THY Euroleague | TOP 16 serüveni başlıyor!
Yaşadığı bütün sakatlık, formsuzluk, ceza gibi sorunlara rağmen ilk turdaki grubunda 2. sırayı almayı başaran ve bir üst turda kendini daha kolay sayılabilecek tarafa atan Galatasaray Liv Hospital'ın zorlu TOP16 macerası başlıyor! 14 hafta boyunca sürecek mücadelede grupta ilk dört takım arasına girip play-off bileti kovalayacak olan takımımız ilk karşılaşmasına ise Abdi İpekçi'de Maccabi Electra karşısında çıkıyor. Gruptaki direkt rakiplerimizden biri olarak görebileceğimiz Maccabi maçı öncesi bu karşılaşmayı, grubun durumunu ve TOP16'da bizim adımıza belirleyici olabilecek noktaları ele aldık..
ÇIKMAK İÇİN İDEAL BİR GRUP: F GRUBU!
Top 16'da oluşan 2 gruba baktığımızda bizim düştüğümüz F Grubu'nun daha kolay olduğunu söyleyebiliriz. Tabi ki hiçbirşeyin garantisi yok ancak diğer tarafa baktığımızda şu anki haliyle işi zor gözüken Efes haricinde bütün takımlar ilk 4 için belli bir iddiaya sahip. Herhalde ilk turda 3. olup o gruba giden Malaga'nın yerinde olmak istemezdik. Bizim tarafımıza bakış attığımızda ise Real Madrid'in öne çıktığını söylemeye bile gerek yok. Şu halleriyle Euroleague'in de favorisi konumundalar ve sezonun en iyi takımı olarak gözüküyorlar. Sadece kadro kaliteleri ve yakaladıkları form değil, oyunlarını izlerken "Bunlar maç kaybetmez" hissini bize vermekteler.. Tabi bir noktada bu serileri bozulacak, bakalım ilk şanslı takım kim olacak? CSKA, ilk turda özellikle hücum kurgusunda ve rol paylaşımında sorunlar yaşadı ama Barcelona'nın önünde grubu ikinci bitirmeyi de başardılar. Messina'nın takımı hücum performansı olarak çok iyi bir sınav veremese de savunmaları genellikle üst düzey oldu, bu grubun Real Madrid'den sonra en iddialı 2. takımı olacaklar. Maccabi, son 2 yıla göre daha derli toplu gözüküyor ancak bilekleri bükülmeyecek bir rakip değil tabi ki.. 3-4 yarışındaki rakiplerimizden biri olarak görebiliriz onları. Kuban zaman zaman tehlikeli bir takım görüntüsü çiziyor ancak üst düzey rakiplerine karşı ilk turda zorlandıklarını gördük. Maçtan maça değişen görüntüler ve istikrarsız tablolar çizdikleri de oldu. Tabi ne olursa olsun gruptaki direkt rakiplerimizden biri olacak. Bayern Münih, belli bir kadro potansiyeli var ve ilk 4'e girmeyi hedefleyebilirler ama bu anlamda çok fazla şansları olacağını düşünmüyorum. Top 16'da mutlaka vites arttırmaya çalışacaklar ama bence bu çaba kalite-tecrübe kaynaklı sebeplerden dolayı yetersiz kalacak. Partizan, hepimizin sempatiyle baktığı genç, dinamik ve sert bir takım. Onlara karşı özellikle deplasmanda kolay bir sınav vermeyeceğiz şüphesiz ki ancak kadro kaliteleri ve derinlikleri bu uzun marotonu kaldırmaya yetmez gibi görünüyor. Son olarak Zalgiris ise bence bu grubun en sıradan takımı.. Hem içeride hem dışarıda mutlak galibiyeti hedeflemeliyiz Litvanya temsilcisine karşı..
