BBL | Finale 1 kaldı!

Beko Basketbol Ligi'nde finale kalma yolunda çok kritik bir maça çıkan Galatasaray Liv Hospital, Banvit'i 76-71 mağlup ederek seride 2-1 öne geçti ve avantajını korudu. Çekişmenin maç boyu sürdüğü ve üstünlüğün pek çok kez el değiştirdiği bu mücadelede son çeyrekte kazanma hamlesi yapan takımımız Arroyo önderliğinde galibiyete uzanmayı başardı. Porto Rikolu yıldız 18 sayı-6 asistle maçın adamı olurken Erceg 14, Markoishvili de 11 sayıyla galibiyete katkıda bulundular.

Karşılaşmaya Markoishvili'nin isabetleriyle başlasak da aslında daha iyi giriş yapan taraf Banvit oldu. Çabuk gelip hem içeriden hem dışarıdan buldukları sayılarla 5-11 öne de fırladılar. Ancak sonrasında Sinan'ın ve Erceg'in olumlu performanslarıyla oyunu dengeledik ve bu bölüm 21-23 ile geçildi. İlk çeyrekte savunmalar beklenenden biraz daha yumuşak gözükürken, hücum yüzdeleri de ortalamanın üstündeydi. İkinci periyotta ise iki taraf da sertleşmeye başladı. Bu periyotta belki Banvit'in hücum çeşitliliğini yok ettik ancak Markovic/Mejia'nın hazırladığı ve Aminu'nun bitirdiği P&R'larla çok etkili oldular. Aminu'yu durdurmaya yönelik hamle yaptığımızda ise bu sefer kısaları potaya gitti. Bu dakikalarda özellikle Bonsu pozisyon alma konusunda çok ciddi hatalar yaptı. Tüm bunlara rağmen Banvit'in bu çeyrekte toplam 14 sayıda kaldığını gördük. İçeriyi bu kadar iyi işlerken, dışarıdan aynı etkinliği ortaya koyamadılar. Galatasaray ise hücumda akıcı oynayamasa da kenardan gelen isimleriyle skor bulmayı bildi. Bu anlamda Ender, Hairston, Cenk etkili olurken pek de iyi oynamadığımız bu ikinci çeyreğin sonunda soyunma odasına 38-37 önde girdik. Üçüncü çeyrek ise, bir önceki 10 dakikalık dilimde sinyallerini verdiğimiz kötü oyunun parkeye iyiden iyiye yansıdığı bölümdü. Hücumda üretken olmaktan çok ama çok uzaktık. Aslında iki takım da uzun süre sayı bulamadı, ancak biz hücumun akıcı bir şekilde işlemesi anlamında daha fazla sıkıntı yaşadık. Uzunlarımızın rakip kısalar üzerindeki eşleşme avantajlarını kullanmak istedik ancak buradan serinin 2. maçında olduğu gibi gerekli verimlilik gelmedi. Hızlı gelmeye çalıştığımız anlarda ise yanlış tercihler yapınca yine skor üretmekte zorlanmış olduk. Banvit ise çeyrek sonunda yakaladığı seriyle birlikte son çeyrek öncesi 47-52'yle öne geçti. Son periyodun ilk birkaç dakikasına da yavaş başlangıç yaptık ancak özellikle Sinan'ın çalıp basket+faulle bitirdiği pozisyondan sonra canlanmaya başladık. Bu pozisyonun ardından öne geçerken Banvit bizi maç içinde yakalamaya devam etti, ancak üstümüzden o uyuşukluğu atmıştık. Sinan-Markoishvili'nin dış savunmadaki çabaları önemli ölçüde bize yardımcı olurken Marko'nun kritik üçlüğüyle bitime 2 dakika kala skoru 66-62'ye getirdik. Sonrasında Banvit 4-0'lık bir seri yakalayarak skoru eşitledi. Ancak maçın son dakikasına girerken Arroyo sahneye çıktı. İlk önce Cevher'le birebir kalmışken kendi şutunu yaratarak takımı öne geçirdi, sonrasında Banvit'in sayısız döndüğü hücumdan sonra yakaladığı boşlukta üçlüğü gönderdi ve 35 saniye kala farkı 5'e çıkardı. Porto Riko'lunun winnerlığını ortaya koyduğu bu pozisyonlardan sonra ise maçı değiştirecek herhangi bir ekstrem pozisyon olmayınca sonuçta maçı 76-71 kazanmayı başardık.

