ANALİZ | Hamzaoğlu etkisi!

Sezon başında Roberto Mancini ile yollarını ayıran ve İtalya milli takımından ayrılan Cesare Prandelli ile sözleşme imzalayan Galatasaray, sezon ortasında kulübü son derece iyi tanıyan Hamza Hamzaoğlu'nu göreve getirdi. Geçtiğimiz sezon başında Fatih Terim ile yola çıkan ancak 6.hafta sonunda İtalyan teknik adam Mancini'yi göreve getiren takımımız, bu sezonun kurgusunu geçen sezona göre farklı planlamıştı. Yabancı oyuncu sayısının azalması, yerli oyuncuların aşırı pahalı olması, FFP değerleri derken sezona İtalyan mantığıyla başlayan takımımız özellikle Avrupa'da son derece başarısız bir görüntü çizdi ve yeniden özüne, camianın evladına dönüş yaptı. Ancak hiç kuşkusuz Hamza Hamzaoğlu'nun takıma bu derece etki etmesini kimse beklemiyordu!

Cesare Prandelli yönetiminde pek tatminkar sonuçlar elde etmeyen ve iyi bir oyun ortaya koyamayan Galatasaray'da teknik direktör adaylarının ismi sıralandığında Hamza Hamzaoğlu'nun ismi listenin dördüncü - beşinci sırasında yer alıyordu. Babasını kaybettiği günün ertesinde Galatasaray'da teknik direktörlük görevine getirilen Hamzaoğlu'nun ismi ilk çıktığında taraftarlar arasında soru işareti mevcuttu. Yaz döneminde oynanılan Dünya Kupası'nda yayıncı kuruluşta karşılaşmaları yorumlarken Wesley Sneijder hakkında (kendi deyimiyle) haddini aşan 45 yaşındaki teknik adam için "Fatih Terim'in maşası" yorumlarını okuduk ancak geride kalan 3 aylık süre içerisinde yanıldığımızı hep birlikte gördük. Kariyerinde daha önce böyle bir takımda görev almaması, PTT 1.Lig'de aldığı sonuçlara karşın Süper Lig tecrübesinin kısa olması, Galatasaray gibi bir takımda ve yıldızlarla dolu kadroda otoriteyi nasıl koruyacağı endişeler arasında yer alıyordu. Ancak geldiği ilk günden itibaren oyuncularıyla arkadaş canlısı bir diyalog kuran Hamzaoğlu, saha içerisinde de oyuncularına istediği özgürlüğü verince saha içinde ve dışında mutlu bir takım izlemeye başladık. Sezon başından bugüne, klişe röportajlar bir kenara, gerçekten saha içinde birbiriyle oynamaktan mutlu olan ve her geçen gün daha iyi iletişim kuran Galatasaray, yeni teknik direktörü yönetiminde ligde oynadığı 10 karşılaşmadan 8 galibiyet - 2 beraberlikle ayrıldı. Hamza Hamzaoğlu yönetiminde ligde 26 puan toplayan takımımız, kupada da çeyrek finale yükselirken bu organizasyonda oynadığı 7 karşılaşmada 5 galibiyet - 2 mağlubiyet aldı. UEFA Şampiyonlar Ligi'nde ise ilk 5 maçta Prandelli yönetiminde 1 puan toplayan takımımız, Hamzaoğlu'nun göreve gelmesinden bir hafta sonra formalite maçı olarak oynanılan Arsenal karşısında sahadan 4-1'lik mağlubiyetle ayrıldı. Galatasaray bu karşılaşmalarda toplamda kalesinde 23 gol görürken (9 TSL, 8 ZTK ve 4 UCL) rakip fileleri ise 50 kez havalandırma (22 TSL, 24 ZTK ve 1 UCL) başarısı gösterdi ve alanında öncü bahis sitesi olmak üzere birçok bahis sitesi tarafından da sezonun geri kalan kısmında şampiyonluğun en güçlü adaylarından biri olarak gösterildi.


