Özel Röportaj | Ekrem Memnun: Bağıra bağıra geliyorduk!
Euroleague F-8'inde müthiş bir performans gösteren ve kupayı kazanarak Avrupa'nın en büyüğü olan Galatasaray Odeabank, şampiyonluğun ardından bir medya günü düzenledi. 50-60 kişi civarında medya mensubunun katılım gösterdiği bu günde biz de Ekrem Memnun'la konuşma fırsatı yakaladık. Şampiyon takımın mimarı olan koç, ayak üstü sorduğumuz sorulara o kadar dolu cevaplar verdi ki bu cevapların hakkı ancak bir röportaj olabilirdi. Öte taraftan gösterdiği mütevaziliği de gördükten sonra ne kadar büyük bir insan olduğunu tekrardan anlayabiliyorsunuz, belirtmek lazım. İşte bizim sorduklarımız ve Ekrem Hoca'nın cevapları:
Hocam öncelikle tebrikler.
Teşekkür ediyorum.
Geçen sezon F-8'e giderken kötü bir dönemimizdeydik ve alınan sonuçlar da hayal kırıklığı yaratmıştı. Bu sezon ise daha iyi bir durumdayken gittik, ancak yine de şansımız yüksek görülmüyordu. Siz turnuva öncesi şansımızı yüksek görüyor muydunuz?
Euroleague'te play-off'lardan sonra gruplar belli olunca, grubumuzdaki 3 takımı da bizim daha önce yendiğimizi gördük. Büyük şansımız olabileceğini görüyordum, çünkü Fenerbahçe'yi ligde ve kupada yendik, Spartak'ı önceki gruplarda yenmiştik ve KASKİ'ye de yine ligde yendik. Dolayısıyla ben diğer insanlar gibi görmüyordum bunu, çünkü biz bu takımları daha önce yenebilmiştik. Fenerbahçe ve KASKİ belki burada farklı kadrolarla oynuyorlar ancak oynanan oyun aynı oyun. Ama dürüstçe söylemek gerekirse, sezon başında öncelikli olarak böyle bir hedef koymadık, bu hedef sezon içinde kendiliğinden gelişti.
İlk tur gruplarını 2. sırada bitirip Ekaterinburg'la eşleşince insanlar biraz umutsuzluğa kapılmıştı. Ancak takım sahaya çıkıp, öyle bir oyun oynayınca hepimiz şaşırdık. Nasıl hazırlandınız bu maça? Bu kadar güçlü bir rakibe karşı bu kadar dominant bir oyun oynayabilmemizin sırları neydi?
Esasında çok büyük bir sırrı yok. Bütün sene ne yapıp, nasıl hazırlandıysak onları yaptık yine. Sadece daha motive, daha dikkatli, daha kararlı oynadık. Benim bu turnuvalarda gördüğüm şey; takımın ismi, oyuncuların büyüklüğü, en iyi takım olmak bunlar en önemli şeyler değil. Bu turnuvalarda en önemli şey; en iyi oyununu en doğru zamanda ortaya koyabilmek. Bu tür turnuvaların en önemli özelliği bu. Biz de en doğru zamanda en iyi oynayabilen, en iyi takım olmayı başardık. Bunun da hiçbir şekilde tesadüf olmadığını söylemek istiyorum, çok ciddi bir takımımız var. Sezon içinde, bazı maçlarımızı televizyon vermese bile, zaman zaman müthiş oyunlar ortaya koyduk. İspanya Ligi şampiyonuna karşı 3. çeyrekte burada 40 sayı farkla öndeydik. Bunlar müthiş şeyler. Biz F-8'e en az sayı yiyen, en az top kaybı yapan takım olarak geldik. Asist/top kaybı oranı en yüksek takımlardan biriydik. Bağıra bağıra geliyorduk aslında, bunları görmeyenlerin yanlış yerlere baktıklarını düşünüyorum. Handikaplarımız vardı tabi, özellikle dar rotasyonla alakalı olarak. Ama oyuncularım büyük bir özveriyle oynadılar. Hepsini alnından öpüyorum, yürekten kutluyorum.
Biraz bu dar rotasyonla ilgili konuşalım. Diğer koçlara oranla çok daha az oyuncu kullanabiliyorsunuz, 8 yabancı kullanan koçlar bile görüyoruz. Özellikle dış oyuncularınız 40'ar dakika oynayabiliyor. Bazen yorulduklarını görüyorsunuz ama çıkaramıyorsunuz, bu durumda olmak bir koç olarak sizi nasıl etkiliyor?
