Kristijan Nikolov: Orada Neler Oluyor Vol.2

Kristijan Nikolov olayı, basketbol takımlarımızı yakından takip edenlerin hatta yakından takip etmese bile köşesinden bucağından birşey duyan herkesin malumu. 14 yaşında tüm ailesiyle birlikte Türkiye'ye yerleşen, bu süreçte Makedon vatandaşlığından çıkıp Türk vatandaşlığına geçen ve aslında hepimiz gibi anayasal anlamda Türk vatandaşı haklarına sahip bir isim Nikolov.. Ancak yakında 18 yaşına girecek olmasına rağmen hala lisans alamadı, TBF başka bir takımda olsa çoktan lisans verecekken konu biz olunca işi aylardır, hatta yıllardır yokuşa sürüyor.

Şubemiz kamuoyunda ara ara parlayan bu konunun üstüne gitmeye devam ediyor. Özellikle Nikolov'un Makedon vatandaşlığından çıkıp Türk vatandaşlığına geçmesi bu anlamda elimizi güçlendiren birşey oldu, çünkü bu çocuk artık hepimiz gibi.. Her Türk vatandaşı olarak, bizim nasıl yükümlülüklerimiz varsa onun da yükümlülükleri olacak artık. Tabi bu yükümlülüklerin yanında bazı haklara da kavuşması gerektiği ortada. Misal bu ülkede lisanslı basketbolcu olabilmek gibi, bu onun anayasal hakkı çünkü. Nasıl herhangi bir Türk aile çocuğunu bir altyapıya yazdırıp orada basketbol oynamasını sağlayabiliyorsa Nikolov'un da pratikte çok farkı yok bu çocuklardan. Burada tek ayırt edici nokta alt yaş gruplarında Makedon Milli Takımı'nın formasını giymiş olması, ama bu onun anayasal hakkının önüne geçer mi o da tartışmalı. Kaldı ki FIBA'dan da onunla ilgili "oynayabilir" izni geldi. Dışarıya yansımayan, detaylarda kalan bazı bürokratik noktalar vardır muhtemelen, bunların hepsine hakim olmak güç. Ama bildiğimiz nokta; herşeyiyle Türk olan, artık Türkçe konuşmaya başlayan bu çocuğun tüm o detay maddeler bir tarafa, neredeyse 4 yıl geçmişken lisans alamamış olması TBF'nin ayıbıdır. Emir Preldzic'in nasıl alelacele Türk yapıldığını ya da Nikolov misali genç yaşlarda başka ülkelerden ülkemize gelen diğer genç isimlerin Türk olma döneminde sürecin ne kadar hızlı işlediğini hatırlıyoruz. Nerede sizin adaletiniz?

Son günlerde bu konuda konuşulmaya başlanan bir nokta da şu olmaya başladı: Biliyorsunuz ki Turgay Demirel FIBA başkanlığına aday bir süredir.. Gitse de kurtulsak diyemiyorum kolay kolay, çünkü bu Beşiktaş'ın Yıldırım Demirören'i Türk futbolunun başına bela olarak salması gibi bir duruma benzeyebilir. Bir basketbolsever olarak buna gönlüm el vermiyor ama neyse bu başka bir konu. Bu konuyla alakalı olarak ise bu başkanlık yarışında Turgay Demirel'in en büyük rakibinin Makedon olduğu detayı ortaya çıktı. Yani bir Türk, bir de Makedon isim FIBA başkanlığı için yarışıyor ve ortada Makedon asıllı genç oyuncular arasında belki de en yeteneklisinin Türk yapılıp yapılmama durumu var. Hal böyle olunca Nikolov'un böyle bir yarışta pazarlık konusu olmaya kadar gidebileceğini tahmin etmek de güç değil. Bunu şeytanın avukatlığı olarak görmemek gerek, çünkü konu Galatasaray'sa Turgay Demirel'in yapabileceklerinin sınırı yok gibi. Zaten yeni çıkan yönetmelikte alt yapılarda Türk takımlarında oynamayan isimler sonrasında Türk olamıyorlar. Böylece belli bir yaştan sonra devşirmenin önüne geçilmek isteniyor. Ama Nikolov'un durumu farklı biliyoruz ki, çünkü o 14 yaşından beri burada. Ancak yönetmelikteki bu madde kullanılarak Nikolov'un Türk  olarak lisans alması engellenebilir. Bu da az önce bahsettiğimiz pazarlığın bir parçası olabilir. Oyalama/yıldırma taktikleri bundan sebep kullanılıyorsa da şaşırmayacağız tabi, ama açık açık konuşalım: aynı konu Fenerbahçe'yle alakalı olsaydı Turgay Demirel böyle birşeye girişmeyi düşünür müydü? Kendimce buna vereceğim cevap, net olarak hayır. 

Konuyla ilgili olarak şubemizden artık daha sert adımlar atılması gündemde, hatta atılmalıdır da diyebiliriz.. Bugüne kadar medeni sınırlar çerçevesinde davranmak, hak-hukuk'la yol bulmaya çalışmak tek başına yetmedi. Artık bizim de anlayışsız davranıp kendi çıkarımızı düşünme zamanımız geldi. Detay maddeler vs. hiçbir şeyi umursamadan, sadece bu olayın çözülmesini istemek bizim önceliğimiz olmalı. Çünkü bu olay artık Galatasaray basketbolunun sportif başarısından falan çıkmaya başladı. Bu olay 4 senedir hakkını bulamayan ve muhtemelen bu gençlik yaşlarında hayatının bir kısır döngüye girmeye başladığını hisseden genç bir insanın adalete kavuşabilmesiyle alakalı.. Olay sportif boyuttan çıkıp, insani boyuta geldi anlayacağınız. Ve artık bizim insanımız haline gelmiş olan Nikolov'u taraftarımızın da kucaklaması lazım. Bu konuyu taraftarın da unutmaması, hatta gerekirse Abdi İpekçi'deki maçlarda tezahüratlarla gönderme yapması gerekiyor. Lig TV sesi kısarsa daha çok bağırarak hem de! Bu sefer sizin kirli oyunlarınız işlemeyecek, bu sefer biz kazanacağız, biz hakkımız olanı alacağız mesajını verelim. Ve sonra da kazanalım, artık yeter!

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0