Martynas Pocius resmen Galatasaray'da!
Transfer çalışmalarını sürdüren Galatasaray erkek basketbol takımı Litvanya milli takım oyuncusu Martynas Pocius ile her konuda anlaştı. Litvanya basketbol ekolünün önemli parçalarından biri olan Pocius'la anlaşan takımımız, 2-3 rotasyonuna böylelikle önemli bir ekleme yapmış oldu. Geçtiğimiz sezonu Litvanya liginin önemli ekiplerden biri olan Zalgiris Kaunas'ta geçiren tecrübeli şutör artık sarı-kırmızılı forma için ter dökecek.
BASKETBOLUN EKOL TOPRAKLARI: LİTVANYA
Kariyerine geçmeden önce küçük yaşta yaşadığı bir talihsizlikten bahsetmek istiyorum. Martynas Pocius talihsiz bir kazada makinaya kaptırdığı sol elindeki üç parmağından ciddi şekilde yaralandı. Parmakların ikisindeki hasarı zamanla atlatan Litvan basketbolcu, aktif kariyerine sol elindeki orta parmağı olmadan devam ediyor. Kariyerine ilk olarak USA'de, liseden sonra özel okulu olan Holderness School'da başladı. Genç yaşta olmasına rağmen basketbol fundamentalı ve ten rengine göre atletizmiyle dikkat çeken Litvan oyuncu, kariyerine Duke Üniversite'sinin basketbol takımında devam etti. Freshman (1. sınıf öğrencisi) olarak kolej liginde 1.5 sayı ve 0.3 ribaund istatistikleriyle oynadı. İkinci yılında 1.9 sayı, 0.6 ribaund ortalamalarıyla mücadele etti. 3. senesinde sol ayak bileğinden geçirdiği bir sakatlık sonrası ameliyat olması nedeniyle 4 maç oynayabildi. Duke'deki final sezonunda ise 22 maçta 1.5 sayı ortalaması ile mücadele etti. 2009'da, profesyonel kariyerine başlamak için ülkesine döndü. Litvanya liginin önemli takımlarından Zalgiris Kaunas'ta yıldızı parlamaya başladı. Ülkesindeki ilk sezonunda 10.7 sayı, 2.9 ribaund ve 0.9 asist ortalamalarıyla oynadı. Aynı sezonda Euroleague arenasında 8.1 sayı, 2.1 ribaund ve 1.4 asist ortalamalarını yakaladı. 2010-2011 sezonunda Litvanya ligi şampiyonu olan takımına, 18.9 sayı, 2.6 ribaund, 1.8 asist ortalamalarıyla katkıda bulundu. Aynı sezon Euroleague'de 15.9 sayı, 2.7 ribaund ortalamalarıyla büyük kulüplerin ilgisini çekmeyi başardı. Başarılı bir Litvanya macerası geçirdiğini söyleyebiliriz. 2 federasyon kupası, 2 Baltık Basketbol Ligi kupası, 1 lig kupası kazanmayı başardı. Ayrıca 2 kez LKL All-Star'da oynamaya hak kazandı. Geçirdiği başarılı sezonun ardından ACB Ligi ekiplerinden Real Madrid'e transfer oldu. İstediği süreyi alamayan ve ilgi göremeyen Litvan Basketbolcu, 2 sene boyunca Euroleague dışında bench oyuncusu olmaktan öteye gidemedi. Copa Del Rey, İspanya ligi şampiyonluğu ve İspanya Süper Kupası'nı gördükten sonra; 2013'te yeniden ülkesine dönen Martynas Pocius, geçtiğimiz sezon profesyonel kariyerine başladığı Zalgiris Kaunas'ta bir şampiyonluk daha yaşadı. Bu sezondaki başarılı performansıyla 3. kez LKL All-Star'a seçilmeyi başardı.
