BBL | Aliağa deplasmanından çıkamadık..

Perşembe akşamı oldukça zor ve yorucu bir Olympiacos maçına çıkan ve onun bitiminden 48 saat bile geçmeden deplasmanda Aliağa'yla karşılaşan takımımız rakibine 77-69 kaybetti. Tüm olumsuz şartlara rağmen yine de hesapta olmayan bir yenilgi alan takımımız böylece ligdeki ilk mağlubiyetini de almış oldu. Bu karşılaşmada en çok göze batan ismimiz Ersin Dağlı olurken, tecrübeli uzun 16 sayı - 10 ribaundla double-double yaptı. Sakatlığına rağmen fedakarca oynayan Furkan da 13 sayı - 9 ribaundluk bir performans ortaya koyarken dış atışlardan ve kısa oyuncularımızdan iyi bir katkı alamamış olmamız mağlubiyeti getirdi.

Maçın çok büyük bölümü aslında istediğimizin dışında bir gidişata sahipti diyebiliriz. Maça, hücumda Ersin'i kullanabilme haricinde çok durgun başladık. Çok fazla top kaybı yaptığımız ilk çeyrekte savunma performansımız da pek iyi değildi ancak Aliağa bu bölümü 18-17'yle önde geçebildi. İkinci periyoda da kötü başlayan takımımız kötü ve düşük yüzdeli hücum etmesinin devamında savunmada da kolay sayılar yiyince bu sefer rakip farkı 10'a kadar çıkarmayı başardı. Ancak çeyreğin son 3-4 dakikalık bölümünde Arroyo'nun kenardan biraz daha iyi gelip hareket getirmesi ve savunmanın canlanmasıyla beraber farkı kısa sürede eritip devre bitmeden 33-32'lik üstünlüğü ele almayı bildik. Fiziksel yorgunlukla beraber kafa olarak da maçın içine girmekte zorlandığımız bu karşılaşmada oyunun içinde net bir üstünlük kurabildiğimiz tek bölüm devrenin bu son 3-4 dakikasıydı. 3. periyot da ilk yarı gibi iki taraf adına gidip geldi. Ne savunmamızla rakibi tam olarak durdurabildik ne de hücumda istediğimiz serileri yakalayabildik. Çeyreğin bitimine saniyeler kala rakip serbest atış çizgisinden bulduğu isabetlerle 51-50 öne geçerken son hücumda Domercant'in üçlük isabeti bu bölümün sonucunu belirledi: 53-50.. Maçın final çeyreği ise bizim için yıkıcı oldu biraz. Bizim kötü oyunumuz özellikle son dakikalarda daha da belirginleşirken galibiyet için gereken hamleyi bir türlü yapamadık ve rakip hep bir adım önümüzde kaldı. Ve son dakikalara girilirken bizim kötü savunmamıza karşısında Aliağa bulduğu kolay sayılarla birlikte galibiyete adım adım yaklaştı. Üstüne dış atışlarımızın da girmemesiyle birlikte son 1.5 dakika içinde farkı açıp maçı kopardılar. Maçın son bölümünde taraftarımızın sahaya attığı patlayıcı maddeler yüzünden de oyun durdu. Burada bizim taraftarımızın masum olduğunu tabi ki söyleyemeyiz ancak rakip oyunculardan özellikle Petar Popovic'in maç boyu tribünleri tahrik eden hareketleri de büyük bir etkendi ve ilginçtir ki kendisi hakemlerden uyarı bile almadı. Bu son dakikadaki kargaşanın ardından kalan 37 saniye formalite icabı oynandı ve rakip maçı 77-69'luk skorla kazanmayı bildi. 

