Mercek Altında | Salih Dursun..

Takımdaki yaş ortalamasını düşürmeye çalışan ve bir taraftan da rotasyonu geliştirme amacında olan Galatasaray'ımızın yeni hedeflerinden birisi Kayserispor'un savunma oyuncusu Salih Dursun oldu. 22 yaşındaki olan ve savunmanın hemen her bölgesinde görev alabilen Salih, yakın zamanda A Milli Takım'ın aday kadrosuna da çağrılmıştı. Genç oyuncu için Kayserispor yönetimiyle görüşmelerini sürdüren yönetimimiz para+oyuncu formülünü kullanarak transferi sonlandırmayı hedefliyor. Biz de Salih'e daha yakından bir bakış attık..


SAKARYA'NIN ARA MAHALLELERİNDEN MİLLİ TAKIMA..
Salih Dursun 12 Temmuz 1991 günü Sakarya'nın Adapazarı ilçesinde dünyaya geldi. Pek çok futbolcu hikayesindeki gibi onun hikayesinde de başlangıç noktası mahalle araları olarak göze çarpıyor. Arkadaşlarıyla birlikte top peşinde geçirdiği zamanlardan sonra ise tıpkı onlar gibi bir kulüpte oynamaya başlama hevesiyle mahallesinin amatör takımı Garajlar Taç Spor'a yazıldı. Burada 1 yıl oynadıktan sonra da kendisini beğenen ve transfer etmek isteyen Sakaryaspor'a geçiş yaptı. Sakaryaspor altyapısında tam 7 yıl boyunca forma giydi ve iyi hocalarla çalışmasının karşılığında da gelişimi sürdü. 2009 yılına gelindiğinde ise ilk profesyonel sözleşmesini imzalama fırsatı bulurken henüz 18 yaşında olmasına rağmen A takıma çıkmayı ve hatta burada oynama şansı bulmayı da başardı. Sakaryaspor o dönemlerde yaşadığı maddi zorluklardan ötürü genç takımından çıkan oyunculara daha çok güvenmişti. Türk Futboluna daha önce birçok önemli isim kazandıran yeşil-siyahlılar'ın futbolumuza hediyeleri arasında 88' doğumlu Mustafa Pektemek'le birlikte son dönemde en çok göze batan isim de Salih Dursun olacaktı böylece.. İlk resmi sezonu olan 2009-10'dan itibaren formayı sırtına geçiren Salih takımıyla birlikte o sezon 2. ligde 27 maça çıkarken 2 gol kaydetmeyi de başardı. Daha sonraki sezon ise takımıyla birlikte Spor Toto 2. Lig Kırmızı Grupta mücadele ettiler. 2010-11 sezonunda 19'u ilk 11'de olmak üzere toplamda 20 kez sahaya çıkan genç Salih gol atma başarısı gösteremese de çok yönlü oyunuyla dikkat çekerken o sezon Sakaryaspor'la birlikte play-off oynadıktan sonra Bank Asya 1. Lig'e çıkma başarısını da gösterdiler. Böylece 2 yıl içinde basamakları birer birer çıkarken Süper Lig'de oynamaya doğru da yavaş yavaş yaklaşıyordu. Ancak kendisini bu sefer 1. Lig seviyesinde göstermesi gerekliydi ve 2011-12 sezonunun bu açıdan ona büyük yardımları olacaktı.

