THY Euroleague | Münih'te savunmanın gecesi..

İlk 3 haftada aldığı mağlubiyetlerden sonra Euroleague Top 16'da bir nevi tamam ya da devam maçına çıkan Galatasaray Liv Hospital, deplasmanda karşılaştığı Bayern Münih'i 72-66 yenmeyi başardı ve önümüzdeki haftalara dair umutlarını tazeledi. Müthiş bir ilk çeyrekten sonra maçın geri kalanında hücum etmekte zorlansak da savunmamızın direnci ve hücumda Arroyo-Erceg-Macvan üçlüsünün iyi oyunlarıyla galibiyeti almayı bildik. Carlos Arroyo 21 sayı - 2 asistle oynarken Erceg 19 sayı-10 ribaund ve Macvan da 14 sayılık katkılar vererek galibiyette önemli pay sahibi oldular.

Takımımız maça hücumda müthiş başladı. İlk dakikalardan itibaren hücum ritmini istediği seviyede tutan Ergin Ataman'ın öğrencileri Arroyo&Erceg önderliğinde sayı bulmakta hiç zorlanmadı. Özellikle dış atışlarla çok etkili olurken bu periyotta tam 30 sayı ürettik. Savunma direncimiz ise oyundaki temponun da biraz yüksek olmasına bağlı olarak idealin bir tık altındaydı ve 18 sayı yedik bu bölümde. İkinci çeyreğe ise Bayern bize oranla daha etkili girdi ve Staiger'in üçlüğüyle farkı 6'ya kadar indirdiler. Sonrasında özellikle Macvan'ın çizgiye gelmeye başlaması ve savunmamızın yeniden normal halini almasıyla birlikte son 2 dakikaya 41-29 önde girdik. Ancak bu bölümde Bayern özellikle uzun rotasyonundaki oyuncularından iyi verim sağlayınca devre bitmeden bir seri daha yakalamayı başardı ve skoru 42-36'ya taşıdı. Soyunma odasına 6 sayı farkla önde giderken özellikle ilk çeyrekteki hücum performansımız dikkat çekiciydi. Toplamdaki 42 sayımızın 27'si Arroyo&Erceg'ten gelirken bu ikilinin devre sonlarında fiziksel olarak biraz düşme yaşamaları hücum üretimimizi düşürdü. İkinci yarı ise biraz daha farklı bir karakterde gelişti. Bayern üçüncü çeyreğe yine iyi başlayan taraf olurken hücumda oldukça zorlanmaya başlayan takımımız istediği sayıları bulamadı ve rakibin sürekli faul çizgisine gelmesi sonucu 24. dakika içinde 45-43 geri düştü. Yaptığımız bu kötü başlangıcın ardından ise çeyreğin geri kalan 6 dakikasında ise geri dönüş yapıp çok iyi oynamayı başardık. Kenardan Ender-Macvan'ı getirerek hücumda hareketlenmeyi başaran ve Erceg'in hücum ribaundlarıyla da sayı bulan takımımız savunmada ise bu bölümde vidaları hiç gevşetmezken 6 dakikalık sekansta 18-6'lık bir seri yakaladı. Ve son çeyrek öncesi 61-51'le farkı yeniden çift hanelere çıkarttık. Maçın final periyodu ise yine hücumda sıkıntılı geçti. İlk dakiları Bayern daha iyi oynarken yine farkı eritip bize yetiştiler. Hücumda uzun süre üretkenlikten uzak kalan takımımızda Erceg'in şutları da girmeyince sıkıntı yaşadık. Ancak son bölümlerde Arroyo yeniden hareketlenirken çok kritik iki isabet buldu. Bu dakikalarda Bayern Münih tamamen dışarıdan atışlara yönelip girmeyen toplarda da hücum ribaundlarıyla etkili olmaya çalıştı. Ancak Arroyo'nun yanına son birkaç pozisyonda Macvan da eklenince sayıları bulan takımımız verdiği hücum ribaunlarına rağmen savunmada sağlam bir duruş göstermeyi de bildi. Bunun sonucunda da heyecanlı ve çekişmeli geçen bu maçı 72-66'yla kazanmayı başarıp kritik bir galibiyet aldık.