Maça dair değinilecek teknik detaylar mevcut ama hepsinden önce çok bariz olan birşey vardı ki Ergin Hoca da dahil olmak üzere takımca kafamızı bu maça veremedik. Konsantrasyon problemlerimiz, bir önceki maçın üstünden geçen sadece 40 saat olması ve aradaki deplasman yolculuğunu da hesaba katarsak fiziksel problemlerimizle birleşti ve maçın içine giremedik. Ve bu eksik oynayan halimizle daha önceden var olan problemlerimiz de daha çok göze battı ve bize zarar verdi. Son maçlarda skorun dış atışa biraz fazla bağlanması ve bunu çok planlı bir şekilde uygulayamamamız bu maçta da dikkat çekti. 6/28 gibi kötü bir yüzdeyle attık ki bu maçta da en skorer iki ismimiz uzun rotasyonumuzdaki oyuncularımızdandı. Ayrıca pota altında caydırıcı bir uzunun bulunmaması sorunu da yine göze batan ve savunmamızı düşüren bir başka eksiklikti. Bireysel anlamda Arroyo çok kötü şut attığı bir günde belki 7 asist yaptı ama buna eklediği 5 top kaybıyla da kötü bir maç çıkardı maalesef. Ona en fazla yardımcı olmasını bekleyeceğimiz isimlerden Jamont Gordon ise daha da kötü oynarken tek başına 8 top kaybı yaptı bu maçta. Asist katkısı ise 0'dı. Jamont'un sezona çok iyi girdiğini hep söylüyorduk ama bu şekilde sezon içindeki iniş çıkışlarını ve dengesizliklerini yok etmesi lazım. Üst düzey takımlarda sürükleyici rolde bir oyuncu olmak istiyorsa bunları aşmalı artık. Bu iki isim haricinde ekstra bir iş yapan kısa çıkaramayınca da eksik kaldık tabi. Pota altında Ersin'in ve sakatlığına rağmen sahaya oldukça fazla emek koyan Furkan'ın performanslarına da yazık oldu maalesef.

Geçen sezon bu şekilde hiç sürpriz bir mağlubiyet almamıştık. Kötü oynadığımız maçlarda bile maç sonunu iyi oynarak kazanmayı bilmiştik. Ama bu sezon takımın henüz şu ana kadar genel anlamda tam toparlanamamış olması, rollerin oturmamış olması ve hala yükselmesi gereken yetersiz bireysel formlar, saçma bir maç programı, yorgunluk ve konsantrasyon eksikliğiyle birleşince böyle bir mağlubiyet geldi. Böyle yoğun bir sezon içinde bu şekilde en fazla 1 ya da 2 mağlubiyet hakkımız olabilir ki hadi bir tanesini burada kullandık diyelim, ama bu durumlara çok fazla düşmememiz lazım kesinlikle.. Normal sezon sıralamasında en tepede yer almanın ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Umuyoruz takım bir daha böyle bir mağlubiyete izin vermez ve bir iş kazası daha yaşamayız.

Son sözleri de federasyona ve hakemlere ayırmak lazım herhalde.. Olympiacos maçı gibi her anlamda yorucu bir maçın üstünden henüz 2 tam gün bile geçmeden bizi deplasmana getirten federasyonun maç programlarını düzenleme konusunda daha makul davranması gerekiyor artık. Bunun için bizim mi ısrarla talep etmemiz lazım yoksa kendi kendilerine bunu yaparlar mı bilmiyorum ama yapılması lazım. Zarar görüyoruz bu durumdan. Şu maçın esas olarak yarın oynanması gerekirken programı ayarlayamayan ve bizi yine olmadık bir saate olmadık bir zamana veren federasyonun da şu saçmalıklarını bitirmesini bekliyoruz. Oturdukları koltuğun hakkını versinler. Hakemlerle ilgili olarak ise aslında maç içinde tartışılabilecek bazı kararlar var tabi, ama esas hata bizim tribünümüze sürekli tahrik edici hareketler yapan Popovic'e hiçbirşey yapmamalarıydı. Yani bir oyuncu, attığı her sayıdan sonra dönüp rakip tribüne garip garip hareketler yapıyorsa ve maç içinde geçtim teknik faulü falan uyarı bile almıyorsa o hakemler suçludur ve hata yapmıştır.. Tabi burada ilk yazılacak isim de maçın baş hakemi Engin Kennerman'dı. Maçın sonunda ortalığın bu kadar gerilmesinde bizim taraftarımızın sorumluluğunu inkar edemeyiz ama işler nasıl bu noktaya geldi, ona da bakmak lazım. Neyse, geçmiş olsun diyelim bu maç için ve önümüze bakalım. Bir sonraki maçımız Euroleague'deki Malaga deplasmanı olacak.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0