THY Euroleague | İpekçi'de umut gecesi!

Geçirdiği zor zamanlardan kurtulmak için bir çıkış kapısı arayan Galatasaray Liv Hospital, bu anlamda önemli bir değer taşıyan Bayern Münih karşılaşmasından galibiyetle ayrılmayı başardı. Abdi İpekçi'de konuk ettiği rakibine karşı ilk çeyrekten farkı açan ve son periyot haricinde kapanmasına izin vermeyen takımımız en son bölümde ise yaptığı hamlelerle maçı 84-74 kazandı. Hem stratejik olarak önemli bir galibiyet alan hem de büyük moral depolayan takımımızda Bonsu 19 sayı - 13 ribaundla yıldızlaşırken Arroyo da 18 sayı - 6 asistle ön plana çıkan isimlerden oldu.

Maça çok iyi başladık. Göksenin'in Delaney'i üzerindeki baskısı ve önceki maçlara göre özellikle ikili oyun savunmasındaki agresifliğimiz Bayern'in hücum ritmini düşürdü. Hücumda ise oldukça akıcı oynayan takımımız içeriden Bonsu, dışarıdan Arroyo'nun sayılarıyla maça 15-6'lık bir giriş yaptı. Devamındaki molanın dönüşünde hamle yapmaya çalışan rakibine izin vermeyen Ergin Ataman'ın öğrencileri, içeride Bonsu'yu beslemeye devam ederken dış atışlara Cenk'in de katkı vermesiyle bu periyodu 29-15'lik üstünlükle geçti. İkinci çeyrekte kenardan gelen oyuncularımız hücumdaki ritmimizi aynı ölçüde devam ettiremedi belki ama savunma anlamında düşmemeleri önemliydi. Çeyreğin ilerleyen dakikalarıyla beraber çok iyi hücum etmesek de başta Macvan'la olmak üzere hücum ribaundlarına adeta saldırdık ve ikinci şans sayıları bulduk. Sırp oyuncu kenardan geldikten sonra müthiş bir emek koydu sahaya.. Devrenin sonu yaklaştıkça biraz daha rahat skor bulan takımımız soyunma odasına 47-30 önde girdi. İlk yarıda iyi ikili oyun savunması hariç, zaman zaman yaptığımız tam saha pres de Bayern'i hataya sevketti hücumda.. Tek eksik kaldığımız şey ise savunma ribaundlarını toplamak oldu ve biz de onlara ikinci şans sayıları tanıdık biraz.. Ama yine de devreye 17 sayı farkla girmek değerliydi. Üçüncü çeyreğin ilk dakikalarında sayı bulmakta yine zorlandık Bayern savunmasına karşı, ancak bu dakikalarda savunmada düşmeyerek kontrolü elde tutmayı da sürdürdük. Sinan'ın sürpriz potaya gidişleri ve Ender'in sayıları devamındaki dakikalarda biraz katkı sağladı, ancak yine de çeyrek sonunda 61-49'la farkı bir parça da olsun erittiler. Maçın final periyodunun ilk 5-6 dakikalık kısmında da farkı koruduğumuzu söylemek mümkün. Çok üretken olamasak da rakibin de seri yakalamasına izin vermedik. Ancak devamındaki birkaç dakikada sıkıntılar baş gösterdi. Özellikle hücumda Erceg'in boş atışları kaçırmasıyla birlikte üretkenliğimiz iyice düştü ve devamında Bayern Münih ilk kez aradığı ortamı bulduğu maçta farkı tek hanelere indirdi. Bitime 2 dakika kala Ender'in kritik üçlüğüyle farkı 10'a çıkardık ancak dönüşünde Domercant'in tutamadığı Steiger'den çok çabuk iki üçlük yiyince bir anda maç krize girer gibi oldu. O anlarda ise sahneye çıkan isim Carlos Arroyo'ydu. Maça attığı üçlüklerle hızlı bir giriş yapmamızı sağlayan Carlos, son bölümde bulduğu iki kritik dış isabetle birlikte daha maçı yeniden koparmamızı ve krizi atlatmamızı sağladı. Ufak çaplı bir sıkıntı yaşasak da maç sonunda sakinliğimizi korumayı bildik ve karşılaşmayı 84-74 kazanarak oldukça değerli bir galibiyet aldık. 

