STSL | Direniş...
Hafta için oynanan Real Madrid maçı gibi son derece yoğun ve yorucu
bir maçtan çıkan Galatasaray, kadro rotasyonunun da verdiği durgunlukla iyi
başlayamadığı maçta henüz 3. Dakikada geriye düştü, ardından aleyhine gelişen ataklarla gelen 2 - 3 net gol pozisyonundan
da Muslera sayesinde gol yemeden kurtuldu. Bu noktadan sonra hakem Süleyman
Abay performansıyla meslektaşlarına parmak ısırttı, bir anda maçın tamamen
önüne geçti. Önce 30. dakikada tartışmalı bir faul kararıyla son adam olduğu
gerekçesiyle Danny’i attı, ardından verdiği kararlar sonrası deliye dönen Fatih
Terim’i basit bir hareket nedeniyle tribüne yolladı. Hem bir kişi eksik hem de hocasız kalan Galatasaray tıpkı 2-0 geriden gelip 4-2 kazanılan Ordu maçında da olduğu gibi herkese yıllarca unutulmayacak bir ders daha verdi, maçı 3 -1’e getirdi. Melo ve Drogba performanslarıyla Galatasaraylıların
gönüllerine isimlerini altın harflerle kazıdılar.
Real Madrid maçının
analizinde, son cümlede ‘ince kararlarla engellenmeye çalışılan şampiyonluk’
ifadesi kullanmıştım. Evet, sürekli futbolun siyasetini yapmak, futbolun oyun
kısmından kopup diğer yönleriyle uğraşmak çok eğlenceli değil; ancak Türk
futbolunda yıllardır süren bu bozuk düzenin daha da güçlenerek devam ettiği çok netti,
hele geçen sene tüm dünyanın gözü önünde suçluların kurtarılmasıyla cesaretleri arttı karanlık bir takım çevrelerin. Geçen sezon 9 puanlık
farkı bir günde 5’e, iki günde 2’ye indirenler neredeyse alın teriyle örülmüş
bir şampiyonluğu 9 puan farktan elimizden alacaklardı; ama tıpkı Fatih Terim'in de dediği gibi Allah'ın adaleti şaşmadı,
olmadı. Fakat bu sene daha planlı ve hırslı bir yapıyla karşı karşıya
olduğumuz baştan belliydi. Diğer taraftan bu kara düzenin temsilcisi olanlara
tanınan imkanlar, bedava verilen puanlar, hepsi meseleyi bir yere kadar taşımak, düğümü orada çözmek içindi: 33. Hafta, Kadıköy. Galatasaray oraya 3 puanın üzerinde bir farkla
gitmesin diye her şey yapılacaktı, yapıldı, devam ediyor.
Maça rotasyonla başlayan
Terim, ilk onbir başlayan bazı isimlerin bu kadar tutuk olacağını tahmin
etmiyordu muhtemelen. Gökhan Zan hatasıyla akıllara zarar bir gole sebebiyet vererek
adeta bu film gibi gecenin başlangıcına imza attı, Emre Çolak bu sezonki bir
iki maç hariç bulunduğu genel formsuz halindeydi, Sabri gayretli ama
yetersizdi, tüm bunların üzerine Sneijder’in formsuzluğu ve Selçuk’un yokluğu da eklenince Mersin
boşluğu yakalayarak hırslandı, üzerimize gelmeye başladı. İlk pozisyonda golü bulmaları haklı olarak epey moral verdi deplasman takımına. Bu dakikalarda Muslera yine
ipten aldı Cim Bom’u, zamanında çıkışlar ve iki karşı karşıya kurtarışla maçta
tutunmasını sağladı takımının. Tam toparlanıyoruz dediğimiz anda devreye
Süleyman Abay ve dördüncü hakem girdi.
Önce çok tartışmalı bir
faulle Danny’i, son adam olduğu gerekçesiyle attı hakem, ardından başladı
Galatasaray’ı inceden doğramaya. Orduspor maçının bir kopyası gibiydi sanki. Ve
nitekim sabrı taşan Terim alakasız bir pozisyonda çalınan faul sonrası topu hakeme doğru değil, kendi soluna doğru yere vurdu. Sırf bu hareket bir anda Terim’in saha dışına
atılmasına yetti! Ve Terim çıldırdı. Nasıl çıldırmasın? Sezon başından beri
üzerine oynanan oyunun yeni bir sahnesiydi bu, taraftarı, takımı ve hocayı
provoke etme, kontrolden çıkarma ve puanlarını çalma oyunu. Takımı hocasız
bırakma operasyonun son ayağında haksızca verilen 3 maç cezanın maliyeti 5 puan
olmuştu Galatasaray’a, bu da yeni versiyonuydu. Bunu çok iyi bilen İmparator
deliye döndü, hakemin ve gözlemcinin üzerine yürüdü, sahadan zor çıkarıldı. İkinci
yarı hem Hasan Şaş hem Ümit Davala tribüne gönderildi ve operasyon tamamlandı. Yalnız şunu unuttular, haksızlıklara karşı direnişin sembolüydü Galatasaray.
10 kişi kalan ve hocası
atılan Cim Bom muhteşem bir dirençle ayağa kalktı. Önce 61. dakikada Drogba’ya yapılan
penaltıyı mecburen çaldı Abay, Melo takıma beraberliği getiren penaltıyı gole dönüştürü. Arkasından Sabri’nin şutuna ayak koyan
Drogba’nın şansının da yardımıyla 70'te 2-1 öne geçti Cim Bom ve daha sonra 84'te Drogba’nın güzel
kafasıyla maç 3-1’e geldi. Muslera’nın yanında Melo ve Drogba, inanılmaz
performanslarıyla galibiyette çok kritik roller oynadılar.
Maç sonu Fatih Terim’in
söyledikleri çok açık, Başkan Ünal Aysal’ın deklerasyonu da çok net. Artık
meselenin ‘ince’si de kalmadı, aleni yapılıyor her şey. Tüm bu oyunun ve planın
ne için, ne şekilde yapıldığını hepimiz çok iyi biliyoruz, her şeyin
farkındayız. Bu karanlık düzenin aktörlerinin kimler olduğunu, nasıl
çalıştıklarını artık tüm dünya biliyor. Şampiyonluk düğümünün orada çözülmesini istedikleri 33. haftaya kadar daha dört maç var, bugünden daha beteriyle
de karşılaşabiliriz. Dolayısıyla şampiyonluk için dünden daha dirençli,
dirayetli ve hırslı olarak mücadele etmek gerek, Allah’ın da yardımıyla
zafer yine inananların, gayretle çalışanların olacak…
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.