Kariyerine geçmeden önce küçük yaşta yaşadığı bir talihsizlikten bahsetmek istiyorum. Martynas Pocius talihsiz bir kazada makinaya kaptırdığı sol elindeki üç parmağından ciddi şekilde yaralandı. Parmakların ikisindeki hasarı zamanla atlatan Litvan basketbolcu, aktif kariyerine sol elindeki orta parmağı olmadan devam ediyor. Kariyerine ilk olarak USA'de, liseden sonra özel okulu olan Holderness School'da başladı. Genç yaşta olmasına rağmen basketbol fundamentalı ve ten rengine göre atletizmiyle dikkat çeken Litvan oyuncu, kariyerine Duke Üniversite'sinin basketbol takımında devam etti. Freshman (1. sınıf öğrencisi) olarak kolej liginde 1.5 sayı ve 0.3 ribaund istatistikleriyle oynadı. İkinci yılında 1.9 sayı, 0.6 ribaund ortalamalarıyla mücadele etti. 3. senesinde sol ayak bileğinden geçirdiği bir sakatlık sonrası ameliyat olması nedeniyle 4 maç oynayabildi. Duke'deki final sezonunda ise 22 maçta 1.5 sayı ortalaması ile mücadele etti. 2009'da, profesyonel kariyerine başlamak için ülkesine döndü. Litvanya liginin önemli takımlarından Zalgiris Kaunas'ta yıldızı parlamaya başladı. Ülkesindeki ilk sezonunda 10.7 sayı, 2.9 ribaund ve 0.9 asist ortalamalarıyla oynadı. Aynı sezonda Euroleague arenasında 8.1 sayı, 2.1 ribaund ve 1.4 asist ortalamalarını yakaladı. 2010-2011 sezonunda Litvanya ligi şampiyonu olan takımına, 18.9 sayı, 2.6 ribaund, 1.8 asist ortalamalarıyla katkıda bulundu. Aynı sezon Euroleague'de 15.9 sayı, 2.7 ribaund ortalamalarıyla büyük kulüplerin ilgisini çekmeyi başardı. Başarılı bir Litvanya macerası geçirdiğini söyleyebiliriz. 2 federasyon kupası, 2 Baltık Basketbol Ligi kupası, 1 lig kupası kazanmayı başardı. Ayrıca 2 kez LKL All-Star'da oynamaya hak kazandı. Geçirdiği başarılı sezonun ardından ACB Ligi ekiplerinden Real Madrid'e transfer oldu. İstediği süreyi alamayan ve ilgi göremeyen Litvan Basketbolcu, 2 sene boyunca Euroleague dışında bench oyuncusu olmaktan öteye gidemedi. Copa Del Rey, İspanya ligi şampiyonluğu ve İspanya Süper Kupası'nı gördükten sonra; 2013'te yeniden ülkesine dönen Martynas Pocius, geçtiğimiz sezon profesyonel kariyerine başladığı Zalgiris Kaunas'ta bir şampiyonluk daha yaşadı. Bu sezondaki başarılı performansıyla 3. kez LKL All-Star'a seçilmeyi başardı.
DİŞLİNİN ÖNEMLİ PARÇASI: POCIUS
Milli takım kariyerinin, kulüp kariyerine göre daha parlak olduğunu söyleyebiliriz. 2004 yılından beri alt yaş kategorilerden itibaren ülke takımına hizmet eden milli oyuncu, hâlen daha milli takım aday kadrolarına çağrılmaktadır. 2004 yılında U-18 Basketbol Şampiyonası'nda 18 sayı 3 ribaund ve 2.3 asistle dikkat çekmeye başladı. Bu şampiyonada %43.2'lik üçlük yüzdesiyle, şutunun ne kadar temiz olduğunu kanıtladı. 2006'da ülkemizde yapılan U-20 Basketbol Şampiyonası'nda maç başına 20 sayı ortalamasıyla mücadele eden Martynas Pocius takımının yıldız oyuncusu olmayı başardı. Üst yaş kategorilerinde de istikrarını sürdüren Martynas Pocius, günümüz Litvanya basketbol ekolünün önemli parçalarından biridir. 2009'da Belgrad'taki Üniversite oyunlarında 13.5 sayı, 5.8 ribaundla mücadele etmiştir. Daha sonra 2010'da Dünya Şampiyonası'nda, takımıyla beraber bronz madalya almaya hak kazanmıştır.
