THY Euroleague | Artık sürprize yer yok!

TOP 16'da artık daha fazla kötü sürpriz yaşama kredisi olmayan ve favori çıktığı maçları kazanması gereken Galatasaray Liv Hospital, 5. hafta mücadelesinde konuk ettiği Zalgiris Kaunas'ı 90-83 yendi. Maça kötü başlayan ve ilk çeyreği 8 sayı geride bitiren takımımız geri kalan sürede rakibin ekstra dış atışlarına rağmen üstünlüğü ele almasını bilip karşılaşmadan galip ayrıldı. 5 oyuncumuzun çift hanelere çıktığı bu maçta Arroyo 22 sayı - 9 asistle galibiyetin başrolünü oynadı.

Karşılaşmaya Zalgiris istediği hücum ritmini bularak başladı. Topu istedikleri gibi çevirerek dışarıdan isabetler bulan Litvanya temsilcisi 9-5'le öne geçti. Savunma stratejisini Justin Dentmon üzerine kuran takımımız bu konuda başarılı olsa da diğer taraflarda sıkıntı yaşadı. Hücuma da pek istediğimiz gibi başlayamadık ve yine genellikle Arroyo'nun bireysel üretimlerine kaldık. Tüm bunların üstüne rakip dışarıdan iyi başladıktan sonra çeyreğin geri kalanında topu sürekli içeri Javtokas'a indirdi ve buradan beklentilerin çok üstünde sayı ürettiler. Özellikle Bonsu ve onun yerine giren Furkan da Javtokas'ı savunmakta etkili olamazken tecrübeli uzun bu çeyrekte tam 12 sayı birden buldu. Zaten çeyrek bitmeden Ataman, bu verimsizlikte Furkan'ı da çıkarıp Macvan'ı oyuna aldı. 25-17 geride geçtiğimiz bu çeyrekten sonra ikinci 10 dakikalık bölüm ise maçta farkı yarattığımız bölümdü diyebiliriz. İlk çeyreğin aksine burada savunmamız çok daha sertleşti. Daha iyi yardımlaşarak, daha konsantre bir savunma yaptık. Tüm bunları yaparken de Dentmon üzerindeki ilgimiz de sürdü tabi.. Rakip set hücumundaki üretimde oldukça zorlanırken hızlı gelip attıkları sayılar ve hücum ribaundlarıyla birlikte buldukları ikinci şans sayılarıyla skora tutundular, ama toplamda 10 sayı atabildiler. Hücumda ise Macvan-Erceg ikilisiyle oynadığımız bölümde biraz hareketlendik ama Erceg'in rotasyon gereği kenara geldiği dakikalarda iyi savunmanın ödülünü hücumda almakta yine zorlandık ve devrenin son 2 dakikasına 35-32 geride girdik. Ancak bu bölümde gidişatı değiştirdiğimizi söyleyebiliriz, zira hücumda sayılar peşpeşe geldi. İlk önce Arroyo-Ender'in birebirleri sonra ise Cenk'in dışarıdan bulduğu isabetle bir anda öne geçip soyunma odasına da 40-35 önde girdik ve iyi mücadelemizin ödülünü almış olduk. Dentmon'a ilk yarıda başta Göksenin'in birebir savunmasıyla olmak üzere aldığımız önlemler de işe yaradı ve Amerikalı oyuncu hiç sayı bulamadı...

İkinci yarıya da Macvan-Erceg'le başlayıp hücumda hareketli yapımızla birlikte sayıları bulduk ama Zalgiris dışarıdan bulduğu isabetlerle buna karşılık verdi. Sonraki dakikalarda savunma direncimiz yine fena seviyede değildi ve 26. dakikaya girilirken 52-45 öndeydik. Bu dakikadan sonra kenardan gelen Ender'in hücumda yaptığı katkı ve birebirleriyle aldığı sorumluluk, Arroyo'nun asistleri ve Erceg'in dışarıdan bulduğu isabetler hücumda bizi taşıdı. Ancak rakipte Martinas Pocius'un ortaya koyduğu müthiş bireysel performanstan ötürü Zalgiris'e karşı farkı bir türlü açamadık. Litvanyalı oyuncu dış atışlarda bulduğu isabetlerle birlikte takımını oyunun içinde tutarken çok rahat 15-20 baremine çekebileceğimiz fark bu çeyrek sonunda 65-57'yle 8'de kaldı. Son periyot da aslında benzer sahnelere sahne oldu. Hücumda sayıları bulsak da rakibin yüzdeli soktuğu dış atışlara bir türlü çözüm üretemedik. Aslında kötü savunma yaptığımız da söylenemez ama girmeyebilecek atışlar bile çoğunlukla girdi. Son çeyrekte 6/8 üçlük atıp oyuna bu şekilde tutundular. Maç boyu suskun olan Justin Dentmon da üst üste 2 üçlük sıkıştırdı araya.. Tüm bunlara rağmen bizim rakibin bu şekildeki ekstra oyunu karşısında sakin kalmamız ve Arroyo önderliğinde skor avantajını korumamız önemliydi. Son dakikalara girerken Zalgiris sürekli yaklaştı ancak biz de bunlara karşı hep bir cevap verebildik. Arroyo'nun hem kendi sayıları, hem de arkadaşlarına servisleriyle sayı bulduk. Bonsu ilk yarıdaki kötü görüntüsünden özellikle son çeyrekte kurtulup oyunun iki tarafında birden etkili oldu. Zalgiris belki çok iyi dış atış kullandı ama son çeyrekte içeriye her girdiklerinde Bonsu duvarına çarptılar. Ve ekstra olarak 80-78'le fark ilk kez 2'ye inmişken Göksenin'in hiç düşünmeden kaldırıp attığı ve isabet bulduğu üçlük de momentumu elde tutma açısından kritikti. Tüm bu faktörlerin eşliğinde, Zalgiris'in elinde avucunda ne varsa sahaya koyduğu bu maçta sakin kalarak, fazla hata yapmayarak 90-83'lük bir galibiyet elde ettik. 

