Röportaj | Markoishvili: Birlikte hareket ettiğimizde büyük bir güce sahibiz
4 ayı aşan sürenin ardından geçen haftaki Kuban deplasmanıyla parkelere dönüş yapan ve alınan 66-67'lik hayati galibiyette önemli rol oynayan Manuchar Markoishvili bu hafta oynanacak olan bir başka önemli karşılaşma olan Bayern Münih maçı öncesinde euroleague.net'e bir röportaj verdi. Geçen haftaki performansını değerlendiren Gürcü oyuncu bunun yanında takımın şu an için içinde bulunduğu durum ve sezonun geri kalanı için olan şansımızı da değerlendirdi. Orjinaline buradan ulaşabileceğiniz röportajın çevirisi şu şekilde:
Merhaba, Manu. Takımının sana ihtiyacı olduğu bir maçta yaptığın müthiş geri dönüş için tebrikler. Bu kadar güçlü bir şekilde dönüp takımının en skoreri olmayı nasıl başardın?
İlk olarak, teşekkürler! Maçın başında biraz gergindim, maçın nasıl gideceğini ve bunun konsantrasyonumu nasıl etkileyeceğini merak ediyordum. Kendime güvenimi toplamak için savunmada oldukça dikkatli olmaya çalışıyordum. Hücumda da sorumluluk alabilmek adına agresif olmaya çalıştım. Maçtan sonra takım arkadaşlarıma teşekkür ettim. Takımdan kopuk oynamamam için beni hücumda olaya dahil etmeye çalıştılar. Hücumda beni boşken buldular. Birçok boş atış soktum, bunlar benim için önemliydi. Mutlu olmuştum, bu kadar fazla süre almayı beklemiyordum. O maçta işler çok iyi gitti ve ameliyat olduğum bölgeyle alakalı hiçbir fiziksel sıkıntı da çekmedim. Sadece kendi oyunumu oynadım ve takımımın sistemine uydum.
Bu kritik deplasman galibiyetinde, Galatasaray sadece 9 top kaybı yaptı ve indeks puanlarındaki 88-61'lik farka rağmen kazanmayı başardı. Bu galibiyetin kilit noktaları neydi?
Savunmada çok iyiydik. Maç içinde savunmada hata yaptığımız anlar oldu, ama sonuca baktığımızda Lokomotiv Kuban'ı kendi evinde durdurmak için iyi bir efor sarfettik. Bence bu kilit noktalardan biriydi. Bir diğer nokta, sizin de söylediğiniz gibi, çok az top kaybı yapmamızdı. Bu onların fast-break'lerle birlikte sahayı çabuk geçmelerine engel oldu. Bana göre anahtar noktalar bunlardı, bazı oyuncularının etkili olmasına engel olamadık belki ama takım olarak ortalamalarının altında kalmalarını sağladık.
Carlos Arroyo maçın son sayılarını kaydetti. Arroyo'nun takımınız için önemi nedir? Onun liderliği ve kararlılığı Galatasaray için ne kadar önemli?
Herşeyden önce, onun profesyonelliği inanılmaz. Bizim en tecrübeli oyuncumuz ve hepimize hem antrenmanlarda hem de maçlarda örnek oluyor. Antrenmanlara erken gelip en son o ayrılıyor, takımı sürekli motive edip taşıyor. Sahaiçine baktığımızda, herkese pozisyon hazırlayan oyun kurucumuz o ve hücumda onun oyununa bağımlıyız. Takımda herkes için pozisyon hazırlayabiliyor ve böyle tecrübeli bir oyuncunun yanınızda olması müthiş birşey.
Aşil tendonundaki sakatlıktan ötürü sezonun 3 ayını kaçırdın. Jamont Gordon ve Nathan Jawai sezonu kapadılar ve Erwin Dudley de Kasım ayından beri forma giyemiyor. Galatasaray bu sakatlık sorunlarıyla nasıl baş etti ve hala çeyrek finale kalma şansını devam ettiriyor?
Bence çok zorlu bir süreçti. Takımın farklı bir planı vardı ve tabi ki sezon başlar başlamaz dört oyuncunun kaybedilmesi kimsenin bekleyeceği birşey değildi. Sakatlık geçirmeyen oyuncular için de oldukça zorluydu. Daha farklı rollere adapte olup takım için ekstra işler yapmak zorunda kaldılar. İnişlerimiz çıkışlarımız oldu ve bugün itibariyle yavaş yavaş kendimizi bulmaya başlıyoruz. Euroleague play-off'larına katılma anlamında hala şansımız olduğu için oldukça şanslıyız. Büyük düşünmemiz, maç maç düşünerek konsantrasyonumuzu ve kararlılığımızı korumamız lazım. Adım adım gitmeden sadece play-off'ları düşünerek başarılı olamayız.
Sence bu sakatlık sorunlarının üstesinden gelmek Galatasaray'ı mental olarak daha güçlü ve sezonun geri kalanındaki büyük maçlar için daha tehlikeli bir takım haline getirdi mi?