Martynas Pocius'un oyun özelliklerinde ilk göze çarpan şey savaşçı bir karaktere sahip olması. Küçük yaşta kaybettiği orta parmağına rağmen pes etmeyen, basketbol oynama sevgisi bitmek tükenmek bilmeyen bir hırs makinesi gibi. Mücadeleden kaçmayan, sertlikten çekinmeyen bir oyuncu profili çiziyor. Şutör guard ve kısa forvet pozisyonlarında oynayabiliyor. Sarışın olmasına rağmen NBA oyuncusuvari bir atletizme sahip. Bu özelliği ona hem savunmada hem de hücumda ayrıcalık tanıyor diyebiliriz. Parkede yapamadığı şey yok denecek kadar az. Bilek hassasiyeti, top sürme hakimiyeti ve hızı onu komplike bir oyuncu haline getiriyor. 1.96 boyunda ve kendinden uzun veya kısa her oyuncuya karşı avantajı var. 2-3 oynamasına rağmen oyun kurucu özellikleri de hücum repertuarında mevcut. Combo-guard denilen bir nevi saha içindeki yardımcı oyun kurucu olarak da onu kullanabiliriz. Saha görüşü ve oyunu yönlendirişi Martynas Pocius'u bu konuda özel kılmakta. Çembere hızlı gidişleri ve güçlü bitirişleri ile hücum opsiyonlarımızda önemli bir yere sahip olabilir. Jamont Gordon'ın sakatlığı sonrası ne kadar sıkıntı çektiğimizi hatırlayalım. Potaya giden oyuncumuzun olmaması, rakip savunmanın Carlos Arroyo'ya daha fazla ağırlık vermesi hücumda bizi sekteye uğratmıştı. Bu transfer, iyi dönememe ihtimali olan Jamont Gordon'ın da bir garantisi olmuştur diye düşünüyorum. Jamont Gordon'a göre daha çok pasör söyleyebiliriz. Ayrıca Martynas Pocius, takım oyununa çok daha yatkın ve bireysel yeteneklerini takım organizasyonu içerisinde göstermeyi becerebiliyor.
Takım içinde ne kadar ön planda olacağına, takıma ne kadar katkı sağlayacağına gelelim. Öncelikle kadro mühendisliğinde oyunun her iki yönünde de etkin olan, iyi bir 6. adam olarak yer almalı diye düşünüyorum. Kaliteli bir rakip skorere denk geldiğimiz zaman, starter başlayıp savunma görevi ona verilebilir ve buna benzer istisnalar olabilir. Ama planlama içerisinde Martynas Pocius birinci veya ikinci skorer alternatifimiz olmamalı. Biraz daha geri planda kalarak, benchten gelip oyuna ağırlığını koymalı. Bu sezon sıkıntı yaşadığımız maçlarda iyi bir bench katkısı alamayışımızın da önemi var. Özellikle Cenk Akyol'un üçlük isabeti bulamadığı maçlarda, eksta bir şutör bulmakta zorlandık. Martynas Pocius'un şut istikrarına güvenebileceğimizi düşünüyorum. Temiz bir şutu var, bunu başarılı olamadı diyebileceğimiz ACB'de bile kanıtladı. Oynadığı hemen hemen her maçta belli bir skor katkısı alabiliriz. Gününde olmadığı zamanlarda bile kritik bir anda top çaldığını, fast-break hücumda transition olarak turnike attığını veya bir anda çıkıp üçlük attığını görebiliriz. Komplike bir oyuncu olduğunu yinelemek istiyorum. Fast-break dediğimiz hızlı hücumların başlatıcısı veya bitiricisi olabilir. Perde çıkışı ona şut pozisyonları hazırlayabilirsiniz. Pick&roll sonrası topu ona çıkartıp çeşitli hücum atraksiyonları geliştirebilirsiniz. Zaten Litvanya ekolünde pick and roll oyunları önemli bir yere sahip. Bu yüzden Martynas Pocius'un her türlü ikili oyuna becerisi olduğu aşikâr. Skor olarak kötü gittiğimiz anlarda reaksiyon gösterip takımı ve seyirciyi ateşleyebilir. Oyun ruhu ve savaşçı kimliğiyle taraftarın gözüne hoş gelen bir basketbol oynayacağını düşünüyorum.
Martynas Pocius bana göre net iyi bir transfer. Ergin Ataman ve ekibi onu en iyi şekilde kullanacaktır diye düşünüyorum. Herhangi bir sakatlık veya sorun yaşamazsa, her maç %100'ünü ortaya koymaktan çekinmeyecek bir Martynas Pocius seyredeceğimizden şüphe duymayalım. Bol şampiyonluklu, uzun soluklu bir Galatasaray kariyeri diliyorum.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.