Süper Kupa | Yine, yeniden şampiyon!
Spor Toto Süper Lig ve Süper Kupa'nın son şampiyonu Galatasaray, geride bıraktığımız sezonun kapanış ve yeni sezonun açılış maçı olarak kabul edilen TFF Süper Kupa karşılaşmasında ezeli rakibi Fenerbahçe ile karşılaştı. Kayseri'de oynanılan karşılaşmada rakibi karşısında baştan sona üstün bir oyun ortaya koyan Fatih Terim'in öğrencileri, normal süresi golsüz eşitlikle sonuçlanan ve uzatmalara taşınan mücadelenin 99. dakikasında Didier Drogba'nın golüyle sahadan galibiyetle ayrıldı. Takımımız bu galibiyetle beraber Süper Kupa'da şampiyonluk sevinci yaşarken, 'muhteşem dörtlemeyi' tamamlamış oldu.
Sezon öncesi hazırlıkları kapsamında Emirates Cup'ta şampiyonluk yaşayan Galatasaray, sezonun ilk resmi karşılaşmasında Kayseri'ye yolculuk etmeden önce maç kafilesinin açıklanmasının ardından spekülasyonlar beraberinde geldi. Sezonun genelinde tribünde göreceğimiz ve bu karşılaşma öncesinde de kamp kadrosunda yer almayan Dany - Riera ve Elmander'in yanı sıra, maç öncesi teknik direktör Fatih Terim tarafından tribüne gönderilen dördüncü yabancı isim Chedjou oldu. Kaleci dahil, savunmada forma giyen beş oyuncunun üçünün yerli olmasınında etkisiyle hücumdaki tüm silahlarını yabancı olması yönünde kullandı. Ezeli rakibi karşısında sahaya Muslera, Eboue - Gökhan - Semih - Hakan, Hamit - Selçuk - Melo - Amrabat - Sneijder ve Drogba ilk onbiri ile çıkarken, bu kadro aynı zamanda yeni sezonda sadece Amrabat - Chedjou değişikliği ile göreceğimizi söylemek mümkün olacak. Ezeli rakibi karşısında hazırlık döneminin yıldız isimlerinden Nordin Amrabat'ın sahaya sürülmesi bir nevi teknik heyet tarafından oyuncuya güven mesajını aşılamak olacaktı, ki ilk onbirde sahaya çıkmasının sebebi de aslında bir nevi buydu. Rakip takımda savunmanın sağında o bölgenin oyuncusu olmayan Mehmet Topuz'un oynaması aynı zamanda bu hamleyi mantıklı kıldı. Amrabat'ın hücuma sık sık bindirmesi ve rakip takımda savunmanın sağında oynayan oyuncuyu neredeyse hücuma çıkarttırmaması aslında bu hamlenin doğru olduğunu da gösterdi. Hamle her ne kadar kağıt üzerinde doğru olsa da, Amrabat'ın hücumdaki tercihleri ve yaptığı gereksiz fauller tepki çekti. Hazırlık döneminde dikkatimizi çeken detay vardı; Melo'nun sürekli olarak üçüncü stoper olarak oynaması. Bu karşılaşmada da sık sık iki stoperin arasına giren Melo, oyunu geriden kurulmasının yanı sıra orta alanda da sertlik göstererek rakip takım oyuncularını sindirmeyi başardı. Takıma her ne kadar geç katılsa bile, fit bir durumda olan Melo'nun zamanla form grafiğini yükselteceğini ve orta alanda Selçuk - Sneijder arasındaki bağlantıyı kurarak daha etkili olacağını söylemekte fayda var. Savunma ile hücum arasında köprü görevi gören Brezilyalı oyuncu, hava toplarında da rakiplerine fırsat tanımadı.
İlk yarıda oyunu kontrol eden, zaman zaman kaleyi yoklayan ve Drogba / Amrabat ikilisi ile net fırsatlardan yararlanamayan Galatasaray, ikinci yarıda rakibinin üzerine sağlı - sollu gelmeye başlayınca baskı kurmayı başardı. Sneijder'ın hücumda daha fazla sorumluluk almasıyla beraber, Drogba'nın bireysel yetenekleriyle rakip yarı alanda kurduğu üstünlüğü çok iyi değerlendiren Galatasaray, ilk yarıda etkisiz bir görüntü çizen Selçuk'un da rakip yarı alanda daha fazla oyunu yönlendirmesiyle oyunun tek hakimi olmayı başardı. Karşılaşmada bir saatlik dilimin geride kalmasının ardından Melo'nun oyun aklını kullanarak rakip takımın en başarılı oyuncu olan Bruno Alves'e kırmızı kart aldırması, rakip takımın defansının ipini çektiğimizin resmi oldu. Bu dakikadan itibaren oyunu tek kaleye yıkan, tabir-i caizse dalga dalga gelen ve bir çok fırsattan yararlanamayan takımımız özellikle savunmada rakibine vermediği pozisyonlar, oyuncuların kademe anlayışları ve müdahaleleriyle hazırlık etabında savunmada yaşadığı sıkıntıları yavaş yavaş kapattığını -daha doğrusu kendisini geliştirdiğini- görebildik. Normal şartlarda en az üç farklı olacak karşılaşmanın uzatmalara gitmesi, aslında şanssızlığımızın ve hücumda zaman zaman bencilliğimizin göstergesiydi. Uzatma etabının başında Drogba ile rakip kalede arka arkaya fırsatlar bulan fakat bunlardan yararlanamayan takımımız dakikalar 99'u gösterdiğinde Hakan Balta'nın ortasına nefis yükselen Drogba, rakip savunmanın üzerinden vurduğu kafa vuruşuyla topu filelerle buluşturdu. Geçtiğimiz sezon devre arasında Galatasaray'a katılan yıldız oyuncu ASY Arena'da yapamadığı klasik gol sevincini Londra'dan sonra Kayseri'de de sergilemiş oldu. Bu gol aynı zamanda yıldız oyuncunun finallerde gösterdiği "winner" karakterini sahaya yansıtıyordu. Golden sonra geriye çekilmek kimin fikriydi bilinmez amma velakin, golden sonra ister istemez takım skoru korumak amacıyla geriye yaslanınca, rakip takım 100. dakikada maçtaki ilk kornerini kullanma başarısını gösterdi. Fenerbahçeli futbolculara maç boyunca gol şansı tanımayan Fernando Muslera, maçın son iki dakikasında Sow'un kafasına çarpıp ters dönen topa dokunurken şampiyonluğun geldiğini ilan ediyordu.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.