STSL | Şampiyon Galatasaray!
Kolay değil… Öyle bir sezon
ki, 5 yıl sonra Şampiyonlar Ligi’ne katılmış bir takım. Sezon başında defansın
bel kemiğini sakatlığa kurban vermiş, orta sahasının dinamosunu lig başladıktan
sonra takıma katabilmiş, önceki sezonda takımı öne doğru çeken forveti
sakatlıktan kurtulamamış, yeni transferlerini adapte etmesi gereken bir takım.
Her şeye rağmen inanan, hedeflerine ulaşmaktan başka ihtimali hiç aklına
getirmeyen bir takım. Zor başlayan bir sezon yine tarih yazılan bir sezona
dönüştü, muhteşem bir maçla şampiyonluk tacı takıldı. Sivas maçı sezonun
özetiydi aslında… Kutlu olsun!
Geçen hafta alınan
Gaziantepspor galibiyetiyle birlikte her ne olursa olsun, kazanıldığında
şampiyonluğu getirecek bir maça döndü Sivasspor karşılaşması. Sezonun son maçı
olmaması nedeniyle stad kutlamalara hazırlanmadı belki ancak herkes hazırdı
şampiyonluğa. Tribünlerin takıma olan inancı tamdı, herhangi bir kazaya fırsat
verilmeyecek, geçen sezon kupa kaldırılan Kadıköy’e bu kez de şampiyon gitmenin
keyfi yaşanacaktı. Nitekim Galatasaray maça fırtına gibi başladı. Aslında
sezonun genelindeki oyunun özeti gibiydi, Galatasaray bir kaç maç hariç her
maçta istedi, ısırdı, koştu, mücadele etti, yani aslında Galatasaray bu sezon
tam da Galatasaray gibi oynadı, bu sebeple de çok başarılı oldu. Sivasspor neye
uğradığını anlamadan Selçuk artık kendisiyle özdeşleşen bir frikik resitaliyle
açtı şampiyonluk perdesini. Selçuk’un özellikle görerek topu gönderdiği yer
efsaneydi. Golden sonra da Sivas topu göremedi, kanat akınları, Melo’nun
bindirmeleriyle kalabalık orta hücumlar, ortalar, kornerler, muhteşem bir maç
oluyordu. Nitekim gollerin devamı ikinci yarıda seller gibi geldi. Her gol
kendi içinde estetik ve akıl barındırıyordu ancak Selçuk’un ikinci golü tahmin
ediyorum çok uzun zaman gösterilecek cinsten. Burak Yılmaz’a da böyle bir
sezonun şampiyonluk maçında iki gol atmak hak ettiği bir hediye gibiydi. Sivasspor
da bu güzel gollerden etkilenmiş olacak, son dakikalarda onların da attıkları
iki gol jeneriklikti…
İşte böyle eğlenceli,
heyecanlı, hareketli, çok güzel bir maçın neticesinde geldi şampiyonluk, böyle
bir sezona çok yakıştı. Umut’u durup dururken atan Fırat Aydınus bile geremedi
taraftarı. Bitiş düdüğüyle birlikte ‘Fener Ağlama’lar, şarkılar, danslar havada
uçuştu. Geçen seneki inanılmaz şampiyonluktan sonra bu sene de böylesine güzel
bir sezon, başarılı futbol ve arkasından gelen şampiyonluk çok şükrettirdi
bizlere.. Galatasaray bir kez daha alnının akıyla olması gerektiği yerde.
Şimdi haftaya yapılacak malum
maçın tartışmaları olacak, yine söylenmedik laf kalmayacak, hatta şampiyonluk
gölgede kalsın diye uğraşacak basın. Bana kalırsa alkış tartışmasına da gerek
yok, alkışa da gerek yok, çünkü sporu dürüstçe yapmayanların alkışının kıymeti
yok. Cim Bom gidecek, hem de şampiyon apoletiyle gidecek, Aslanlar gibi
oynayacak. Futbol olarak kimin kaç gömlek üstün olduğunu bütün dünya biliyor
artık, o yüzden kendi futbolumuzu oynayıp kupamızı alacağımız maça bakarız. Güzel
bir derbi galibiyeti de olsa tadından yenmez elbette ama artık çok da önemi yok…
Sezonun son maçında sonra genel bir sezon değerlendirmesi yapacağız ama şimdi iki haftalık kutlamaların tadını çıkaralım. Sindire sindire kutlarsak tadı daha güzel çıkıyor. Bu gurur, bu mutluluk hepimizin. Şampiyonluk herkese kutlu olsun...
Ben facebook sayfamda bu şarkının çalınmasını istiyorum nasıl yapabilirim ya da herhangi bir sayfaya müzik nasıl yükleniyor yardımcı olursanız sevinirim...
YanıtlaSilMerhaba,
YanıtlaSilFacebook düzeni çok farklı, otomatik çalması gibi bir durum söz konusu değil sanırım. Blogger düzeninde "embed" linkleriyle ilgili bir iki kod yardımıyla, parçanın sayfaya girer girmez otomatik başlamasını sağlayabiliyorsunuz.
Kısacası, kullandığınız web site formatı/altyapısı bu hususta önem taşıyor.
Teşekkür ederim ilginiz için sayfanızı takip etmeye çalışıyorum iyi çalışmalar diliyorum nice şampiyonluklara inşallah...
YanıtlaSil