Bayern Münih karşısında galibiyeti alırken oyunumuzla alakalı olarak dikkat çeken noktalar oldu tabi.. İlk çeyrekteki üst düzey hücum performansının devamında 3. çeyreğin ikinci bölümü hariç zorlandık. Bu çeyreklerde attığımız sayılar 12, 19, 11 oldu sırasıyla. Tabi yine büyük oranda Arroyo'nun eline bakan ve onun üretkenliği haricinde dış oyunculardan pek verim alamayan bir tarzımız vardı. Öyle ki 2-3 numara rotasyonundaki isimlerden Hairston 8 sayıyla oynarken, Sinan'ın da sondaki faul atışlarıyla gelen 2 sayısı vardı sadece. Özellikle Cenk&Domercant gibi şutörleri bu hücum yapısı içinde hiç devreye sokamadık çünkü top dolaşmadı. Ama bireysel anlamda maçın büyük bölümünde Erceg'in ve özellikle sonlarda Macvan'ın ortaya birşeyler koyabilmeleri günü kurtarmaya yetti. Tabi bunun üstüne önümüzdeki haftalarda birşeyler eklememiz gerekecek, altını çizelim. Hücumda zaman zaman durağanlaşan tarzımıza rağmen savunmanın ise genel anlamda çok iyi bir sınav verdiğini söyleyebiliriz. Bayern Münih gibi hareketli ve set temposunu yüksek tutarak hücum etmeye çalışan bir takıma karşı müthiş yardımlaştık. Savunmada çok fazla adam değişerek oynarken rakip kısalar bunu daha çok potaya giderek değerlendirmeye çalıştılar. Ancak bu pozisyonlarda başta Hairston olmak üzere diğer oyuncularımız çok doğru anlarda çok iyi yardımlar getirdiler. Sonuçta konsatrasyonumuzu çok fazla kaybetmedik bu alanda ve Bayern Münih gibi yüksek skorlara çıkmayı bilen bir takımı deplasmanda 66 sayıda tuttuk. Oyunun kızıştığı ikinci yarıda ise sadece 30 sayı atmalarına izin verdik. Bu noktada en büyük sıkıntımız verdiğimiz hücum ribaunlarıydı. Bayern Münih hücum ribaundlarına en çok konsantrasyon gösteren takım Euroleague'de ve maç başına da en çok hücum ribaundunu onlar alıyor. Tüm bunların üstüne Furkan'ın da oynayamaması bu konuda sıkıntı yarattı ancak verilen bu ribaundlara rağmen savunmadaki sağlam duruşumuzu korumak çok önemliydi.

Bireysel performanslara da biraz değinirsek; Arroyo'nun 21 sayı ve 2 asistlik oyunu yine hücumu taşıyan en temel faktördü. Ancak az önce de belirttiğim gibi yanına dış oyunculardan başka birilerini de eklememiz lazım mutlaka. Erceg ilk yarıda çok daha iyi oynayıp ikinci yarı da şutları girmeyince etkinliğini kaybetmiş gibi gözüktü ama bu bölümlerde de özellikle ribaundlara iyi konsantre oldu. Boyalı alandaki o itiş kakıştan da kaçmadan oynayınca 19 sayı - 10 ribaundla double-double yaptı. Macvan ise Bonsu'nun faul problemi yaşaması ve Furkan'ın yokluğunda belki ribaundlarda beklenen etkiyi tam yapamadı ama maç boyunca çizgiye gelmesi ve özellikle son dakikalarda hücumda sorumluluk alabilmesiyle dikkat çekti. 14 sayıyla oynayan Milan, galibiyette öne çıkan isimlerden biri oldu. Ve son olarak biraz da Hairston'a değinmek lazım. Dün en fazla sahada kalan ismimizdi Malik yaklaşık 36 dakikayla ve toplamda attığı 8 sayı hücum anlamında yetersiz gibi duruyor. Yani ondan hücumda biraz daha etkili olmasını bekliyoruz. Belki son 2 maçtaki hücum tarzımız onun güçlü olduğu yönleri çok fazla ortaya çıkarmıyor ancak yine de onun bireysel olarak daha fazlasını yapmasını bekliyoruz. Bu bir konu. Ancak diğer taraftan dün savunmada ortaya müthiş bir emek koyduğunu da atlamayalım. Maç boyunca rakibin 1 numaralı yıldızı Delaney'i savunurken özellikle pota altına getirdiği yardımlarla da yine çok önemli işler yaptı. Bununla birlikte ortaya düşen toplarda pozisyonları iyi takip etti 4 ribaund çekip 1 de top çaldı. Skorerlik ya da arkadaşlarına pozisyon üretme anlamında(2 asist) belki çok etkili değildi ama sahaya koyduğu büyük emeği ve savunma aklını da belirtmeden geçmek olmaz.

Takım oyunu ya da bireysel performanslar olarak artılar-eksiler ve düzeltilmesi gereken noktalar tabi ki mevcut. Ancak bu şartlarda en önemli olay şey artık bir galibiyet almaktı ve bunu başardık. Hem bizden daha fazla galibiyeti olan bir rakibi deplasmanda yendik hem de 3 maçtır sürekli son dakikalarda kaybettiğimiz maçlardan sonra yıpranan özgüvenimizi tazeledik. Tabi hala önümüzde çok zorlu bir yol var. Çünkü aldığımız ekstra mağlubiyetlerin telafisini yapmamız gerekiyor ve şimdi bunun için de bir seriye ihtiyaç duyuyoruz. Önümüzdeki iki maç içeride olacak(Zalgiris&CSKA) ve sonrasında sakatlık sorunları daha da büyüyen Partizan deplasmanına gideceğiz. Eğer bu 3 maçı da kazanıp galibiyet serimizi 4'e çıkarırısak yeniden iddia sahibi olacağız ve ikinci maçlara son 8'e kalma hedefiyle gireceğiz. Ancak yine de unutmayalım, artık hata yapma lüksümüz yok denecek kadar az, hatta belki de yok..

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0