THY Euroleague | Çeyrek Final Yürüyüşü!

Lokomotiv Kuban deplasmanındaki kritik galibiyetle birlikte başlattığı çeyrek final yolculuğu için Zalgiris Kaunas deplasmanında bir önemli maça daha çıkan Galatasaray Liv Hospital, karşılaşmayı 72-84'lük skorla kazanmayı başardı ve son 8'e kalma şansını arttırdı. Maçın çok büyük bölümünü önde götüren ve farkı bir ara 15'e kadar da çıkaran takımımızda Carlos Arroyo yine bir resital ortaya koyarken maçı 19 sayı - 7 asistle tamamladı. Skor olarak ona en çok yardımcı olan isimler Hairston ve Markoishvili olurken Bonsu'nun yokluğunda aldığı süre artan Furkan da maçı 10 sayı - 14 ribaundla tamamladı. 

Maçın ilk dakikaları iki taraf adına da dengeli başlarken özellikle savunmadaki sağlam duruşumuz Zalgiris'in rahat sayı bulmasına engel oldu. İlk dakikalardan sonra hücumda da daha rahat sayılar bulmaya başlayan takımımız Erceg'in içeriden bulduğu sayılar ve Markoishvili'nin iki üçlüğüyle birlikte öne fırladı ve bu bölümü 12-20 önde geçti. İkinci çeyrekte de bu momentumu koruduğumuzu söyleyebiliriz. Savunmadaki sağlam duruşumuz sürerken sadece Jankunas'ın Erceg üzerinde 1'e 1'de kurduğu üstünlük biraz sorun oldu, ama bunu aştık. Hücumda ise kenardan gelen Ender&Sinan ikilisi bu dakikalarda 11 sayılık bir katkı verirken ilk 5'te çıkan oyuncuları iyi dinlendirdiler. Bu şekilde iyi giden devrenin son 2 dakikasına 27-36 önde girdik. Ancak bu son 2 dakikada Zalgiris bir atak yapıp açılmakta olan farkı kapattı ve skoru 35-38'e taşımayı başardı. Daha farklı bitirebileceğimiz devreye son 2 dakikada yaşanan ufak bir duraksamadan ötürü 3 sayı önde girdik. Ancak soyunma odasından iyi döndüğümüzü söyleyebiliriz. Çeyreğin ilk 3-4 dakikası yine dengede gibi gitse de bunu yavaş yavaş kendi lehimize çevirmeye başladık. İlk yarıda iyi bir skor katkısı veren Hairston bu bölümlerde de öne çıkarken sonrasında ise sahneye kaptan Arroyo çıktı ve attığı ilk 3'lükle farkı ilk kez çift hanelere çekti. Sonrasındaki birkaç dakika üçlük düellosu şeklinde geçti. Rakipte özellikle Milaknis'in ekstra bir gününde olması, yaptığımız iyi savunmaya rağmen onları skorun içinde tuttu. Buna karşılık biz de Arroyo&Markoishvili gibi isimlerle cevabımızı verdik ve son bölüme 57-66 önde girdik. Son çeyrekte Justin Dentmon'ın serbest atışlarıyla farkı 7'ye indiren Zalgiris'e karşı Arroyo 2 hücum üst üste bulduğu üçlükle cevap verdi ve farkı yeniden çift hanelere çıkardı. Arroyo'nun ortaya koyduğu bu karakterle birlikte Zalgiris bir daha geri dönecek hamleleri yapamadı. Son dakikalarda Macvan'ın da katkı vermesiyle birlikte skorda kalmayı başararak 72-84'lük bir galibiyeti elde ettik ve üst üste 3. maçımızı kazanmış olduk. 

Galibiyetin anahtarı yine ilk olarak savunmada saklıydı. Son haftalarda savunma yapma alışkanlığını yeniden kazanan ve özellikle Markoishvili-Hairston'ın dış savunmayı iyice yukarı çekmesiyle iyi bir duruş sergilemeye başlayan takımımız, bunun yanında bu maçta ikili oyun savunmasında da oldukça iyi bir görüntü çizdi. Yardımları ve rotasyonları çok iyi yaparak rakibe çok fazla boş ve rahat şut şansı tanımadık. Zalgiris yüksek skorlara çıkmayı seven bir ekip, bu maça kadar TOP 16'da kendi evlerinde 80.8 sayı ortalamasıyla oynuyorlardı. Ve bu maçta normale göre yüzdeli oynayıp, zor şutlar da sokmalarına rağmen onları 72 sayıda sınırlamak önemliydi. Furkan'ın da burada özellikle yardımlara iyi geldiğini ve ribaundları toplayarak rakibe çok fazla ikinci şans sayısı tanımadığını eklemek gerek. Zaten ribaundlarda da 30-40'lık bir üstünlük kurduk. Tabi bunların yanında hücumda da cezaları kesebilmek lazımdı. İlk yarıda, Arroyo da çok ön planda değilken özellikle potaya gidişlerimiz bize yardımcı oldu. Hairston, Sinan ve Ender bu anlamda oldukça iyiydi. İkinci yarıda ise daha çok şut üzerinden etkili olduk: Arroyo 5, Macvan 2, Markoishvili 1 ve Erceg 1 olmak üzere tam 9 üçlük isabeti bulduk bu devrede.. Doğru ve akıllı oynayarak, çok fazla tercih hatası yapmadan hücum ettiğimizi söylemek mümkün. 

