Emirates Cup | Bir takım, iki performans..
Yeni sezon hazırlıkları kapsamında Avrupa'nın en prestijli sezon öncesi turnuvalarından Emirates Cup'a katılan Galatasaray, turnuvanın açılış maçında Portekiz temsilcisi Porto ile karşılaştı. Rakibi karşısında ilk yarıda etkisiz bir oyun sergileyen takımımız, ikinci yarıda oyuna ağırlığını koydu ve neredeyse tek kale oynadığı bölümlere imza attı. Porto karşısında sahadan 1-0'lık galibiyetle ayrılan takımımıza galibiyeti getiren gol 70. dakikada penaltıdan Felipe Melo kaydederken, rakibimiz karşılaşmanın 19. dakikada Martinez ve 77. dakikada Lucho Gonzales ile penaltı vuruşundan yararlanamadı.
Sezon öncesi hazırlıklarını sürdüren ve daha önce 5 maç hazırlık maçı oynayan takımımız, hatırladığınız gibi son oynadığı Napoli maçında savunmada ciddi problemler yaşamış ve kalesinde 3 gol görmüştü. Hazırlık etabının son bölümü olan ve Avrupa'nın en prestijli sezon öncesi turnuvalarından birisi olan Emirates Cup'ta sahne alan Galatasaray, açılış maçında Porto ile karşılaştı. Teknik direktör Fatih Terim, her ne kadar hazırlık maçı olsa da Şampiyonlar Ligi'ndeki muhtemel rakiplerinden olan Portekiz temsilcisi ile oynadığı karşılaşmaya ideal onbirine yakın bir kadroyla çıkmayı tercih etti. Muslera, Eboue - Dany - Chedjou - Hakan, Hamit - Selçuk - Melo - Amrabat, Sneijder ve Drogba ilk onbiriyle sahaya çıkan Galatasaray, oyunun ilk onbeş dakikalık bölümünde savunma kontrollü başlamasına karşın Porto'nun hızlı hücumlarında -özellikle Varela ve Kelvin'in geliştirdiği her kanat organizasyonunda- kalesinde pozisyon gördü. Zaman zaman oyuna ortak olan ve topa hakim taraf olan takımımız, orta sahada yaptığı top kayıpları nedeniyle savunmada zor anlar yaşarken yine bu tür pozisyonlardan birisinde Dany'nin kontrolsüz müdahalesi sonrası Varela yerde kaldı ve karşılaşmanın hakemi beyaz noktayı gösterdi. Portekiz temsilcisinin geçen sezon en golcü ismi Martinez topun başına geçtiğinde gol olacağını düşünenler yanılıyordu, çünkü kalede dünyanın en iyi penaltı kalecilerinden Fernando Muslera vardı. Kolombiyalı forvet penaltıyı kendisine göre sağ köşeye kullanırken, bir kaç saniye sonra Muslera'nın topu kontrol edeceğini nereden bilebilirdi ki? Bu kurtarış aynı zamanda takıma cesaret verdi, ki zaman zaman bu tarz etkileşimler saha içerisinde olur. Kalecinizin kurtardığı kritik bir şut takımı ateşlendirirken, hücumda çizgiden çıkan top şevkinizi kırabilir. Tıpkı bugün olduğu gibi.. Muslera'nın başarılı kurtarışının ardından oyuna ağırlığını koyan ve orta sahayı ele geçiren Galatasaray, rakip yarı alanda Sneijder - Drogba ve Amrabat üçlüsüyle etkili olmaya çalıştı. Amrabat'ın kanatta birebir oyunda rakiplerini fazlasıyla zorladığını ve bu anlamda takdiri hak ettiğini belirtirken, son tercihlerinde bencillik kokan davranışlarıyla da eleştiriyi hakettiğini söylemek gerekiyor. Faslı oyuncunun şut tercihlerini daha iyi hale getirmesi, takıma hücum anlamında çok önemli bir opsiyon kazandırıyor. Amrabat'ın yanı sıra hücumda günün yıldızlarından birisi kuşkusuz Drogba oldu. Tecrübeli yıldız oyuncu, ilk yarım saat dolmak üzereyken rakip kaleye muhteşem bir şut çıkartırken maçın yıldızlarından Porto kalecisi Fabiano aynı güzellikte topu kornere çeliyordu. Bu şutun ardından rakip kalede etkili olmaya başladığımızı söylemeliyiz, keza sağlı-sollu duran toplarla rakip kalede tehlike yarattık ama beklenen gol gelmedi. İlk onbeş dakikadaki durgunluğunu, kontrollü ve çekingen oyununu üzerinden atan takım, devrenin sonlarına doğru kendisini toparlarken ilk yarının son düdüğü geldi. İlk yarıya dair dikkat çeken detaylar, savunmada takım savunmasını daha doğru yapan fakat hızlı hücumlarda sıkıntı yaşayan Galatasaray, stoperlerin arasına sık sık giren Felipe Melo ve hücumda Amrabat-Sneijder dışında Drogba'ya yardıma gelen oyuncuların olmaması olmuştu. Muslera'nın kurtardığı penaltıya ise ayrı bir parantez açmak gerek..