Bu maçta adeta 2012-13 sezonu Galatasaray MP'den bir kesit izledik desek yeridir. Savunma yapmayı ve mücadele etmeyi hatırlayan takımımız, bunun devamında dar rotasyona rağmen hücumda cezaları kesmeyi de başardı. Savunmada iki nokta dikkat çekti. Birincisi, sezon başından beri standart olarak yapmamız gereken ama yapamadığımız ikili oyun savunmasıydı. Bu maça kadar, perdeden sonra hep çok kolay geçilen takımımız, bu konuda çok tehlikeli olabilecek rakibine karşı ikili oyunları oldukça agresif savundu. Perde sonrası rotasyonları iyi yapan, pozisyonunu çabuk bulan ve enerjisi yüksek bir savunma anlayışı temeldeki en iyi savunma hamlemizdi. Bunu sezon boyunca sürdürmek lazım, çünkü ikili oyunları iyi savunmadan Euroleague'de başarılı olmak gibi bir ihtimal yok. İkinci hamlemiz ise zaman zaman yaptığımız tam saha baskılar ve ikili sıkıştırmalar oldu. Bayern Münih gibi hızlı hücum etmeyi seven bir takıma karşı bu hamlelerimiz adeta bir tuzak gibiydi ve onlar da bu tuzağa düştüler. O baskıyı aşmak için çabuk hareket etmeye çalıştıkça top kayıpları ve kötü şut tercihleri oldu, bu da bizim işimize geldi tabi. Savunma konusunda eksik kaldığımız tek nokta ribaundları alabilmek oldu.. Ayrıca son çeyrekte Bonsu'nun faul problemine girmesi ve Furkan'ın kenardan geldiği dakikalarda onun yaptıklarını yapamaması da bir eksiklikti. Hücumda ise ilk çeyrekteki çok iyi performans ve gelen 29 sayının ardından son çeyrekte özellikle Ender'in Arroyo'ya yardımcı olmasıyla da birlikte 23 sayı bulmak da bizi rahatlattı. Toplamda ulaştığımız 84 sayı oldukça olumlu gözükürken dış oyunculardan Ender'le birlikte, Cenk, Domercant ve biraz da olsa Sinan'dan katkı gelmesi elimizi rahatlattı.

Bireysel performanslara kısa kısa değinirsek, Bonsu yine müthiş oynadı. 19 sayı - 13 ribaund'la birlikte her iki pota altında gösterdiği dominasyon etkileyiciydi. Sadece erken faul problemine girmesi onu son çeyrekte yavaşlattı ama burada önemli olan Furkan'ın kenardan geldiği dakikaları daha iyi oynayıp rotasyonu dengelemesi.. Öte taraftan Macvan'ın koyduğu emeği de esgeçemeyiz. 7'si hücumda olmak üzere aldığı toplam 10 ribaund, 2 top çalma ve 2 blokla birlikte ortaya koyduğu mücadele çok değerliydi. Yani bir oyuncu sadece 3 sayı atarak bir maça ancak bu kadar etki edebilirdi. Ki kaçırdığı birkaç boş turnike de onun şanssızlığı oldu. Şu ana kadar sadece Euroleague maçlarında oynayan ve ligde lisansı çıkartılmayan Macvan'ın bu profesyonel yapısına bir alkış.. Bu iki isme ek olarak Arroyo'nun lider performansı(18 sayı-6 asist), Ender'in 14 sayıyla Arroyo'ya yardımcı olması, Cenk'in 11, Domercant'in de 10 sayıyla skorda sorumluluk almaları bu maçta oldukça değerliydi ve galibiyeti getiren noktalardan oldular.

Ergin Ataman takımlarının gidişatın kötü olduğu, rotasyonun daraldığı zamanlarda ekstra performanslar gösterme gibi bir huyu vardır ve bunu Bayern maçında tekrardan gördük. Zaten dar olan rotasyon ve ne yapacağı üç aşağı beş yukarı belli olan rakip karşısında bizim yapmamız gerekenler de yine belliydi ve çoğunu da iyi yaptık diyebiliriz. Furkan&Erceg ikilisi neredeyse hiçbir katkı yapamasa bile takım olmayı ve birlikte mücadele etmeyi yeniden hatırladığımız bir maç oldu ve çok değerli, çok güzel bir galibiyet aldık. Getirdiği büyük moral ve özgüvenin yanısıra, takımın esas kimliğini hatırlaması bakımından güzel, gruptaki yerimizi ve iddiamızı sağlamlaştırmamız açısından da ayrı güzellikte bir galibiyette.. Ve tabi ki bu eksik halimizle dahi Bayern Münih'i yenebilecek güçte olduğumuzu da herkese göstermiş olduk tekrardan. Umuyorum ki bu galibiyet, haftasonu oynayacağımız Banvit maçında alacağımız galibiyetle de birleşecek ve yeniden istediğimiz işleri yapmaya başlayacağız. Bu güzel galibiyet ve güzel gece için tebrikler Ergin Ataman, tebrikler Yenilmez Armada!

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0