Not Defteri: Şampiyonluğun Ardından

İnanılmaz bir sezonu daha geride bıraktık. Daha diyorum çünkü her sezon sonunda aynı klasik cümle kuruluyor: "Unutulmaz bir sezon yaşadık". Her sezonun önemi ayrı. İmparatorun "hocam hangi şampiyonluğunuzu bir adım öne ayırabilirsiniz?" sorusuna verdiği cevap gibi "Onlar bizim çocuklarımız gibi oluyor, hepsinde çok büyük emekler var. Hiçbirini ayıramam." Hoca kesinlikle haklı, her sezonun önemi ayrı. Hatta bence o lanetler yağdırdığımız 2010-2011 sezonu bile değerli. Yaşı yetenler hep 14 senelik çileden bahsederler. O günleri yaşamış insanlar büyük saygıyı hakeden büyük çileler çekmiş insanlar. Bu kuşağın çilesi de o sene oldu. Asla 14 senelik dönemle karşılaştırılamaz ama tarihin en kötü sezonu olduğu gerçeği de ortada. Neyse bunları konuşmak anlamsız ama son iki sezondur şampiyon olduğumuz için bu laf gözüme çarptı ve klişe bir giriş yapmak istemedim. Sanırım baya değişik bir giriş oldu. Harikalar yaşadığımız sezonun şampiyonluk yazısına 2010-2011 sezonu ile girmek. Şükretmek ve bu takımın toparlanmasında emeği geçen herkese defalarca teşekkür etmek lazım. Taraftarından başkanına, yöneticisinden futbolcusuna..


Elazığspor, Ordu ve Mersin İdman Yurdu...
Şampiyon olacaksanız şampiyon bir takım gibi oynamalısınız. Bu sezon biz şampiyon gibi oynadık. Bütün sezon iyi oynamadık ama yeni bir takım olduğumuzu unutmamalıyız. Bu yeni takım hem Şampiyonlar liginde çeyrek finale çıktı, hem de ligde şampiyon oldu. İkisini bir arada başarmak gerçekten zor. Bu seviyede büyük bir kulvarda mücadele ederken ligde aksamalar elbette olacaktı ama bu sene şanslıydık ve bu aksamaları rakiplerimiz pek değerlendiremedi. Önümüzdeki sezon bu aksamaları en aza indirmemiz lazım. Bu senenin en iyi yanlarından bir tanesi Real Madrid'e çeyrek finalde elendikten sonra yakalanan hava. Asla pes etmemenin, sürdürdüğümüz mücadeleye inanmanın bir ödülü oldu bu. Bunda Fatih Terim etkisinin ne kadar büyük olduğunu da hepimiz biliyoruz. 

Yukarıda bu sezon şampiyonluğa giden yolda takıma ve taraftarı en çok güven veren üç maçı yazdım. Elbette yazmadığım çok önemli maçlar da var ama bu sezon benim şampiyonluğa inandığım "şampiyonluk geliyor" dediğim üç maç bunlardı. Özellikle Orduspor ve Mersin maçında takımın ve taraftarın gösterdiği reaksiyon şampiyonluk reaksiyonuydu. Hem maç içinde hem de maç sonrasında bu herkese ekstra bir itici güç verdi. Düşünün yoldasınız benzininiz bitiyor, o üç maç şans eseri rastladığınız benzin istasyonuydu bizim için. Ayrıca "dış güçlere" bu istasyonlar için teşekkür ederiz.

İyisiyle kötüsüyle, bin bir türlü zorluğuyla sezonu şampiyon olarak tamamladık. Şimdi sıra bütün kadro için tatil zamanı. Önümüzdeki sezon hazırlıklarına başlarken umarım bütün transferler tamamlanmış olur. Bu sezon Melo örneğinde yaz kampının ne kadar önemli olduğunu çok ciddi bir şekilde gördük. Ayrıca umarım takımdan ayrılan hiç kimse olmaz. Özellikle Burak ve Muslera'nın ciddi bir şekilde piyasası var. Bu iki oyuncuyu asla satmayı düşünmemeliyiz. Bu konulara fazla girmeden yazıyı bitirmek istiyorum. Çünkü apayrı bir konu. Şampiyonluğumuz tekrar hayırlı olsun. 

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0