Zor tabi, ama yapacak birşey yok. Genç arkadaşlarımızı zaman zaman hazırlamaya çalışıyoruz. Onlar bize antrenmanlarda müthiş katkı veriyorlar. Birçok maç üst üste 1 dakika bile oynayamazken, her gün antrenmanlara gelip en önemli katkıyı yapan insanlar oluyorlar. Her gün antrenmanın seviyesini yukarı çekiyorlar. Dolayısıyla az görev alma şansı bulan arkadaşlara daha çok teşekkür ediyorum. Bu takımı bir arada tutan çimento onlar. Zamanı gelecek, herkesten faydalanacağız. Zaten zaman zaman da faydalandık. Herkesin dans edeceği bir müzik çalacak inşallah, onu bekleyeceğiz.
Fenerbahçe'yle aramızda ilginç bir rekabet oluştu. Son yıllarda özellikle ligde ve kupada sürekli karşılaşıyorduk. Bu sezon ise bu rekabet Avrupa arenasına da taşındı, neler düşünüyorsunuz bunla ilgili?
Müthiş birşey. Arasıra Beşiktaş da katılıyor buraya, bu kulüpler Türk sporunun lokomotifi olan kulüpler. Kadın basketbolu çok yatırım isteyen, ama karşılığı çok gelmeyen bir spor. Kulüplerimiz yıllardır fedakarca yatırımlarda bulundular, büyük emekler verdiler. Şimdilik biz Fenerbahçe'yle bir rekabet içindeyiz, bu zaman zaman değişiyor. Biz olmayız ya da onlar olmaz. Ama şu an için bu rekabet oldukça güzel, umuyorum ki güzelleşerek de devam edecek.
Sezon devam ediyor tabi. Ve bu takım artık Avrupa Şampiyonu. Sizin tribünlerin boş kalmasından ötürü hayal kırıklığı yaşadığınızı biliyoruz. Sizce bu değişecek mi, taraftarlar tribüne daha fazla gelecekler mi?
Ben şöyle düşünüyorum; İstanbul çok büyük bir yer, yapılacak çok şey var ve çok sayıda da maç var. Kadın basketbolun kendi özel seyircisinin mutlaka oluşturulması lazım. Bu organizasyon olarak kendi başarısızlığımız. Bizim bu oyunu insanlara yeterince anlatamadığımızı düşünüyorum. Kadın basketbolu çok başarılı bir spor, çok iyi bir ligimiz var. Ligin 1. ve 2.si Euroleague finali oynuyor, bu zaten kendi kendini anlatıyor. Seyircimiz geldiği zaman daha iyi oynuyoruz, oyuncularımız daha iyi motive oluyor. Bizi her zaman destekleyen kemik bir seyirci grubumuz var, onlara da yürekten teşekkür ediyorum. Umut ediyorum ki bu seyirci sayısı artacak, bu takım hakettiği desteği alacak ve Türk basketbolu da daha iyi yerlere gelecek.
Peki ligdeki şampiyonluk ihtimalleri hakkında konuşursak; Avrupa şampiyonu apoletiyle geliyoruz şu an. Takımın psikolojisi nasıl?
Dürüstçe bakmak lazım ki hepimiz şu an bulutların üstündeyiz. Ama yarın sabah(bugün) itibariyle parkeye çok sert bir şekilde basacağız. Botaş çok ciddi derecede saygı duyduğumuz bir rakip, zor bir yarı final serisi bizi bekliyor. Buna en iyi şekilde hazırlanacağız. Bu sezona başlarken 1. hedefimiz Türkiye Ligi şampiyonu olmaktı. Bunun için de ilk olarak Botaş'ı geçebilmemiz lazım. Şimdi ilk hedefimiz bu olacak, çok ciddi bir şekilde bunu oynayacağız. Şu ana kadar onları 1 kupa, 2 kez de ligde olmak üzere 3 kez yendik. Umuyorum ki çok ciddi bir hazırlıkla bu turu da geçip finale kalacağız.
Son olarak da erkek takımımızla ilgili olarak, bu akşam(dün) Barcelona serisi başlıyor. Sizin erkek takımımızın bu serideki şansı hakkındaki düşünceleriniz neler?
Barcelona diğer taraftan 1. geliyor biz ise 4. olarak gidiyoruz, gerçekçi olmak gerekirse kolay değil. Ama bizim çok kapasiteli bir takımımız var. Play-off maçları çok değişik dinamikleri olan maçlardır. İki tarafın da büyük oyuncuları var. Bizim çok önemli bir koçumuz var, tabi ki onların da saygı duyulacak önemli bir koçu var. Ama ben şöyle görüyorum; dinamikler çok farklı olabilir bu maçlarda. Galatasaray'ın her zaman bir şansı olabilir. Oradan 1 galibiyle dönebilirlerse burada herşey farklı olabilir.
FCN BLOG ÖZEL RÖPORTAJIDIR.
KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.