UCL | Sistem ve takım oyunu..

Galatasaray, bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde çıktığı 3. maçta ilk 3 puanını aldı, Juventus'un kaybetmesiyle önemli bir avantaj yakalamış oldu. İlk yarıda rakibini boğan Cim Bom'un golleri 10. dakikada Melo, 38'de Sneijder ve 45'te Drogba'dan gelirken maçın bitimine iki dakika kala Claudemir Kopenhag'ın tek sayısını kaydetti. Çok değerli bir galibiyet alınmasının yanında belki de bu sezon sergilenen en baskılı ve disiplinli oyun olması gelecek adına son derece umut vericiydi. Bu sonuçla ikinciliğe yerleşen Galatasaray, deplasmanda alacağı ikinci Kopenhag galibiyetiyle gruptan çıkma adına büyük bir adım atmış olacak.

Galatasaray, milli maç arasından sonra çıktığı Karabük maçında kritik bir galibiyet almış ancak özellikle rakibinin oyunu oynamaya değil bozmaya yönelik sistemi karşısında bocalamış, güzel bir futbol da izletememişti. Bu sebeple kapanan, rakibi bozmaya çalışan ve hızlı çıkan bir takım olan Kopenhag karşısında da zorlanabileceği yorumları yapılmıştı. Açıkçası futbolcuların zaman zaman gösterdiği isteksizlik de endişe yaratıyordu. Öte yandan yabancı oyuncu sınırlaması adı verilen ve sadece Galatasaray'ı ligde zor durumda bırakmaya yönelik koyulmuş sınırlama Şampiyonlar Ligi'nde olmadığından gerçek gücünü gösterebileceği bir kadro kurulabilmekteydi, nitekim öyle oldu. Şaşırtıcı olan ise bazı oyuncu ve mevki seçimleriydi ki Mancini'nin hala bir takım denemeler yapması olağan, bu maçta da sol bekte sakat olan Hakan Balta'nın yerine sağ ayaklı Danny yer alıyordu, ilk planda akla gelen Burak'ın ön sağ gibi oynaması sebebiyle geriye dönüşlerde sıkıntı olabileceği, hızlı çıkışlara karşın o kanadın yine hızlı bir oyuncuyla kapatılma isteğiydi, ancak sadece öyle olmadığı çok geçmeden anlaşıldı. Onun dışında, Karabük maçında trübünde kalan Bruma onbire dönmüştü.

Maçın ilk düdüğü çaldığı andan itibaren Şampiyonlar Ligi maçlarında pek de alışık olmadığımız bir önde baskıyla başladı Galatasaray. Özellikle Melo ve Selçuk'un orta sahadaki, Burak ve Sneijder'in de ilerideki baskısı karşısında bocalayan Kopenhag uzun toplarla çıkmayı da başaramayınca hepten ceza sahasında boğuldu. Beklerin de kanatlardan destekleriyle iyiden iyiye baskısını artıran Galatasaray, hırslı oyunun semeresini henüz 10. dakikada aldı. Sol bek olarak başlayan Danny'nin sağ köşe gönderinde Drogba'yla birlikte basması durumu özetliyordu, sonrasında çok isabetli bir orta yapan Danny, herkesi şaşırttı. Melo da yaklaşık iki metrelik stoperin tepesinden çok güzel ve sert bir kafa vuruşuyla erken golü herkese ilan etti, Cim Bom avantajı da yakalamış oldu. Sonrasında sağlı sollu ataklar, çeşitli denemeler, Galatasaray topuyla tüfeğiyle müthiş bir baskı kurdu. Eboue'nin çok uzun zaman sonra etkili çıkışlarında Bruma'nın etkisi çok fazlaydı, Eboue'yi oynatan adeta Bruma'nın servisleriydi. Yine böyle bir pozisyon sonrası topu süren Eboue akıllı bir asist yaptı, tam bir sahne oyuncusu olan Sneijder'in sahneye çıkma zamanıydı, tek vuruşla çok güzel bir gol attı, herkes rahatladı. 45'te Eboue'nin, Bruma'nın nefis pasıyla çizgiye inmesi ve Drogba'ya ikram etmesi güzel oyunun skora da yansıması manasına geliyordu.

İkinci yarı baskısını sürdürdü Cim Bom, bu kez işler biraz Burak'a gol attırmaya dönmüş gibiydi, Burak'da ilk devredeki pozisyonundan biraz daha içeri girmiş gözüküyordu, ancak nefis ara pasları bir türlü değerlendiremedi, hep dışarılara vurdu, tarihi skor yakalama fırsatı kaçtı. Yine de uzun zaman sonra etkili ve gayretli oyunu, kafasının maçta olması ve motivasyonu sebebiyle alkış aldı. 65'ten sonra iş biraz rölantiye döndü, Chedjou'nun dört dörtlük performansı da Kopenhag'a pozisyon izni vermedi, artık bitime iki dakika kala yaşanan konsanrtrasyon eksikliği normal sayılabilirdi.

Bu maçta önemli bir nokta, oyuncular Mancini'nin sistemine önemli ölçüde alışmaya başlamış gözüktüler, bunun üstüne çok da alışık olmadığımız yoğunlukta bir pres de olunca maç çok kolaylaştı, Cim Bom istediği gibi yönlendirdi. İkinci maç deplasmanda bu kadar rahat olmasa bile benzer bir oyunla galibiyete ulaşmak ve sonrasında Juve ile içerideki maçı beklemek çok da süpriz olmayacak. Maçın en göze çarpan iki oyuncusu şüphesiz Melo ve Eboue oldu, onları Chedjou takip etti. Öte yandan kötü diyebileceğimiz kimsenin olmaması takım oyunu adına sevindirici.

Şimdi yeniden lige dönüyoruz, rakip Kayseri.. Türkiye'de yabancı oyuncu sınıralaması öteden beri varolan ve futbolun uzmanları tarafından çok çeşitli defalar manasızlığı hatta futbola zararı belirtilmesine rağmen köhne zihniyetler tarafından zaman zaman uygulamaya konulan bir kuraldır. Nitekim tarihin belki de en kötü TFF'sinin, sadece ve sadece Galatasaray'ı ligde sıkıntıya sokmak için sene başında böyle bir karar alması kimseyi şaşırtmadı. Mahkeme süreci ise devam ediyor, henüz bir gelişme yok, lig arasına kadar da olacağa benzemiyor. Dolayısıyla aynı oyunu oynamak istese bile iki oyuncusundan feragat etmek zorunda kalacak Cim Bom. Umud ederim bu değişiklikler oyunu çok etkilemez ve bu form durumuyla galibiyetler devam eder.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0