AÇILIŞTAKİ RAKİP: MACCABİ ELECTRA
Top 16'nın ilk maçında ağırlayacağımız Maccabi Electra ilk turda zor olarak nitelendirebileceğimiz D Grubu'nu 8 galibiyet - 2 mağlubiyetle lider bitirdi. Mağlubiyetlerinin 2'sini de Laboral Kutxa'ya karşı alırken Kuban ve Panathinaikos'u hem içeride hem dışarıda yenmeleri onlar açısından etkileyeciydi. Diğer takımlara karşı ise zorlandıkları maçlar olsa da çok fazla hata yapmadan gruptan çıktılar. Aslında bu yıl izlediğimiz Maccabi geçen senelerden çok da farklı birşey oynamıyor. Yine atletik oyunculardan kurulu, savunma sertliğini arka plana itmeyen, hücumda ise açık alanı seven ama ritm bulduğunda yarı saha hücumunda da çok rahat sayıya gidebilen bir takım. Bu yıl belki biraz daha iyi savunma yaptıklarını söylebiliriz, maç başına 71.1 sayı yemişler. Ayrıca savunma ribaundları kısmında da ligin en iyi 3. takımı oldular şu ana kadar.. Bu da onların yine savunma kısmında işini kolaylaştırdı. Ama son yıllarda Maccabi için en önemli şey, sahip oldukları oyuncu grubu olmuştur. Eğer üst düzey sorumluluk alacak birkaç oyuncuyu bir araya getirebilirlerse F-4 için de çok ciddi aday olabiliyorlar, misal 2010-11 sezonundaki Jeremy Pargo-Chuck Eidson'lı takım.. Yoksa söylediğimiz gibi oynamaya çalıştıkları şey değişmiyor. Bu anlamda bu sezon Ingles'in takıma katılımı onlar için artı bir nokta oldu, ancak özellikle kısa rotasyonlarının tarz olarak uygun olsa da kalite olarak yeterli olduğunu düşünmüyorum. En azından takımı F-4'a taşıyacak kalibrede değiller. Öte taraftan Big Sofo'nun katılımı da yine olumlu bir etken oldu. Tecrübeli uzun maç başına 15 dakika süreyle oynamasına rağmen 8.7 sayı ortalaması tutturdu. David Blatt onu oldukça verimli kullanıyor. Onun haricinde Shawn James, pota altının adeta sigortası gibi Maccabi'de.. Ancak bu maçta sakatlığı sebebiyle oynayamayacak. Devin Smith, David Blu gibi birkaç pozisyonu birden oynayabilen, çok yönlü atlet oyuncular da Maccabi'nin kadrosunu tamamlayan forvetler..
GRUPTAN ÇIKMA STRATEJİSİ: 8-9 GALİBİYET BİZE YETER!
Top 16 Grubumuz tamamen şekillendiğinde kağıt kalemleri ele alıp yaptığımız hesaplar 14 maç sonunda 8 ya da 9 galibiyete ulaşmanın bize yeteceği şeklindeydi. Tabi bu kesinlikle kolay bir iş değil, ama bizim için ulaşılamayacak bir nokta olmadığını da rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu anlamda fikstüre de bakarak konuştuğumuzda özellikle ilk 6 maçın bizim için önemli olacağını düşünüyorum. Burada 2. haftadaki R. Madrid deplasmanı hariç 5 maçı da kazanmak hedef olmalı bizim için: Maccabi, Kuban, Bayern Münih(D), Zalgiris, CSKA. Her ne kadar CSKA güçlü bir takım olsa da içeride yenmeye oynayacağımız bir rakip olmalı. Daha önce yaptık gene yapabiliriz, zaten bu turda ana hedefimiz içerideki maçlarda minumum hata yaparak deplasmandaki birkaç galibiyetle birlikte gruptan çıkmak olacak gibi gözüküyor. Bu 6 maçtan sonra 4 maçlık zorlu bir periyot var: Partizan(D), Maccabi(D), Real Madrid, Kuban(D). Bu 4 maçlık süreci ise en az hasarla atlatmak ve alabileceğimiz ekstra galibiyetlere bakmak mantıklı olacak. Atmosferi ne kadar zor olursa olsun Partizan deplasmanı, iyi günümüzdeki bir Kuban deplasmanı ya da herşeyin çok iyi gittiği bir maçta içerideki Real Madrid maçları hedef olarak görülebilir. Bu zor gözüken seriyi atlattıktan sonra son 4 maçta ise fikstür yine rahatlıyor diyebiliriz: Bayern Münih, Zalgiris(D), CSKA(D), Partizan. Açıkçası CSKA deplasmanı hariç tüm maçları kazanmalıyız burada. Son haftalara girildiğinde yarış belki kızışacak ama bizim hedefler doğrultusunda burayı 3/4'le geçmemiz elzem olacak gibi gözüküyor şimdilik. Tüm bu hesaplar dahilinde hızlı bir başlangıç yapmak sonraki zorlu fikstürde biraz yavaşlasak da son düzlükte yeniden gaza basmak bizim işimizi görebilir diye düşünüyorum. Tabi ki şimdiden hesaba katamayağımız birçok şey sonradan denkleme dahil olabilir ama bir ön bakış attığımızda temel olarak bu stratejide gitmek ve çok hata yapmadan 8-9 galibiyete ulaşabilmek bize çeyrek final biletini kazandıracak gibi gözüküyor.
