THY Euroleague | Barcelona'ya yetemedik..

Euroleague play-off serisi 2. maçında Palau Blaugrana'da Barcelona karşısına çıkan Galatasaray Liv Hospital 84-63'lük bir mağlubiyet aldı. Arroyo'nun sakatlığından ötürü oynamayamadığı bu maçta özellikle ilk yarıda rakibine çok çabuk çözülen takımımız, ikinci yarıda çabalasa da bunlar işe yaramadı ve bu yenilgiyle birlikte seride 2-0 geriye düştü. Arroyo'nun yokluğunda Ender 10 sayı - 7 asistle oynarken, Domercant de 11 sayıyla mücadele etti.

Maçın ilk çeyreğini çok kötü oynadık. Hücumda sayı bulmakta oldukça zorlanan ve üretkenliği çok aşağılarda olan takımımız, Barcelona'dan bolca hızlı hücum sayısı yedi ve bu bölümü 21-8 gibi bir skorla geride kapadı. İkinci çeyrekte de oyunun gidişatını değiştiremedik. Özellikle ilk 5'te çıkan Hairston-Markoishvili gibi isimlerin hücumda yeterince katkı yapamamasından ötürü kenardan gelen isimlerle bunu telafi etmeye çalıştık. Ancak kenardan gelen isimler gereğinden fazla süre alınca bu da savunma kurgumuzu bozdu ve daha fazla sayı yiyerek devreye 43-25 geride gittik. Üçüncü çeyreğe alan savunmasıyla giriş yapıp Barcelona'nın ritmini bozunca ev sahibi ekip sayı bulma konusunda sıkıntı yaşadı. Yaklaşık 5 dakikalık süreçte sadece 3 sayıda kaldılar, biz ise buralarda farkı 11'e kadar çekebildik. Biraz daha iyi hücum etsek fark tek hanelere de düşebilirdi. Bu olmayınca devamında Barcelona, kenardan gelen Oleson'un etkili oyunuyla farkı yine açmayı başardı. Savunmanın karşılığını alamadığımız bu çeyreğin sonunda skor yine Barcelona'nın istediği noktaya gelirken, son 10 dakikalık bölüm öncesi tabelada 61-41 yazıyordu. Son çeyrekte ise yine rotasyon elemanlarını daha çok kullanırken özellikle Domercant etkili bir görüntü çizip skor üretti. Buna karşılık savunmada önceki haftalardaki görüntümüzden oldukça uzaklaşırken hücumda sayıları bulmamıza rağmen farkı eritemedik ve Barcelona karşılaşmadan 84-63 galip ayrıldı.

Arroyo'nun bileğindeki sakatlık geçmediği için bu maçta da oynayamaması hem bu maç özelinde, hem de serinin geneli için konuşursak kaderi tayin eden nokta oluyor. Zaten normalde rakip favoriyken bir de senin liderin yoksa şansın çok ama çok az bir noktaya düşüyor. Dün Ender kötü oynamadı belki ama Ender'in iyi oyunu dahi teknik olarak Arroyo'nun boşluğunu doldurmaya yetmedi. Çünkü Arroyo, iyi değil mükemmel oynuyordu. Hem kendi skoruna, hem arkadaşlarının skoruna yönelik olarak çok etkiliydi ve bunların hangisini hangi anda devreye sokması gerektiğini çok iyi biliyordu. Ender'deki en önemli eksiklik bu sanırsam. Belki 7 asist yaptı dün ama kimi nerede nasıl kullanacağı konusunda sıkıntılar yaşadı/yaşıyor. Bu tarz teknik eksikliklerin yanında takımın liderinin olmaması, sahada güvenilecek 1 numaralı elin eksikliği gibi noktalar takımı mental olarak da olumsuz etkilemiş, bunu da gördük. Teknik eksiklik anlaşılabilir bir durum ama bu mental düşüş, güven kaybı gibi noktaları yine de yaşamamamız lazımdı. Ne olursa olsun daha iyisini de yapabilmeliydik. Dün bunu göremedik maalesef.. Henüz ilk çeyrekten teslim olmak bize yakışmadı. Arroyo'nun yokluğunun özellikle Markoishvili-Hairston'ı bu kadar etkilemesi şaşırtıcıydı ki 2 maçtır beklentilerin altında kaldılar. Tabi çok fazla eleştirmek doğru olmaz, çünkü Arroyo'suzluğa hiç alışkın değiliz. Carlos ara ara bazı lig maçlarında dinlense de sezon içinde hiç sakatlanmamıştı  ve önemli maçlarda hep sahadaydı. Bu yüzden takımın geri kalanına bir parça sempati de duymuyor değiliz. Ama biraz daha direnç gösterebilmeliydik, var olan teknik eksiklere rağmen.. Şimdi önümüzde 3. maç var. Seriyi buradan döndürmek artık çok ama çok zor, ancak yine de elimizden geleni yapıp seriyi en azından 4. maça taşımak neden olmasın? Eleneceksek bile en kötü 1 galibiyet alarak elenelim, gücümüzü tekrardan göstermiş oluruz.