Bireysel performanslara gelirsek; Arroyo yine ve tekrardan maçın yıldızıydı. Artık bir noktadan sonra onu kelimelerle tarif etmek kolay olmuyor. Sahada teknik olarak kattıkları veya yakaladığı istatistiklerden de öte ortaya koyduğu karakteri daha çok konuşmak gerek sanırım. Ve o bu anlamda ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu her hafta tekrar tekrar bize gösteriyor. Ona sahip olduğumuz için şanslıyız.. Onun haricinde 33 dakika sahada kalan Furkan'ın olumlu oyunu da dikkat çekti. Bonsu'nun yokluğunda boyalı alanı iyi doldurduğunu gördük. Özellikle hücum ribaundlarını iyi kovalayıp 10 sayı üretirken toplamda 14 ribaund çekerek bu anlamda da takıma yardımcı oldu. Markoishvili&Hairston ikilisi de 12/20 sahaiçi isabetiyle toplam 29 sayılık katkı verdi.

Çok önemli bir galibiyet daha alarak iddiamızı koruyoruz. Tabi ki hiçbirşeyin garantisi yok ama üst üste kazanılan 3 maç şansımızı ciddi oranda arttırdı. Alınan sonuçların yanında sahadaki olumlu görüntü, dengesini kaybeden rotasyonun bir parça istikrar kazanmaya başlaması umut verici gelişmeler.. Öte taraftan gruptan çıkma stratejisi de karışıklığını koruyor. Neredeyse tüm hesapları Kuban'la genel averaj yarışı üzerine yapıyorduk ve bu ihtimal hala en güçlü ihtimal, ancak Maccabi'nin bu hafta da kaybetmesi geçen hafta bahsettiğimiz üçlü averaj ihtimalinin de devam etmesi anlamına geliyor. Eğer Maccabi kalan 2 maçını da kaybederse bu bizim işimize gelmeyecek gibi duruyor, ancak şöyle bir olasılık daha var ki; eğer Kuban bugün Partizan'ı yenip haftaya Real Madrid deplasmanından beklendiği gibi mağlup ayrılırsa ve Bayern Münih de haftaya konuk edeceği Maccabi'yi yenerse hem Kuban hem Bayern son haftaya 6'şar galibiyetle girecekler. Ve son hafta bu 2 takım Rusya'da karşılaşacak. O maçı Bayern kazanırsa bizim Maccabi ve Bayern Münih'le üçlü averaja kalma durumumuz olacak bu sefer, o zaman gruptan çıkarız. Kuban kazanırsa istemediğimiz senaryo gerçekleşmiş olur. Tabi tüm bunlar Maccabi'nin kalan 2 maçını da kaybetmesi durumunda geçerli olacak ki bu maçlar Bayern Münih(d), CSKA Moskova şeklinde.. Burada 1 galibiyet çıkardıkları anda üçlü averaj ihtimalleri ortadan kalkacak.. Hesaplar böyle, hiç beklenmedik ihtimaller bile ortaya çıkabiliyor, ama bizim ilk olarak kendi işimize bakmamız lazım. Üst üste kazandığımız 3 maçın ve aynı zamanda geri kazandığımız güvenin ardından şimdi kalan 2 maçta en iyi skorları almamız gerekiyor. Haftaya CSKA deplasmanında olacağız, ilk aşamada zor bir maç olarak gözüküyor tabi.. Ama kaybetsek bile oyundan kopmamak ve farkı olabildiğince az tutmak önemli olacak. Ve son haftada da Partizan'ı en iyi şekilde geçip, ihtimallerin sınırları zorlamamasını bekleyeceğiz. Sonra mı? Bekle bizi çeyrek final!

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0