TOP 16'YLA İLGİLİ SORU İŞARETLERİ: SAVUNMA&YARDIMCI GUARD
Euroleague Top 16 seviyesine çıkıldığında takımların belli şeyleri standart olarak yapabilmeleri gerekiyor, herkesin malumu.. Bir kere kırılgan olmayacaksınız; müthiş bir hücum takımı olsanız bile savunma sertliğinden ödün vermeyeceksiniz ve tabi iyi savunma yaparken oyunun sıkıştığı anlarda hücumda sonuca gidecek hamleleri de yapabileceksiniz. Bu temel şeylerin üstüne inşa edilen yan noktalarla birlikte birçok takım kendi portresini çiziyor. Bizim kendi resmimize baktığımızda şu an için mental olarak güçlü olma anlamında çok fazla bir sorun yaşayacağımızı düşünmüyorum. Takım genel olarak formda ve yakaladığımız sinerji iyi, bu gibi zamanlarda genel mantalitemiz hep güçlü olmuştur. Savunma anlamında ise aslında bir sorun var mı yok mu ondan bile emin değilim. Aslında bizi ilk turdan Top 16'ya taşıyan nokta ilk olarak savunmamızdı ancak son haftalarda takımın hücumda çok daha rahat sayıya gidebilmesi acaba savunma direncini olumsuz etkiler mi diye düşünmedik değil. Tabi bu anlamda son maçlarımızın hiçbiri hedef maç değildi ancak bu Maccabi maçı savunmada da bizim için önemli bir sınav olacak, geçmemiz lazım bu sınavıç. 14 maçlık periyottaysa Bonsu&Furkan ikilisinin savunmanın seviyesini belirleyecek en önemli 2 oyuncu olacağını düşünüyorum. İkinci olarak ise hücumda sorumluluk alabilecek guard konusundaki soru işaretleri var. Belki son haftalarda hücum düzenlerimiz iyice oturdu, oyun çok iyi akıyor ve herkes birbiriyle uyum kazandı ama Top 16 seviyesinde bunları yapmak o kadar kolay değil. Birçok şeyi ikili oyunlar üzerinden kuran takımımızda şüphesiz topa yön veren guard'ların performansı oldukça belirleyici oluyor. Arroyo&Ender bu konuda şu ana kadar iyi bir sınav verdiler, Sinan da onlara yine iyi yardımcı oldu. Ama bu üçlü çeyrek final bileti almak için yeterli olur mu emin değilim. Burada Engin Atsür'ün performansı bence ayrı bir önem taşıyor. Onun ne kadar üst düzey bir guard olduğunu ve ikili oyunları çok iyi oynayabildiğini biliyoruz. Dolayısıyla onun beklenen form seviyesine çıkması bizim elimizi oldukça rahatlatabilir. Bunun için biraz daha süreye ihtiyaç var tabi. Eğer o da olmazsa Ataman'ın üstün çözüm üretme becerilerine güveneceğiz artık..
MACCABİ MAÇININ KRİTİK NOKTASI: TEMPO&UZUN PERFORMANSI
Genel olarak iyi yapmamız gereken noktaların haricinde Maccabi maçına özel bazı noktalar da olacaktır elbet. Bir kere Maccabi gibi ritm bulduğunda tehlike seviyesi bir anda yükselen takıma karşı tempoyu kontrol etmemiz gerekecek. Bunun için her zamanki gibi sert savunmayla başlayıp hücumda Arroyo önderliğinde maça iyi bir giriş yapmak işimizi kolaylaştırır. Maç boyunca da oyunun onların istediği noktaya gelmesine izin vermemeliyiz. Oyunun yavaşladığı anlarda da son haftalardaki hücum alışkanlıklarımızı devreye sokabiliriz. Tabi tüm bunların büyük oranda guard'lara bağımlı olduğunun tekrar altını çizebiliriz sanırım. Ayrıca Schortsianitis'in sahada olduğu anlarda hem ikili oyun savunmasında hem geçiş hücumlarında savunmaya yerleşmekte sorun yaşıyorlar. Bu anları en iyi şekilde kullanmak lazım. Shawn James'in olmaması Sofo'nun dakikalarını arttırabilir, bu da bizim avantajımıza kullanabileceğimiz birşey. Ama Furkan&Bonsu'nun yaşadığı sağlık problemlerinin bu maça çok yansımaması bizim için önemli olacak tabi. Son olarak da seviyeleri tartışılır olsa da atlet ve potaya gitmeyi seven guard'lara sahip Maccabi özellikle Arroyo'nun savunma zaafları üzerine saldırabilir. Dolayısıyla burada bizim alacağımız karşı önlemlerin de yine önemli olacağını düşünüyorum. Maçtan genel beklentimiz tabi ki galibiyet yönünde.. Furkan&Bonsu'nun en azından ortalama katkı vereceğini düşündüğümüz bir senaryoda, iyi bir taraftar desteğiyle birlikte kazanma olasılığımızı yüksek görüyorum. Genel anlamda bu kadar formda olduğumuz dönemlerde Abdi İpekçi'de kimle oynasak kazandık bugüne kadar. Ama hiç Euroleague Top 16 seviyesinde Maccabi gibi bir takıma karşı oynamamıştık. Bu anlamda da bizim için ayrı bir test ve iddiamızı ispatlama anlamı taşıyan bir maç olacaktır diye düşünüyorum. Umudumuz o ki kazanıp iyi bir başlangıç yapacağız.
Başarılar Yenilmez Armada!
Başarılar Yenilmez Armada!
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.