Şahsi fikrim, bence bu takım her zaman için tehlikeliydi. CSKA ve Real Madrid maçlarındaki gibi galibiyete çok yaklaştığımız ve herkese mesaj yolladığımız maçlarımız oldu. Bu mentaliteyi koruyarak kendimizi geliştirmeli ve sadece büyük takımlara karşı olanları değil, oynadığımız bütün maçları kazanmalıyız. Yürekten inanıyorum ki bu takım, birlikte hareket ettiğinde önemli başarılar kazanabilecek harika oyunculara ve müthiş bir güce sahip.
Bu hafta, bir başka kritik mücadelede Euroleague'in en ribaundçu takımı olan Bayern Münih'i konuk edeceksiniz. Ribaundlara bu kadar agresif biçimde saldıran bir takıma karşı izlenmesi gereken en doğru yol nedir?
Evet, gerçekten çok iyi bir sistemleri var, müthiş bir takım, müthiş bir sistem ve tabi ki müthiş bir koç. Gerçekten çok tehlikeli bir takımlar, ama evimizde oynamanın avantajını kullanmalıyız. İstanbul'a konuk olarak geliyorlar ve bunun yanında mutlaka herşey savunmadan başlamalı. Sizin de söylediğiniz gibi, ribaundları çok net alıp, fast-break'e koşuyorlar. Hücumda önemli bir özgürlükle oynuyorlar, dolayısıyla onların opsiyonlarını elimizden geldiğince limitlemeliyiz. Herşey savunmadan başlamalı, burası da kesin.
Henüz 16 yaşındayken Benetton Treviso formasıyla Barcelona'ya karşı Euroleague finali oynamıştın. Palau Sant Jordi'de oynanan o akşamki maçtan neler hatırlıyorsun?
Bence o an tam olarak nerede olduğumu anlamak için çok gençtim! Şu kadarını söyleyebilirim ki Euroleague finali oynamayı her zaman için istemiş ve hayalini kurmuştum. Herkes oraya ulaşamaz, ama şu an bir başka Euroleague finali daha oynayabilmeyi ve aynı duyguları tekrardan yaşamayı istiyorum. O maçta Dejan Bodiroga'ya savunmak zorundaydım. Ettore Messina'nın bana söylediği şeyleri asla unutmayacağım. Bana o maçta forma giyebileceğimi ve Bodiroga'nın o zamanki en büyük oyuncu olduğunu söylemiş, ama ne yapmam gerektiğini de tam olarak anlatmıştı: Onun boş atış kullanmasına izin verme, feyklerine karşı zıplama ve eğer hala sayıyı atıyorsa bu Avrupa'daki en iyi oyuncu o olduğundandır demişti. Elimden gelenin en iyisini yaptım ama buna rağmen el üstünden 2 isabet bulmayı başarmıştı!
Henüz 27 yaşındasın, ama senden daha yaşlı birçok oyuncudan daha fazla tecrüben var. Bu kadar genç yaşlarda oynama şansı bulabildiğin için kendini avantajlı hissediyor musun?
Evet, tabi ki. Bu fırsatları yakaladığım için sürekli şanslı olduğumu söylememin sebebi bu. Müthiş koçlarla ve müthiş takım arkadaşlarıyla birlikte çalıştım. Tecrübem var, ama şunu da söylemeliyim ki Euroleague'de oynamaya doyamıyorum. Üst düzey maçların bir parçası olmayı seviyorum. Motive olmamı sağlayıp, beni mutlu ediyor.
Galatasaray'da olmanın en iyi yanlarından biri de taraftarlar. Böylesine kalabalık bir topluluğun önünde Euroleague maçları oynamak nasıl?
Bu harika bir duygu. Maç nasıl giderse gitsin tezahürat yapmayı hiç bırakmıyorlar, hiçbir zaman susmuyorlar. Takımlarına inanıyorlar ve takımlarının en iyisi olduğunu düşünüyorlar. Bu parkeye yüreğimi koymamı sağlıyor çünkü taraftarlarımız da bizi destekleyebilmek için ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlar. Bu her oyuncuyu fazladan motive ediyor ve fazladan da itiyor tabi ki. Bu yanımızda 6. bir oyuncunun oynaması gibi. Çok güzel bir atmosfer oluyor, özellikle büyük maçlarda. Her zaman için sesleri çıkıyor ve hep bizimle birlikteler.
Galatasaray için play-off'lara ulaşabilmek ne anlam ifade ediyor? Ve eğer bu gerçekleşirse bu takım 5 maçlık bir çeyrek final serisinde ne kadar tehlikeli olabilir?
Bence Euroleague play-off'larında tehlikeli olmaktan bahsetmek için henüz erken, katetmemiz gereken uzun bir yol var. 4 maçımız kaldı ve bunlardan 3'ünü kazanmak zorundayız. Bana göre bunların arasında en önemlisi önümüzdeki bu Bayern maçı ve şu an için buna konsantre olmuş durumdayız. Eğer play-off'lara ulaşma hedefimizi gerçekleştirebilirsek ve bu mentaliteyi korursak, o zaman daha fazlasını yapabileceğimize dair güvenimiz ve inancımız da artacak. Şu an için bunu düşünmeliyiz.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.