BBL Play-Off | Tofaş karşısında rahat galibiyet..

Play-off'ın ilk gününde Efes'in kendi evinde TED Kolejliler'e kaybetmesi ve Banvit'in de Beşiktaş'a karşı son topta kazanabilmesinden sonra 2. günde Galatasaray Medical Park favori çıktığı bir maçta favori gibi oynayarak Tofaş'ı 92-64 yendi ve play-off'a hızlı bir giriş yapmış oldu. Abdi İpekçi'de erken saatte oynanmasından ötürü de salonun boş kaldığı maçta 2. yarıdaki performansıyla rakibini sürklase eden takımımız seride 1-0 öne geçti. Carlos Arroyo 21 sayı - 6 asistlik katkısıyla maçın adamı oldu.

Maça aslında istediğimiz savunma direnciyle giriş yapamadık. Tofaş'ın hareketli sayılabilecek hücumlarına karşı savunmamız çok üst düzeye çıkamazken çıktığı anlarda da yüksek yüzdeli dış atışlarla skora tutundular. Ancak öte taraftan biz de sayı bulmakta sıkıntı çekmezken ilk periyot 26-26 eşitlikle geçildi. İkinci periyotta savunma anlamında biraz daha toparlansak da bu sefer ribaundlarda sıkıntı yaşayınca hücuma etkili çıkmakta sıkıntı yaşadık ve Tofaş skoru 30-35'e kadar çıkardı. Ancak devre sonunda Arroyo'nun da devreye girmesiyle toparlandık ve çok çabuk sürede öne geçerek soyunma odasına 42-37 önde girdik. İlk yarıyı istediği gibi oynayamayan takımımız ikinci yarıya ise adeta fırtına gibi girdi. Savunmada rakibini çok iyi karşılayan ve sayı atma imkanı tanımayan Yenilmez Armada hücumda da Gordon'ın asistleri ve Cenk'in dış atışlarıyla birlikte kısa sürede 13-1'lik bir seri yakaladı ve farkı açtı. Periyodun geri kalanında Tofaş oyunu dengelemiş olsa da farkı koruyan takımımız son çeyreğe 69-52'lik avantajla girdi. Can&Sertaç ikilisinin de önemli süreler aldığı final periyodunda özellikle Can etkili olurken takımımız da top paylaşımını genel olarak iyi yaptı. Bu bölümde savunma direncimiz de korunurken farkı maç sonunda daha da açarak 92-64'lük net bir galibiyete uzandık. 

Tofaş maçındaki performansımızı ilk yarı ve ikinci yarı diye ayırabiliriz. İlk yarının son 2-3 dakikası hariç özellikle savunmada çok üst seviyeye çıkamayan takımımız, devreye önde girdikten sonra ikinci yarının başında yakaladığı müthiş ivmeyle birlikte farkı açtı. Galatasaray MP'ın savunma-hücum dengesi o kadar oturmuş durumda ki takım olarak bir ritm yakaladığında savunmada rakibi kitleyip devamında hücumda da bunun karşılığını çok çabuk sürede alabiliyor ve farkı açıp maçı koparıyor. Tabi burada özellikle hücum düzenlerinin oturmuş olması oldukça önemli. Ayrıca ilk yarıda sıkıntı çektiğimiz ribaundlarda ikinci devre toparlanmamız ve toplamda bu alanda 40-25'lik bir üstünlük kurmakta bize yardımcı oldu. Carlos Arroyo, 21 sayı - 6 asistlik performansıyla hücumda yine takımı yönlendiren isim olurken Cenk, Markoishvili ve Ersin'den de beklediğimiz katkıları aldık. Ancak burada performansına özel olarak değinebileceğimiz isim Jamont Gordon olurdu. Jamont bu maçta 14 sayı-3 asistle kendi standartlarında normal gibi gözüken bir oyun ortaya koysa da sahaiçindeki paylaşımcı yapısı ve sadece bir bitirici olmaktan çok oyun kurma anlamında da sorumluluk alıp iyi işler yapması dikkat çekti. Play-off'tan önce Ender'in performansı anahtar noktalardan biri olarak gözüküyordu bizim adımıza, çünkü topu yönlendirme konusunda Arroyo'dan başka bir tek o vardı. Ancak Jamont bu maçta oynadığı gibi oynarsa bu anlamda bizi rahatlatabilir geri kalan süreçte... Bu şekilde devam etmesini bekliyoruz.

Play-off'un bu ilk maçında ilk yarıda genel anlamda zorlanmış gözüksek de ikinci yarının ilk birkaç dakikasında vitesi arttırarak nasıl fark yaratabileceğimizi tekrardan göstermiş olduk. Şampiyonluk için adı geçen birçok takımın ilk maçlar sonrasında nasıl zorlandığı düşünülürse bizim böylesine rahat bir galibiyet almamız sevindirici. Öte taraftan yarı finaldeki rakibimizi belirleyecek eşleşmede Pınar Karşıyaka, Fenerbahçe Ülker'i ilk maçta deplasmanda yenerek avantajı ele geçirdi, bunu da belirtelim. Son olarak ise bu maçta dolmayan tribünlerin, play-off'un geri kalanında dolması lazım artık. Tabi, bu maçın öğlen saat 1'de başlamış olması bir mazeret olabilir pek çok kişi açısından ama yine de bu takımın daha fazla desteği hakettiği gerçeğini unutmamak gerek. İşler iyi gidiyor, taraftarın da katılımıyla neden daha kötüye dönsün ki?