2011-12 sezonu Sakaryaspor açısından aslında pek de iyi geçmedi. Çok fazla iddialı olamadıkları Bank Asya Ligi'nde sezon içinde birkaç kez teknik direktör değişikliği de yaşadılar, ancak hiçbir şekilde lige tutunamayıp sezon sonu bir alt ligin yolunu tuttular. Salih için ise bireysel anlamda herşey takımının kötü durumuna rağmen çok iyi gitti ve performansıyla aradan sıyrılarak kariyerinde önemli bir sıçrama yapmayı başardı. Bu sezonda tam 30 lig maçında forma giyerken birden çok mevkide oynayabilmesi, agresif ve hırslı yapısıyla birlikte dikkat çekti. Genellikle savunmanın önünde oynayıp defansif yönü ağırlıklı bir oyuncu olsa bile sezonu 9 golle tamamladı. Tabi burada belli bir dönem santraforda oynamış olmasının da katkısı büyüktü. O zamanki bu pozisyon değişikliğini şöyle anlatıyor Salih: "O dönem takımın başında Yılmaz Vural vardı. Bana gol atamıyoruz seni santrafor oynatacağım dedi ve santrafor oynadığım 4 maçta 4 gol attım." Bu Salih'in farklı ve çok yönlü yapısını anlatmaya yetecek bir anektotdur herhalde. Tabi bunun yanında bir o kadar agresif ve sert bir oyuncu olduğunu da belirtmek gerek. Zira o sezonu 14 sarı kart - 2 kırmızı kartla bitirmişti. Ama bu sertlik ve görülen kartlar onun Süper Lig takımlarından teklifler almasına engel olmadı. Piyasası artan genç oyuncuyla o dönemde Kayserispor, Eskişehirspor ve Antalyaspor ilgilenirken Salih tercihini genç oyuncuların kendini daha iyi gösterebildiği bir kulüp olan Kayserispor'dan yana kullandı ve böylece Süper Lig macerasına doğru da ilk adımları attı. 

4 yıllık sözleşme imzaladığı Kayserispor'da da formayı direkt kapmayı başardı Salih. O dönemde sağ bekteki oyuncuların sakatlıklarının da etkisi bunda olmuştu ve o da kendine bu mevkide verilen şansı iyi kullandı. Sezonun ilk yarısını çok kötü geçiren Kayserispor, ikinci yarıda büyük bir çıkış yapıp 5. sıraya kadar yükselirken Salih de ilk 11'deki yerini sağlamlaştırmıştı. Kasım ayındaki sakatlığı 4 maçı, kart cezaları ise toplamda 5 maç kaçırmasına sebep olsa da 25 lig maçında forma giydi. Dinamik yapısı, sert oyunu ve özellikle duran toplarda sürpriz golleri kovalamasıyla dikkat çekerken sezonu da bir sağ bek olarak 3 golle tamamladı. Bu performansıyla birlikte A2 Milli Takımına da seçilen Salih'in sahaiçindeki oyununun yanında 28 Nisan 2013 günü Kadıköy'deki Fenerbahçe maçından sonra yaptığı açıklamalarda sahaiçinde Sow ve Kuyt'la yaşadığı diyaloğu mikrofonlara aktarması da çokça konuşulmuştu. Sezonu toplamda 14 sarı, 1 kırmızı kartla bitiren Salih geçen Ağustos ayında Fatih Terim tarafından A Milli Takım aday kadrosuna da çağrıldı ve kamplara katıldı, ancak henüz o formayı giyme şansını elde edemedi. 2013-14 sezonunda ise şu ana kadar geçen sezonki çizgisinin biraz altında bir Salih izledik desek yeridir. Tabi bunda Kayserispor'un takım olarak yaşadığı inanılmaz düşüşün ve takım içi sinerjilerini kaybetmelerinin de etkisi yadsınamaz. Takımdaki birçok ismin de bireysel anlamda iyi sezon geçirdiklerini söyleyemeyiz zaten.. Salih 17 haftalık süreçte 2 kez kart cezası yaşarken geri kalan 15 maçta da forma giydi ve yine duran toptan olmak üzere Rizespor deplasmanında 1 de gol kaydetti. 