Takımın maça kazanma isteği ve ciddiyetiyle çıktığını görmek mümkündü. 2. maçta gördüğümüz yeteri kadar ciddiye almama durumunun muhtemelen ilk maçta ele geçirilen avantajla alakalı olduğunu söyleyebiliriz herhalde.. Bu tabi ki doğru bir tablo değil ama en azından odaklandığı zaman gerekli karakteri ortaya koyabilen bir takım olduğumuzu görmek güzel.. Tabi işin teknik boyutu da var ve bu anlamda aslında önemli sıkıntılar yaşadık. Bu sıkıntıların birçoğu Furkan odaklı oldu diyebilirim. İşin savunma kısmında ne Bonsu ne de Ersin 5 numaraya geçtiği dakikalarda Furkan'ın gösterdiği savunma performansını gösteremediler. Ersin iyi niyetiyle elinden geleni sahaya yansıttı ve zaman zaman olumlu işler de yaptı bu konuda.. Zaten maçı da 8 sayı - 15 ribaundla tamamladı ama serinin anahtarlarından biri olan ikili oyun savunmasında sıkıntı yaşamaktan kurtulamadı, sakatlık sonrası ayakların eskisi kadar çabuk gitmediğini görüyoruz. Bonsu ise hepten kötüydü açıkçası.. İyi niyetiyle mücadele ettiğini bile göremedik ki Ersin'in oynadığı dakikalara oranla bile orada çok daha fazla aksaklığa sebep oldu. Tabi burada Furkan'ın tercih edilmemesinde muhtemelen hücumdaki tercihlerimizin etkisi büyük gibi gözüküyor. Çoğu zaman 4 kısayla oynayan rakip karşısında maçın önemli bir bölümünü ters eşleşme kovalayarak geçirdik ve bu durumda da Furkan'ın sırtı dönük oyunu olmadığı için kenarda oturtulmasının kendi içinde bir tutarlılığı olabilir. Ancak bu ters eşleşmeleri bir türlü işleyemiyoruz. Çünkü rakip de buna hazırlıklı biçimde savunma yapıyor. Kısalarının oldukça agresif olduğunu görüyoruz. Ayriyeten bizim de bu dakikalarda kötü spacing yaparak Banvit'li diğer isimlerin yardım getirmesini kolaylaştırdğımızı söylemek mümkün. Hal böyle olunca bizim bu hücum stratejimiz Banvit'in işine geldiğini bile söyleyebiliriz. Öyle ki ikili oyunlarda direkt switch yaptıklarını görüyoruz artık, uzunları dönüp kendi adamlarına yetişmektense direkt bizim kısalarımızı karşılıyorlar. Onlar da bizim bu stratejide ısrar etmemizi istiyorlar diyebiliriz. Ve tüm bunların toplamında hem hücumda önemli sıkışıklıklar yaşayabiliyoruz, hem de dönüşünde hücum kapasitesi düşük diye kenarda oturttuğumuz Furkan'ın savunma katkısını arıyoruz.  Burada ısrarcı olacaksak eğer, bir değişiklik yapıp ikili oyunları tepeden oynamaktansa forvetten oynamak bizim uzunlarımız için daha iyi pozisyonlar hazırlayabilir.

Maçın ikinci yarısında, ikinci periyotta ikili oyun savunmasında yaşadığımız zaafı kapatmak adına içeri daha fazla yardım getirdiğimizi de gördük strateji olarak.. Bu da Banvit'in buradaki üretimini düşürdü ve çokça hataya sevk etti. Belki dışarıdan aldığımız riskleri zaman zaman cezalandırdılar ama yine de bu konuda en azından istediğimiz seviyeye yakın bir direnç koyduk diyebiliriz. Zaten Markoishvili'nin Mejia'ya, Sinan'ın da Rowland'a yaptığı savunmalar seri boyunca rakibin ana silahlarını yavaşlatmaya yaradı. Belki burada kenardan getirdikleri Markovic'in aldığı sorumluluk iki maçtır onları ayakta tuttu ama bu maç özelinde esas isimlerin etkisizliğini gidermeye yetmedi. Bizde ise 5 numaralardan hiçbir hücum verimliliği gelmese bile Arroyo-Sinan-Marko üçlüsünün iyi durumda olması ve birbirini iyi tamamlamalarından ötürü skoru yukarı çekebiliyoruz. Bu üçlü bu maçta 37 sayı ürettiler.. Ayrıca Erceg'in şutla veya potaya giderek oynadığı pozisyonlarda takım için önemli bir hücum opsiyonu olduğunu görüyoruz, her ne kadar sırtı dönük oyununu kullanamasak da.. Bu maçı da 14 sayıyla tamamladı Sırp uzun.. Bunların yanında 2. çeyrekte bench'ten gelen isimlerden iyi bir hücum katkısı aldığımızı gördük, o dakikalarda Ender-Cenk-Hairston üçlüsü 11 sayı üretmişlerdi ki bu da yine değerliydi..

Seride 2-1 öne geçip finale 1 adım yaklaşmamızın yanında öte taraftan bu kadar yakın giden bir maçı en sondaki hamleyle kazanabilmiş olmanın da psikolojik olarak takıma bir artı katabileceğini düşünüyorum. Bu da Cuma akşamı oynanacak olan maça olumlu yansıyabilir, özellikle takımın lideri Arroyo'nun da sondaki müthiş performansının da galibiyete yaptığı katkıyı düşünürsek.. Carlos'un 18 sayısının 12'sini son çeyrekte attığını da dipnot olarak belirtelim. İşin teknik boyutunda ise Furkan'ın daha fazla süre alması işleri kolaylaştıracak gibi duruyor. Tüm bunların bileşiminde ise içerideki bu maçı da kazanıp seriyi bitirmek ve final bileti alarak Fenerbahçe Ülker'in rakibi olmak esas amacımız. Bu olunca büyük ihtimalle Euroleague bileti de garanti haline gelecek.. Sadece 1 galibiyet kaldı!

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0