak oynadım.
Hangi defans oyuncusu sizi daha çok zorladı?
Hierro çok zorladı! O'nunla maçta sık sık kavga ettim (Gülüyor).
En çok hangi Madrid oyuncusunu beğeniyordunuz?
Figo, Roberto Carlos; ama özellikle Raul'u. Sahada çok zeki işler yapıyordu. Bunu şimdilerde Sporting Lisbon'da 2 sene birlikte oynadığım Cristiano yapıyor.
Hadi canım!
Evet, o 17 yaşındaydı; ama hep "bu çocuk dünya futbolunun başında gelenlerden olacak" diyordum. Hepimiz de gördük.
Sizce Galatasaray bugün sürpriz yapabilir mi?
Mourinho harika bir teknik direktör. İşin yükü her zaman oldukça tatminkar işler yapan ikiliye, Mou'ya ve Cristiano'ya kalıyor; ama ben Galatasaray'ı tutuyorum.
Madrid'te kim gol atar?
Kaka, Marcelo, Pepe.
Şaka mı yapıyorsunuz?
(Gülüyor).
Kaka'ya ne oldu sizce?
Herkes bazen düşebilir. Hayatta iyi ve kötü zamanlar vardır.
Uyuşturucu problemleri yaşadınız. Bunu konuşabilecek gücünüz var mı?
Bu, geride bıraktığım bir şey.
Sizi buna sürükleyen neydi?
Siz iyi konumlara geldikçe insanlar size yaklaşır; ama herkes iyi niyetli değildir.
Peki bu konudaki sorununuzu ne zaman farkettin?
Futbol kalitem gittikçe düşmeye başladığı zaman.
Hangi zamanlardan bahsediyoruz?
Sporting Lisbon'da olduğum 2001'den 2002'ye kadar olan zamandan.
Bu durumu nasıl düzelttiniz?
Arkadaş çevremi değiştirdim, yardım aldım ve kiliseye sığındım.
O arada futbolu bıraktınız mı?
Asla.
En iyi golünüz bu durumdan kurtulmak mıydı?
O his, mükemmel bir gol atmak gibiydi. Serbest kalmış gibi hissetmiştim.
Size en çok kim yardım etti?
Tanrı, tabii ki Tanrı. Hala gücümü korumak ve iyi olmak için her gün kiliseye gidiyorum; ama bakın bu konu hakkında daha fazla konuşmak istemiyorum... Üzgünüm.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.