STSL | Nasıl başlarsan...

Galatasaray Süper Lig'e açılışı uzun yıllardır çok zorlandığı ve galibiyet alamadığı Bursa deplasmanından 3 puan çıkararak yaptı. Bursa'yı deplasmanda yenmenin yanında ligi deplasman galibiyetiyle açmak çok önemli bir adımdı, bunu başardı. Oyun olarak yine tatmin etmese de Prandelli'nin Süper Kupa maçından bazı dersler çıkararak daha mantıklı dizilişle çıkması ve takıma uyan bir oyun oynatması sevindiriciydi. 48 saat kala hala 2 - 3 transfere ihtiyaç duyulduğu ise çok açık.

Süper Kupa maçındaki oyun tüm Galatasaraylıları hayli üzmüş, dahası gelecek adına endişelendirmişti. Gerçekten de Prandelli'nin defansın önünde sadece Selçuk - Melo ikilisini görevlendirmesi, bu ikilinin de hem atakları kesmekte hem de top kullanmakta çok yetersiz kalması, kanatlardan yapılacak hızlı hücumlar için gerekli topların bir türlü aktarılamaması sonucunda Galatasaray neredeyse pozisyon bulamadan 120 dakikayı bitirmişti. Hem aksayan oyuncuları hem de sistemdeki sıkıntıları iyi analiz etmiş olacak ki, Prandelli önemli değişikliklerle başladı Bursa maçına. Selçuk - Melo ikilisini inanılmaz yoran ve rakip atakların direk defansa yüklenmesi sonucunu getiren, aynı zamanda çok fazla top kaybı yapmalarına sebep olan top kovalama ve top kapma işi için Yekta sahadaydı. Böylece özellikle Selçuk biraz daha rahatlayarak oyunu kurma, yönlendirme görevine geri dönebilirdi. Öte yandan aşırı aksayan Telles'in yerine daha istikrarlı ve sakin bir savunması olan Hakan Balta sahadaydı. Diziliş 4-3-3'e döndüğünden Olcan yedekte, ileride Sneijder - Burak - Bruma üçlüsü görevdeydi. Bu şekilde maç başladı.

Bursaspor maça anlam verilemeyen iki eksikle başladı, takımın top yapabilecek belki de tek adamı Beluschi ve orta sahada alan daraltıp oyun kurma fırsatı vermeyecek Holmen yedekteydi. Gerçi Beluschi zorunlu değişiklik gereği ilk yarının ortalarında oyuna girmiş oldu ancak Bursa Galatasaray'ın üstüne pek gelmedi. Galatasaray da daha diri bir görüntü vermesine rağmen verimli pozisyonlar üretemeyince ilk devre başladığı gibi bitti. İkinci yarıya Bursa daha atak bir görüntü, Galatasaray ise kontrollü bir oyunla başladı. Selçuk'un daha rahat oynaması sonucu orta sahadan atakları yönlendirmesi ve sürekli Burak'ı kaçırmaya çalışması dikkat çekiciydi. Bruma da istekli oyunuyla her an fırlamaya hazır gibi görünüyordu. Nitekim Beluschi'nin takım ilerideyken yaptığı pas hatasıyla Burak'ın başlattığı atağı yine Burak bitirdi. Bu golde dikkat edilmesi gereken şey, Prandelli'nin istediği hızlı çıkışın tam manasıyla başarıldığı, zira Prandelli geride kontrollü oynayan, oyunu tutan, ki bu futbol tarzında Chedjou yıldız oluyor izlediğimiz gibi, sonrasında da hızlı ataklarla direk gole giden bir futbol istiyor, dün bunun başarılı uygulamalarını zaman zaman gördük, goller de böyle geldi. Sonradan oyuna giren Olcan yine istekliydi, yine bir hızlı hücumda sağdan içeriye kesilen topu rahat yolladı kaleye.

Burada dikkat edilmesi gereken, Veysel'in bu kez çok aksaması oldu. İkinci devre Volkan neredeyse her pozisyonda geçti Veysel'i ve çok tehlike yarattı o kanattan. Muslera maç 0-1'ken iki tane çok kritik topu muazzam çıkardı. İkincisi, Galatasaray'ın öne geçtikten sonra özellikle deplasman maçlarında topa basacak, oyunu önde tutacak bir forvete, ikincisi Yekta'dan daha çok top kapma özelliğine sahip ısıran bir ortasahaya, bir de mümkünse sağ beke ihtiyacı var. Bunları edinebilmek içinse 48 saatten daha az bir süre var. İnşallah yönetim bu galibiyetle göz boyayacağını sanarak kulağının üstüne yatmaz.

Neticede Bursa deplasmanından, hem de ligin ilk maçında yani takım tam hazır değilken galibiyetle dönmek önemliydi. Ancak bariz eksiklikler de göze çarpıyor. Dolayısıyla sistemi bu şekilde oturturken önümüzdeki saatlerde eksikler de giderilirse en azından kendi çapında başarılı bir sezon geçirebilir Galatasaray. Forvet mutlaka, illa ki gerekli..