STOPER FİZİĞİNİN İÇİNE HAPSOLMUŞ BİR MELO MİSALİ; SALİH
Salih Dursun'un kariyerini böyle özetleyebiliriz. Sahaiçinde oldukça sert ve agresif olmayı seven bir isimdir kendisi, zaten sezon içinde maç kaçırıyorsa bu çoğunlukla kart cezasına girdiği için oluyor. Ancak bu agresifliğini iyi ayarlaması gerekecek şüphesiz ki.. Tıpkı Melo'nun son 2.5 sezonda bizde yaşadığı mental dönüşüm gibi bir gelişim beklenebilir ondan. Bir savunma oyuncusu zaten her zaman için kart görme tehlikesiyle karşı karşıyadır ve Salih eğer bu konularda kendini sakınmayı öğrenemezse kariyeri açısından sorunlar yaşayabilir. Bu önemli bir nokta. Ancak Salih'in en önemli artısı da bu öğrenme kısmıyla ilgili olacak diye düşünmek de mümkün.. Daha önce verdiği röportajlardan, yıllar içinde futbolundaki ilerlemeden de anlaşılabileceği gibi gelişmeye ve öğrenmeye açık birisi olduğu görünüyor. Ayrıca henüz 22 yaşında olmasına rağmen 1 yılı aşkın süredir evli olduğunu ve daha profesyonel bir yaşam biçimini benimsediğini de not olarak düşebiliriz. Tüm bunlar güzel, ancak hem sahaiçindeki oyun karakteriyle alakalı olarak, hem de tabi ki işin teknik kısımlarıyla ilgili mutlaka kendini geliştirmesi gerektiğini de tekrardan belirtelim. 

Peki Salih Dursun nasıl bir oyuncu? 1.88 boyunda ve kuvvetli bir fiziğe sahip Salih özellikle hava toplarında da çok başarılı bir isim. Bu konuda fiziksel özelliklerinin ve iyi zamanlamaya sahip olmasının avantajını hem savunmada, hem de hücumdaki duran toplarda iyi kullanıyor diyebiliriz. Sert ve mücadeleye girmekten kaçınmayan bir oyuncu olduğunu da zaten belirttik. Oyundaki eksik noktalarına gelirsek genel anlamda çok yetenekli bir oyuncu değil, özellikle toplu oyunda. Ve fizik yapısıyla ilgili de bazı soru işaretleri var. Misal ideal bir sağ bek için yeterli kıvraklığa ya da çabukluğa sahip olduğunu söylemek güç Salih'in. Belki enerjisiyle ve dinamizmiyle sürekli bindirme yapabilir, ama top tekniğinin de ona yetmesi zor gözüküyor bu mevkide.. Defansif ortasahaya geçtiğinde orayı iyi kapatabilir belki, ancak topu oyuna sokma konusunda mutlaka yanında yardımcı olacak ortasaha oyuncularına da ihtiyaç duyacaktır. Bu sebeplerden ötürü ileriki dönemde yeniden stopere kaydırılması onun açısından en iyisi olabilir. Belki Sakaryaspor'daki esas çıkışını stoperden ortasahaya geçtiğinde yapmıştı ve Kayseri'de de sağ bekte göze battı ama ileriye yönelik gerçekçi düşünmek gerekirse sanki en baştaki mevkisine dönmesi daha iyi olacak gibi gözüküyor. Hem ileride bir başka genç stoperimiz Semih'i fiziksel anlamda iyi tamamlayabilecek bir yapısı da var. Ayrıca bir stopere göre top kullanma becerisi ve topla dikine çıkış yapma becerisi iyi sayılır. Tabi stoperde oynayabilme anlamında özellikle pozisyon bilgisini ve hamle zamanlamalarını çokça geliştirmesi lazım, zira diğer pozisyonlardan farklı olarak en az hata kaldıran yer stoper pozisyonu tartışmasız ki.. Çok uç bir örnek olacak tabi ama fiziği, sahadaki duruşu ve tarzıyla Mats Hummels'i stoper olarak kendine rol model seçebilir. Stoper haricinde diğer pozisyonlarda devam ederse ise vasat çizgisini aşması kolay olmaz onun için. Tabi tüm bunları üst düzey futbola tutunabilme açısından söylüyoruz, rotasyonu genişletmesi için alınacaksa bile standardı çok fazla düşürmek doğru olmaz onunla ilgili. Ne olursa olsun sonuçta 22 yaşında ve gelişimi için hala zaman olan bir oyuncu kendisi.. Ve Galatasaray'a gelirse de gelişime açık bir ortam bulacaktır. Gerisi biraz da kendisine kalacak artık...


Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0