THY Euroleague | Burun farkıyla..

TOP 16'nın 6. haftasında önemli bir maça çıkan ve evinde CSKA Moskova'yı konuk eden Galatasaray Liv Hospital, sonları büyük heyecan içinde geçen maçı 74-71 kaybetti. Karşılaşma içinde pek çok kez 10 sayı civarında geri düşse de hepsinde mücadele ederek geri dönmeyi başaran takımımız; hakemlerin oldukça fazla sayıda hatalı düdüğüne rağmen fark 3'e düşmüşken son top kullanma şansını buldu, ancak bunu değerlendiremedi. Abdi İpekçi'deki müthiş atmosferlerden birini daha gördüğümüz bu maçta Ender 19, Arroyo 16 sayıyla oynadı ancak bunlar da galibiyete yetmedi.

Maça hücum etmekte zorlanarak girdik ve bunun karşılığında CSKA özellikle Krstic'i etkili kullanmayı başarınca 8-2'yle öne fırladılar. Bunun üstüne Ergin Ataman erken bir mola alırken dönüşünde oyunu dengeledik ve rakibi skorda yakaladık. Özellikle savunmanın biraz daha toparlanması işimizi kolaylaştırsa da CSKA son hücumda bulduğu basketle bu bölümü 23-21 önde geçti. İkinci çeyreğe de hücum etmekte oldukça zorlanarak girdik ve uzun bir süre sayı bulamadık. Bu süreçte CSKA hem içeriden hem dışarıdan sayı üretmeyi başarınca 10-0'lık bir seri yakaladı ve 15. dakikayı 33-21 önde geçti. Sonrasında kenardan gelen Sinan takıma bir parça da olsun enerji katarken üçlüğüyle seriyi bitirdi ancak savunmada Krstic'i durdurmakta yine zorlanınca fark 10 civarında gitmeye devam etti. Ta ki Ender Arslan sahneye çıkana kadar.. Art arda 3 tane üçlük sokan Ender farkın açılmasına engel olup takımı oyunun içinde tutarken CSKA devreye ancak 3 sayı farkla 40-37 önde gidebildi. İlk yarıda oyunun büyük bölümünde istediklerimizi yapamasak da maçtan kafaca kopmayıp mücadelemizi sürdürmek önemliydi, tabi atmosferin de bunda etkisi büyük oldu. Krstic'i içeride savunamadık, içeri sokmadığımız bölümlerdeyse orta mesafeleriyle etkili oldu. Tüm bunlara rağmen Ender'in devre sonunda bulduğu üçlükler ve aldığı sorumluluk farkın daha fazla açılmasını engelledi. 

İkinci yarıya da daha iyi başlayan taraf CSKA oldu. Boyalı bölgede Krstic'i çok etkili kullanan Rus temsilcisi 47-39'la farkı 8'e çıkardı. Burada ilk yarının sonlarında olduğu gibi 4 kısaya dönen ve Hairston&Cenk'i sırayla 4 numarada kullanan takımımız alan savunmasına döndü. Bunun meyvelerini savunmada yavaş yavaş almaya başlarken dışarıdan da isabetlerin gelmeye başlamasıyla birlikte bir anda maçın içine döndük. Önce Ender, sonra Arroyo ve en sonda da Domercant'in üçlüğüyle birlikte 52-51 öne geçmeyi başardık. Çeyreğin geri kalanı karşılıklı sayılarla geçilirken Arroyo'nun serbest atıştan bulduğu isabetlerle birlikte son bölüme 58-56 önde girmeyi başardık. Son çeyreğe de yine kötü başladık, hatta diğer çeyreklere başladığımızdan çok daha kötü.. İlk 6 dakika boyunca skor üretemedik. Savunma çok düşmese de rakip yavaş yavaş gelip öne geçti ve son 4 dakikaya 67-58 önde girdi. Bu dakikadan sonra Ender biraz daha takımı itti ancak son 1.5 dakikaya gelindiğinde Micov'un üçlüğü skoru 72-63'e taşıdı. Bu son 1.5 dakikaysa ilginç geçti. Maç bitecek gibi bir görüntü kazansa da önce Hairston dipten bir üçlük buldu ve fark 6'ya indi. Sonrasında Khryapa çizgiye gelip 1/2'yle döndü ve devamındaki hücumda Ender'in kaçan üçlüğünden sonra Bonsu'nun hücum ribaunduyla bir şans daha bulduk. Arroyo burada farkı 4'indiren üçlüğü attı. Sonrasında CSKA hızlı bir hücum yaptı ancak Sony Weems bunu değerlendiremedi ve top bize geçince mola aldık, dönüşte Arroyo zor bir turnikeyi isabete çevirerek farkı 2'ye indirdi ve umutlar yeniden büyüdü. Sonrasında faul yapıp Khryapa'yı tekrardan çizgiye yolladık, Rus oyuncu ilkini atıp 2. sini kaçırınca son top bize kaldı ve istediğimiz şans geldi. Ancak son 13 saniyede, fark 3'ken ve rakip taktik faul yapmazken şansımızı çok kötü kullandık. Topu getiren Ender tepede Bonsu'ya teslim etti ancak devamında top ne ona, ne de Arroyo'ya top tekrar gitmedi. Bonsu da kaldırıp hiç kendi atışı olmayan bir şutu deneyince isabeti bulamadı ve ayağımıza gelen bu fırsatı değerlendiremeyerek maçtan 74-71 mağlup ayrıldık. O son pozisyonda Ender'in topu Bonsu'ya vermesi ancak geri alamaması, Bonsu'nun pası ilk pozisyonda topu veremeyince hemen dönüp kendi atmaya çalışması ve tüm bu süreçte Arroyo'nun dipte bekleyip bir etki yaratamaması anlaşılmazdı. Bu 3 isim performanslarıyla maçı o noktaya getiren oyuncular olurken son topu organize biçimde bu kadar kötü kullanarak maçın rakibe gitmesine de yardımcı olmuş oldular ister istemez..

