Valencia'ya da Arroyo Tarifesi!

THY Euroleague normal sezon grup maçında Galatasaray Liv Hospital, evinde konuk ettiği son EuroCup şampiyonu İspanyol temsilcisi Valencia Basket'i 71-64 mağlup etti ve gruptaki ilk galibiyetini aldı. Geçtiğimiz Partizan deplasmanında vasat bir oyun sergileyen takımımız, Porto-Riko'lu oyun kurucu Carlos Arroyo önderliğinde üstündeki ölü toprağını attı.



Maça klasikleşmiş beşimiz Arroyo-Pocius-Micov-Erceg-Furkan ile başladık. Maçın ilk dakikalarında Romain Sato, Pau Ribas, Luke Harangody gibi şut silahlarını kullanmaya çalışan konuk ekip, bulduğu üçlük isabetleriyle skor üretmeye çalıştı. Biz ise Martynas Pocius, Vladimir Micov hatta Zoran Erceg gibi potaya drive eden oyuncularımızı iyi kullandık ve penetre-pas veya penetre-sayı ile skor ürettik. Televizyon molasına kadar kıran kırana giden maçta, Arroyo'nun ikili oyunları ve Erceg&Furkan'ın pota altı bitirişleri ile scoreboard'ta üstünlüğü ele geçirdik. Valencia 2.10'luk uzun Kresimir Loncar üzerinden sayı bulsa da, agresifliştirdiğimiz savunmamız ve hücumda topu doğru kullanmamız ile ilk çeyreği önde kapattık. İlk çeyrekte yakaladığımız momentumu ilk yarının sonuna dek sürdürmeyi başardık ve başarılı bir hücum performansı avantajı elimize geçirdik. Akıcı hücumlardaki en büyük pay kuşkusuz Carlos Arroyo'nun. Euroleague platformunu iyi bilen ve skora en garanti şekilde gidilecek yolları iyi seçen Porto-Riko'lu yıldız, maçın yine fark yaratan ismi oldu. 16 sayı, 5 asist ve istatistik kağıdına sığmayacak oyunu yönlendirişi ile takımımızın en etkili silahı olduğunu bir kez daha gösterdi. İlk yarıdaki ezici üstünlüğümüz ikinci yarıda bizi rehavete uğratsa da, Valencia'nın ipini çeken yine Arroyo oldu. Attığı kritik üçlük isabetiyle maçı koparan Arroyo, hem rakibin direncini kırdı hem de takımımızın moralini yükseltti ve maçın lehimize sonuçlanmasını sağladı.

Carlos Arroyo'yu ön plana çıkaran özelliği skor atması, sayıya çok yakın olması olsa da; fark yaratan özelliği scoring guard olması değil. Fark yaratan özelliği Chris Paul gibi, Dimitris Diamantidis gibi, Vassilis Spanoulis gibi Galatasaray'ın komutanı olması. İkili oyunlarla uzunlarımızın skoruna katkı sağlarken, aynı zamanda Aradori, Pocius, Micov gibi şutör oyuncularımızla da topu en doğru yerde paylaşıyor. Özellikle Furkan'ın hücum ribaundu+sayı skorunun dışında attığı çoğu sayıda Arroyo'nun imzası var. Sadece bu maç özelinde konuşmuyorum, hem geçen sezon hem de bu sezonun başlarından itibaren Furkan'ın double-double performanslarının çok olmasında Arroyo gibi bir playmaker'ın bu takımda olmasının payı büyük. Micov da bu maç kendini buldu ve iyi işler yaptı. All-around özellikli bir forvet olması onun skoruna büyük etki ediyor. Arroyo ve Erceg'ten sonra 10 sayı 7 ribaundla istatistik kağıdında öne çıkan bir diğer oyuncumuz. Pivot sorunumuz hâlen devam ediyor. Jawai ve Vougioukas kayda değer önemli bir katkı yapmadılar fakat Furkan ve Erceg çift haneli skorlara ulaştılar. Kadro planlaması yazımda uzunlarımızdan minimum 2-3 oyuncunun iyi katkı sağlamasıyla fark yaratacağımızı, çünkü kısa rotasyonumuzun Euroleague kalitesinde olduğunu söylemiştim. Arroyo 16, Micov 10, Aradori ve Pocius 8 ile oynamışlar. Kısa rotasyonu için yeterli bir skor katkısı almışız(42). Bunun dışında Erceg 12, Furkan 10 sayı ile oynamış(26). Önemli oyuncularımızın hepsinin bir şeyler yapması ile, Kerem Gönlüm gibi önemli bir enerji kaynağı olmadan bile 65 barajını geçiyor. Bu önemli ve çoğu maçta yetecek bir veri. Carlos Arroyo takımı iyi yönetmeye devam ettiği sürece, Nolan Smith kargaşası ve Kerem Gönlüm'ün takıma dahil olmasıyla geçen sezondan çok daha iyi bir sezon bizleri bekliyor. Arroyo'dan tarifelere devam etmesi ve her maçı tıpkı bu maç gibi takım olarak iyi oynayarak kazanmak dileğiyle..