Devre arasında teknik heyetten 'gerekli' uyarıları alan takım ikinci yarı neredeyse rakibine top göstermedi ve ilk 20 dakikalık bölümü sürklase etti. İlk yarının son bölümlerinde oyuna ağırlığını koyan Selçuk'un orta sahada organizasyonu ele alması, savunmada daha az risk ve hata yapmamız, Drogba'ya destek veren isimler arasına Selçuk ve zaman zaman Hamit'in de katılmasıyla birlikte hücumda topa sahip olan Galatasaray, ilk yarıda farklı bir kimlikle oynarken ikinci yarıda özlenen, istenilen, beklenen takım halindeydi. Eboue'nin de hücumlara ara sıra katılmasıyla (ki geçen sene daha çok katılırdı, bu sene nedense daha az hücuma çıkıyor) Porto'yu kendi yarı alanına hapseden takımımız, orta alanı kontrol altına alan Melo ve Selçuk'un önde sorumluluk almasıyla birlikte Amrabat - Sneijder ve Drogba arasında gelişen hücum varyasyonlarını denedi. Savunmada ilk yarıya oranla daha iyi oynayan ve "Fransa'nın en iyi stoperlerinden" ünvanını boşuna haketmeyen Chedjou'nun da oyunu geriden başarılı bir şekilde kurmasıyla Porto ilk yarıda gösterdiği hücum ve önde pres felsefesini sahaya yansıtamadı. Chedjou'nun rakibi oyundan düşüren pasları, Selçuk ve Sneijder'in sık sık hem savunmasının arkasına hemde sol kanada gönderdiği paslar hücumda üretkenliğimizi ve etkinliğimizi arttıran ana unsurlar olarak dikkat çekti. Savunmadan da doğru aksiyonlar alan ve Eboue'yi biraz daha hücumda kullanmaya başlayan Galatasaray, rakip yarı alana yıktığı oyunun meyvesini 70. dakikada almayı başardı. Eboue sağdan hücuma katıldığı ve ceza sahasına hareketlendiği ender pozisyonlardan birisinde, rakibinin müdahalesiyle yerde kaldı ve maçın hakemi ikinci kez beyaz noktayı gösterdi. Topun başına geçen Felipe Melo, kaleciyi ve topu ayrı köşelere gönderirken golden sonra kendi özgü sevinciyle geri döndüğünü gösterdi. Pitbull artık bizimleydi.. Bu gol maçta öne geçmemizi sağlamamızın yanı sıra puan hanemize de +1 yazdırdığımızı ilan ediyordu. 70. dakikada kaydettiğimiz penaltının ardından oyuna biraz daha hakim olan taraf Porto oldu, ister istemez. Portekiz ekibi hücumda daha agresif, daha saldırgan bir görüntü çizerken savunmanın arkasına atılan toplarda Drogba, bugün defalarca karşı karşıya geldiği Fabiano ile burun buruna kalıyordu. Drogba'yı marke etmek ise, genç savunma oyuncusu Abdoulaye Ba'ya kalmıştı ama 197lik oyuncunun hava topları dahil olmak üzere hemen hemen her pozisyonda Drogba'ya ezildiğini söylemek mümkün.
Savunma anlamında takım savunmasını ilk yarıya oranla daha iyi yaptığımızı söylemek gerekiyor. İkinci yarıda rakibimize fazla fırsat vermezken ve orta alanda oyunun büyük bir bölümü üstünlüğümüzü korumayı başarırken, ilk yarıda bu durum tam tersiydi. Sahaya çıkan onbiri 80 dakika boyunca koruyan Fatih Terim, bir nevi kafasındaki ana kadroyu da izleme fırsatı buluyordu. İkinci yarıda ortaya koyduğumuz futbolu görünce, ister istemez kendimize "İlk yarıda neden böyle oynamadık?" diye sorabiliyoruz, ki bununda cevabı son 2 maçta 6 gol yiyen takımın savunmada hata yapmama endişesinin doğurduğu hatalar olacaktır. Eğer siz maça çıkarken veya maç içerisinde sürekli olarak kafanızda "Hata yapmamalıyım" diye düşünürseniz, konsantrasyon eksikliğinden hata yapmanız daha büyük bir ihtimaldir ve mutlaka bir hata yaparsınız. Sonuç itibariyle, turnuvanın açılış maçında son derece önemli bir takıma karşı (her ne kadar hazırlık maçı olsa da) iyi bir oyun ortaya koyduğumuzu söylemek mümkün, 90 dakika sonunda. Kazanan taraf olmak her zaman güzeldir ama bu maçta rakibimizin 2 penaltı atışından yararlanamadığını, ön alanda zaman zaman hücum oyuncularımızın yalnız kaldığı gerçeğini de unutmamak gerekiyor. Bu bağlamda mutlaka çalışmalar olacaktır, mutlaka bu noktaları daha iyi hale getirmek için teknik heyet çaba sarfedecektir. Porto son derece iyi bir takım, hücumda çok çabuk çoğalan, ön alanda pres yapan, ısıran ve agresif oynayan, hücumu seven, ön alanda sürekli değişken bir organizasyon içerisinde olan ve koşan, dinamik bir takım. Bu takıma karşı, güzel sayılabilecek bir oyunla kazanmak elbette güzel oluyor. Her ne kadar, dikkat çekilecek noktalarla maçtan ayrılsak da.
Emirates Cup'ın son maçında yarın ev sahibi Arsenal ile karşılaşacağız. Karşılaşmadan galibiyetle ayrılmamız halinde Porto - Napoli sonucuna bağlı olarak sezonun ilk kupasını kaldırmamız mümkün. Yarın oynanacak olan maçla birlikte sezon öncesi hazırlıkları noktalıyoruz ve artık gözümüzü TFF Süper Kupa'ya dikiyoruz. Sezona kupayla başlamak ve hele hele ezeli rakibinize karşı kazanarak ünvanınızı korumak önemli.
FOTO ALBÜM | Maçın fotoğrafları için tıklayınız..
VIDEO | Felipe Melo'nun penaltıdan Porto'ya attığı gol..
FOTO ALBÜM | Maçın fotoğrafları için tıklayınız..
VIDEO | Felipe Melo'nun penaltıdan Porto'ya attığı gol..
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.