CSKA gibi güçlü ve formda bir ekibe karşı maçı bu şekilde kaybetmiş olmak üzücü tabi ki. Kaybettiğimiz tüm maçları aslında sonlarına kadar getirip oralarda kaybettik TOP 16'da. Burada esas sorun rotasyonun dar kalması. Bir noktadan sonra sahaya iyi performans koyan oyuncuların yaptıkları da yetmiyor. Dün özellikle uzun rotasyonundaki eksiklik çok açık bir şekilde göze çarptı. Macvan'ın yokluğunda Erceg & Furkan ikilisi toplamda 27 dakika sahada kalabildiler. Çünkü beklenen katkıyı vermekten çok uzaktaydılar. Sadece Bonsu, o da özellikle ikinci yarıda istenen seviyelere çıktı mücadele olarak.. Ancak Krstic karşısında maçın önemli bölümünde eksik kaldı. Tabi ona bu konuda eleştiri getirmek de çok doğru sayılmaz, çünkü onun haricinde yeterli katkıyı verecek 1 tane bile uzunun olmadığı ortamda elinden geleni de sahaya koydu. (12 sayı - 12 ribaund) Zaten Krstic şu son 1 aydaki formuyla Avrupa'nın en dominant uzunu işin hücum tarafında ve yanına Hines da eklenince önemli bir üstünlük sağladılar boyalı alanda.. Arroyo&Ender ikilisi her ne kadar son topu kullanamamış olsalar da maç boyu önemli bir yükün altından kalkmayı başardılar. Karşılarında sürekli değişen ve diri savunmacılar olmasına rağmen Arroyo 16 sayı - 9 asist, kenardan gelen Ender ise 19 sayı - 2 asistle oynadı. Tabi burada az önce de dediğim üzere Erceg bu maç özelinde eksik kalan parça oldu. Ne boyalı alandaki savunma ve ribaundlara yeterli katkı verebildi ne de hücumda beklenen sorumluluğu alabildi. Hairston ise ne iyi ne kötüydü. Kötüye yakın gözüktü belki ama savunmada 4 numarayı Erceg'ten daha iyi kapattı mesela ve kısa 5'e döndüğümüz zamanlarda rakibin dengesini bozmamıza yardımcı oldu. Ama 32 dakika sahada kalmışken 9 sayıdan biraz daha fazlasını beklerdik ondan, bu da ayrı bir nokta.. Bu isimler haricinde sürpriz katkı diyeceğimiz bir isim de ortaya çıkmadı.

Eğer kazansaydık, ekstra bir galibiyeti cebe koyarak önemli bir avantaj ele geçirebilirdik. Ancak her halükarda bizim deplasmanda gidip Kuban'ı yenmemiz gerekecek zaten. Olaya bu açıdan bakınca, çok büyük bir kayıp olmayabilir ama şimdi Partizan'ı deplasmanda yenmemiz lazım. Zira öbür türlü Maccabi deplasmanı ve Real Madrid'le içerideki 2 maçı da kazanmak gerekecek. Yani Kuban'ı deplasmanda yenmeden önce 2 galibiyet daha alarak oraya gidebilmek elzem gözüküyor ve CSKA maçı da bu galibiyetlerden biri olabilirdi ama olmadı. Yetmedi gücümüz.. Sadece rakibe karşı değil, hakemlere karşı da yetmedi. Bunu da atlamayalım, çünkü maçın hakemleri CSKA lehine yaptıkları birçok hatayla maçın zaman zaman da önüne geçtiler diyebiliriz. Özellikle son dakikalar içerisinde atladıkları yarı saha ihlalinin salondaki 12 bin kişi görmüşken onların bu düdüğü çalmamış olması affedilmezdi. Aynı zamanda maç içerisinde skor kafa kafaya iken çalamadıkları iki tane düdük var ki, yüreklerinin Rus devine karşı düdük çalmaya yetmediğini açıkca görmüş olduk. Tüm bunlara rağmen, mağlup da olsak, takımın mücadelesini, taraftarın yarattığı muhteşem atmosferi de maçın notları arasına eklemek gerek. Belki kaybettik ama teslim olmadık, bu da şüphesiz ki gelecek haftalar adına önemli. Ancak kadro zaafiyetini aşmamıza yetecek kadar önemli mi, bunu da zamanla göreceğiz.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0