STSL | Kısa ve öz: 3 puan..

Salı günü Şampiyonlar Ligi'nde tabir-i caizse final niteliğinde oynanacak olan grubun son maçında Juventus'u ağırlayacak olan Galatasaray, Süper Lig'in 14. haftasında kendi evinde Elazığspor'u konuk etti. Rakibi karşısında maça müthiş başlayan ve ilk 7 dakikada Selçuk - Burak ikilisiyle farkı ikiye çıkartan Roberto Mancini'nin öğrencileri, kalan dakikalarda kendisini fazla yormadı ve sahadan 3 puanla ayrılmasını bildi. 3-5-2 formasyonundaki yeni sistemin denendiği, istekli ve baskılı oyunun ise yüzleri güldürdü.

Galatasaray, ligin sonuncusuyla karşılaşmanı da verdiği avantajla Juventus maçı öncesi kendisini çok yormadı ve 7 dakikada bulduğu 2 golle maçı koparttı. Son haftaların gayretli ve motive isimleri Selçuk ve Burak'ın iki güzel golüyle 2-0'ı bulan Cim Bom, fazla da pozisyon vermediği maçta bu sezon Eskişehirspor maçından sonra ilk kez 90 dakikayı gol yemeden bitirdi. Haftaiçinde yaşanan G.Antep Belediye sıkıntısından sonra Juventus maçı öncesi taraftarıyla barışan futbolcuların istekli tavrı umutlandırıcıydı.

Geçen hafta oynanan kötü oyun ve rakiplerin berabere kaldığı haftayı değerlendiremeyerek yine puan kaybedilmesi moralleri bozmuştu. Kasımpaşa maçında özellikle defansta bu sene çokça görülen ve artık malesef alışılan basit pozisyon verme hastalığı doruğa çıkmış ve yenilen 1 gol Kasımpaşa'nın beceriksizliğine bağlanmıştı. Evet Galatasaray ikinci golü atıp maçı kazanabilirdi de ancak bu oynanan verimsiz oyunu yine kapatmazdı. Çünkü mesele maçları 2-1 kazanmak değil, bir türlü sağlanamayan savunma koordinasyonu, defansın arkasına kenarlardan gelen topların anında sızması önlenemeyen ve kronikleşen problemler haline geldi. Tüm bu sürecin en sonunda G.Antep Belediye maçında 2-0 öne geçilmesine rağmen yenilen 2 gol ve penaltılarda Ufuk'un muazzam performansıyla zorla geçilen tur sonunda sabırları taşırdı, taraftarın statta ve özellikle sosyal medyada ilk kez bu kadar öfkeli olduğu görüldü. Meselenin buralara gelmesinde elbette yönetimin kendi eliyle bozduğu düzen ve yaptığı ciddi hatalar baş sebep ancak gelinen noktada buralara takılmayıp ivedilikle çözüm üretilmesi gerekliliği de ortada duruyor. Tüm bu düğümün çözülüp biraz olsun nefes alınması ve gelecek adına umutlanılması için ise Juventus maçı çok kritik bir öneme sahip. Malesef bu sezon kritik maçlarda istediği skorları alamayan Cim Bom için o maç hayati önem taşıyor. İşte bu kadar önemli bir maç öncesi yaşanan olumsuz gelişmelerin üzerine lig sonuncusuna karşı yapılacak bir puan kaybı işleri hepten içinden çıkılmaz hale getirebilirdi ki, maçın erken kopması en çok da strese dönüşmemesi adına iyi oldu.

İlk onbirde Ceyhun'un ve Yekta'nın olması ilginç tercihler olarak göze çarptı, Mancini'nin hala kafasındaki onbiri belirleyememiş olması futbolcuların performanslarındaki istikrarsızlık, takım yapısının oturmaması gibi sebeplerden kaynaklanıyor. An itibariyle sol bekte Riera'dan daha iyi bir alternatif olmadığı gerçeğini Mancini de kabul ediyor ancak hızlı kanat oyuncularına karşı biraz da mecburiyetten Danny'i tercih ediyor, bu maçta Riera'yla başlamasının sebebi bu. Orta sahada Melo ve Selçuk'un yanında Yekta gibi top kesip pas atabilen bir oyuncunun varlığı bu iki oyuncunun defansif anlamda biraz daha rahatlayıp hücuma katkı vermelerine yardım etti ki Selçuk'un altı pasta gol arayıp kafayı vurması bunun erken bir neticesiydi. Burak her zaman olduğu gibi golü aramak konusundaki gayretini kullanırken kendisine yapılan bir faulün frikiğini son derece güzel bir vuruşla gole çevirmesi yine gayretinin bir neticesiydi. Sonrasında başarılı ataklar da yaptı, pozisyonlar da buldu Galatasaray fakat Arena'da atılamayan 3. golün laneti bu maçta da takımın peşini bırakmadı. Drogba bir maestro gibi hücumları yönlendiriyor ancak takım savunması adına ileride baskı uygulamadığı için Umut'un da olmadığı maçlarda orta sahanın üzerine çok yük biniyor. Öte yandan Sneijder'in gelişiyle birlikte Selçuk'un yine geride kalmak zorunda kalması bu oyuncunu performansını olumsuz etkileyebilir. Umut'un yaptığı presle rakiplerin hücum organizasyonlarını 2011-12 sezonu gibi baştan kesmek takım için faydalı ancak bu kez hücumdaki çeşitlilik azalıyor. Elazığ maçından çıkarılabilecek genel yorumlar bunlardı. Hepsi Juventus maçını düşünülerek değerlendirildi herkes tarafından.

Sezonun maçına çıkıyor Salı günü Galatasaray, hatta sadee sezonun da değil önümüzdeki dönemi komple etkileyebilecek önemde bir maç. Kazanılırsa çok güçlü bir sayfa daha açılacak, devre arasındaki transferlerle de güçlenerek devam edebilecek Cim Bom. Aksi takdirde 2 senelik çok başarılı bir periyodun ardından yönetimin yaptığı profesyonellik dışı hatalar beklenilenden daha üzücü neticeler doğurmuş olacak. Juventus hata yapmazsa işimizin çok zor olduğunu biliyoruz. Ancak Galatasaray'ın olduğu her yerde umudun olduğunu da defalarca gördük, biz buna inandığımız için Galatasaraylı olduk. Salı akşamı kutlama yazısı yazmak dileğiyle...

1 yorum:

  1. Açıkçası Galatasaray şu anda kendi seviyesinin çok altında takım 2 yıldır kazandığı onca başarıya rağmen hala kendine güven sorunları mevcut bir de üstüne bu sene ki gol yeme alışkanlığımız tuz biber oluyor. Juventus maçı kazanılırsa hem takımı hem camiayı rahatlatıcak hemde müthiş bir özgüven açığa çıkacaktır ara transfer döneminde takıma yapıcak yerli takviyesiyle birlikte özellikle defans ve kanat bölgelerine takım tekrar şaha kalkabilir. Bununla birlikte Sneijder ara transfer döneminde umarım ayrılır aslında sevdiğim bir oyuncu ve sağlıklı olduğu zaman çok da etkili ama Selçuk u resmen yok ediyor sahada Galatasaray ın başarılı olmasındaki en önemli nokta Selçuk a sonsuz özgürlük tanınmasından geçiyor diye düşünüyorum...

    YanıtlaSil

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0