Galatasaray ve fizik performansı..
Sezon öncesi çalışmalarına 1 Temmuz'da başlayan ve on günlük İstanbul kampının ardından İngiltere'ye ve daha sonra Slovenya'ya hareket eden Galatasaray, geçtiğimiz sezonlara oranla oldukça kötü bir fizik performansıyla sezona başlamıştı. 2011-2012 sezonunda neredeyse sahayı rakiplerine dar eden Galatasaray, aşağı yukarı 3 günde bir maç yapmasına rağmen böylesine düşük profil çizmemişti. Arka arkaya kazanılan iki şampiyonluk, bir takım rehavette mi yoksa antrenman metodlarının geliştirilmemesine mi neden oldu bilinmez ama Mancini'nin yardımcılarının hazırladığı raporun yanı sıra 10 maçlık istatistiklerimizde de fizik performansımızın yetersiz olduğu bilinen bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Mancini milli arada takıma kendi sistemini adapte etmekten ziyade fizik performanslarını üst seviyeye çekmek için uğraşıyor. Peki bunun ana nedeni nedir?
İtalyan teknik adam Roberto Mancini göreve geldiğinde takvim yaprakları 30 Eylül'ü gösteriyordu. Mancini'nin göreve gelmesinin hemen ardından deplasmanda oynanacak olan iki maç İtalyan menajerin hem takımı tanıması, hemde yardımcılarının takım hakkında gerekli raporları hazırlamasını sağlayacaktı. Juventus deplasmanında takımın reaksiyon göstermesiyle kazanılan 1 puan fakat kondisyon olarak sıkıntı yaşandığı gerçeği karşımızda duruyordu. Juventus maçında rakibi karşısında merkez odaklı savunma yapan ve kale önüne resmen set çeken Galatasaray, öne geçtiği karşılaşmada geri düşüyor ve son dakikada beraberliği kurtarıyordu. Akhisar Belediyesi karşısında ise, çok değişik bir takım izledik. İki yıldır takımın iskeleti olarak kabul edilen Semih-Selçuk-Melo üçlüsünün yanı sıra, görev adamı Engin ve Hamit'in de olmayışı takımı çok zorlamıştı. Buna bağlı olarak, performans olarak kötü bir durumda olan takım ligin en formda ekibine 3 puanı bırakıyordu. Alınan skor veya ortaya konulan oyundan ziyade maç sonunda Roberto Mancini'nin söylediği sözler daha büyük etki yarattı; Takım fizik olarak hazır değil. En az bir aya ihtiyacımız var. Nasıl yani? Peki geride kalan 2 sezonda olduğu gibi takımı yeni sezona hazırlayan Amerikalı performans uzmanı Scott Piri, yeni sezon öncesinde takımı nasıl hazırlamıştı?
İşte sorulması ve cevaplanması gereken soru aslında bu. Oynanılan kötü oyun, oyuncuların formsuz olması, savunmada yapılan hatalar.. Tüm bunların üstesinden gelinebilir fakat bir takımın sezona fizik olarak hazır girmemesi, ciddi zaman isteyen bir durum olduğundan her maç daha farklı bir şekilde hissedilmeye başlanır. Milli aranın gelmesi bu anlamda Galatasaray adına çok büyük şans olurken, Roberto Mancini takıma kendi sistemini veya felsefesini aktarmak yerine bir haftadır takıma sabah - akşam antrenman yaptırıyor ve bu antrenmanların çok büyük bölümü fizik çalışmaları oluyor. Akhisar Belediyesi maçı sonrasında takıma iki gün izin veren İtalyan teknik adam, yardımcılarıyla birlikte hazırlanan raporları analiz etti ve 9 Ekim Çarşamba'dan itibaren takıma günde çift antrenman yaptırarak bu açığı kapatmaya çalışıyor. Antrenman raporlarını takip eden birisi olarak şunu belirtmekte fayda var, takımın yaptığı pasa dayalı çalışmalar bile fizik performans üzerine yapılıyor. Bir nevi hızlandırılmış veya sıkıştırılmış bir sezon öncesi kamp programı uygulanıyor ve Galatasaray bu sene neredeyse 50 resmi maç oynayacak. Bu oyuncuların sezon başında fizik olarak hazır durumda olmaması, daha doğrusu sezon başında bu riski göze almak, pek doğru bir programlama gibi görünmüyor.
Geçen sezonun ortasından itibaren fizik olarak düşen, büyük maçlar dışında rakipleri karşısında öne geçmesine rağmen zaman zaman sıkıntı yaşayan Galatasaray'da farklı bir çalışmanın olduğu aşikar fakat yeni sezon öncesi uygulanan fizik çalışmalarının yetersiz olduğu da apayrı bir gerçek. Ligde geride kalan 7 haftalık süreçte en çok koştuğumuz maçın Roberto Mancini'nin göreve gelmesiyle birlikte Akhisar Belediyesi karşılaşması olduğu ve İtalyan teknik adamın buna rağmen takımın fizik kondisyonuyla ilgili olarak "çok kötüyüz" yorumu yapması da düşündürücü bir nokta olarak karşımıza çıkıyor. Sahi, bu sene sahada yokları oynayan Galatasaray ligde geride kalan 7 haftada ne kadar koşmuştu? İşte o detaylar..
- Galatasaray - Gaziantepspor, 2-1: 102 km
- Galatasaray - Bursaspor, 1-1: 105 km
- Galatasaray - Eskişehirspor, 0-0: 105 km
- Galatasaray - Antalyaspor, 1-1: 104 km
- Galatasaray - Beşiktaş, 2-1: 105 km
- Galatasaray - Çaykur Rizespor, 1-1: 105 km
- Galatasaray - Akhisar Belediyesi, 1-2: 106 km
Burada göze çarpan detay, takımın ilk 6 haftalık performans aralığında 102-105 km arasında maçın tamamında koşu istatistiğine sahip olması fakat şampiyonluk mücadelesi verdiğimiz rakiplerimiz Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin aynı bölümde 110-115 km arasında koşması elbette aradaki farktan dolayı maçlarda hücum performansını ve rakibe karşı baskınlığını hissetirmesi, oyunu kontrol etmesi açısından önemli bir detay olarak karşımıza çıkıyor. Hedefin sadece yerel değil, uluslararası başarılar olduğu bir ortamda kendi liginde bile performans olarak rakiplerinin gerisinde kalan Galatasaray, Avrupa'da hedeflediği başarılara ulaşmak için neredeyse maç başı 120-130 km koşan takımları geride bırakmak zorunda ki bu fizik performansıyla bu imkansızla eş anlamlı oluyor.
Sezon başında takımdan ayrılan Johan Elmander, geçen gün verdiği röportajda antrenman performanslarına dikkat çekmemizi sağlayan bir vurgu yaptı. Premier Lig takımlarından Norwich City forması giyen İsveçli oyuncu "Buradaki idmanların temposu çok daha yüksek. İlk bir kaç hafta kendimi her gün maç yapıyor gibi hissediyordum ama şimdi daha iyiyim" cümlelerine yer veren bir açıklama yaptı. Norwich'in takım veya kalite olarak ne kadar büyük olduğu tartışılır ama sorulması gereken ve birilerinin cevaplaması gereken asıl soru şu; Bu takım yazın ne yaptı?
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.