Bu kritik galibiyette satırbaşlarına göz atarsak; Justin Dentmon'ı yavaşlatmaya yönelik oyunumuz onun özelinde işe yaradı, ancak takımın geri kalanından sürekli bir çözüm buldular. İlk çeyrekte Javtokas'ın pota altını domine etmesi, ikinci yarının toplamında ise Zalgiris'in çizgi gerisinde 10/15 gibi çok ekstra bir yüzdeyle oynaması savunma planlarımızı biraz bozdu. Aslında kötü savunma yaptığımız söylenemez, planlarımız ölçüsünde iyi iş yaptık bile diyebiliriz ilk çeyrek haricinde.. Ancak başta Pocius olmak üzere rakibin bu kadar ekstra şut atmasını önceden hesaplamak da kolay değil. Tabi tüm bunlara rağmen, oyun içinde mental olarak güçlü kalıp hücumda sürekli çözüm üretmemiz de bizim adımıza en önemli artıydı teknik anlamda.. İlk çeyrekteki 17 sayıdan sonra diğer 3 çeyrekte sırasıyla 23-25-25 sayı attık. Burada Arroyo'nun 22 sayı - 9 asisti tabi ki en ön plandaki performans.. Takım ne zaman ihtiyaç duyduysa o zaman çıkıp sorumluluk almayı başardı Carlos, hem kendi atarak hem de arkadaşlarını devreye sokarak.. Ancak onun bu oyunun yanına mutlaka birileri daha eklenmeliydi ve burada en kritik isim olan Ender 12 sayı - 4 asistiyle ona çok iyi yardımcı oldu. Cenk dışarıdan iyi şut atarak toplamda 13 sayılık bir katkı verdi. Erceg önceki maçların aksine çok fazla ön plana çıkma gereği duymadan 26 dakikayı 12 sayı - 8 ribaund'la oldukça verimli geçirdi. (3/4 üç sayılık) Macvan'ı da buraya ekleyebiliriz tabi, çok göze batmadan 11 sayı - 3 ribaund - 2 asistiyle değerli bir katkı verdi. Son 2 isim olarak Bonsu ve Göksenin'e değinebiliriz: Bonsu ilk yarıyı hakikaten kötü oynamasına rağmen ikinci yarıda oyuna ısındı ve bildiğimiz halini aldı. Maç sonunda da kritik savunmalar yapıp hücumda da Arroyo'yla olan uyumunu koruyunca 8 sayıyla maçı bitirdi. Ve Göksenin ise sahada kaldığı süre içinde Dentmon'ı iyi savunurken son bölümde hücumdaki toplam 4 sayısı da önemliydi. Burada bireysel olarak olumsuz gözüken tablolar bir tek Hairston'ın hücumda çok sınırlı kalması ve Furkan'ın da henüz toparlayamamış olması diyebiliriz. Bu 2 ismin yeniden form tutması sezonun geri kalanı için oldukça önemli olacak. 

Zalgiris karşılaşması şüphesiz ki kazanmamız gereken bir maçtı ve kazandık. Kolay olmasını beklemiyorduk, bu ölçüde takım da maça taktiksel olarak iyi hazırlanmıştı aslında ama hesap dışı gelişen bazı olaylar maçı biraz sıkıntıya soktu ister istemez.. Buna rağmen Arroyo önderliğinde maçı kazanmayı başarıp galibiyet serimizi 2'ye çıkarmayı başardık ki bu da oldukça önemliydi şüphesiz. Bu maçta en olumlu noktalardan biri de son maçlarda durağanlaşan hücum yapısından bir parça olsun kurtulmamızdı. Burada belli isimlerin daha fazla ön plana çıkmasının katkısı büyük ama hala yeterli değiliz. Hem artacak bireysel performanslara hem de takım olarak daha organize oynayabilmek için biraz daha zamana ihtiyaç duyuyoruz. Bu anlamda Pazartesi oynayacağımız Beşiktaş maçını kayıpsız geçip aradaki Türkiye Kupası maçlarını bir fırsat gibi görebiliriz. Hatırlarsak geçen sene de bu dönemler sorunluyken Eskişehir'de gösterdiğimiz kupa performansı bize umut vermiş ve devamında da lig şampiyonluğuna giden yürüyüşümüz başlamıştı. Şimdi de benzer bir performans sıçraması daha yaşamak işimize gelir..


Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0