PRANDELLI: İTALYAN İŞİ İNTİHAR !
Cesare Prandelli göreve geldiğinde hiç kuşkusuz İtalyan teknik adamı tanıyan tüm futbolseverler, EURO2012'de milli takımıyla final oynayan deneyimli teknik adamın sistemini Galatasaray'a empoze edeceği yönünde karar kılmıştı. Hareketli 3-5-2 olarak tanımlanan, Alessio Sacchi döneminin Milan'ına benzer bir formasyonla sahaya çıkması beklenen Galatasaray'da oyuncuların bu sisteme elverişsiz olması ve FFP'den dolayı istenilen transferlerin yapılamaması İtalyan teknik adamın sonunu hazırladı desek, haksız sayılmayız. Ancak tüm bu başarısızlıkları FFP'den dolayı yapılamayan transferlere bağlamak doğru olmaz. Takımı çok fazla tanımayan, sürekli sistem geçişleri deneyen ve savunma öncelikli bir oyun ortaya koyduran Cesare Prandelli'nin oyuncuları saha içerisinde kısıtladığını görüyorduk ve büyük yanıldık! Örneğin, savunmanın önüne üçüncü stoper gibi oynayan Felipe Melo alışageldiğimiz ortasaha performansından çok uzak görüntüler sergilerken, ön alanda tek forvet oynayan Burak Yılmaz her maç ofsayta düşme rekorları kırıyordu. Bir hafta sol kanat, diğer hafta defansif ortasaha, bir diğer hafta ise yardımcı forvet oynayan Wesley Sneijder'in verimini tartışadurduk. Prandelli'nin oyuncu ve formasyon tercihleri Galatasaray'da istenilen düzeyde olmazken saha içerisindeki formu düşük oyuncuların yanı sıra kenar yönetiminde de sıkıntılar yaşadığımız inkar edilemez bir gerçek olarak karşımızdaydı. Sonuç itibariyle, Prandelli yönetiminde oynadığı son 5 maçta 20'e yakın gol yiyen "savunma öncelikli" takım Galatasaray'da beklenen teknik adam değişikliği gerçekleşti. Galatasaray'a uzun yıllar hizmet etmiş olan A Milli takım yardımcı teknik direktörü Hamza Hamzaoğlu sezon sonuna kadar göreve gelirken dosyasında da doğru formasyonu getirmişti.

HAMZAOĞLU: DOĞRU FORMASYON, 4-2-3-1
İlk olarak yazın eleştirdiği Wesley Sneijder ile sıcak bir diyalog kuran Hamzaoğlu, ligi - takımı ve oyuncuları yakından tanımasının avantajını kullanmayı başardı. Bu başarısı ile her daim farklı olan bahis sitesi Rivalo tarafından "Yılın En İyi Çıkış Yapan Teknik Direktörü" ödülüne layık görüldü. Galatasaray'a en uygun diziliş olan, 4-2-3-1 formasyonunu sahaya süreceğini ilk basın toplantısında dile getiren 45 yaşındaki teknik adam Prandelli yönetiminde yedek kulübesinde bekleyen Telles - Bruma gibi gelecek vaadeden yabancı oyuncuları da sahaya sürmekten çekinmedi. Savunma kurgusunu Sabri - Semih - Chedjou - Telles, defansın önündeki ikiliyi Selçuk ve Melo'dan yana tercih eden Hamzaoğlu'nun belkide en önemli hamlelerinden birisi Emre'yi orta alanda iç kanat gibi oynatarak Sneijder'e serbest rol tanımasının yanı sıra Prandelli döneminde her maç ofsayt rekorları kıran Burak'ı bir adım geriye çekmesi oldu ve Umut'u önde tek forvet olarak sahaya sürdü. Hamzaoğlu yönetiminde yardımcı forvet görevinde olan Burak'ın ilk üç maç içerisinde ofsayta düşmediği detayını da belirtelim. Sol kanattan ziyade forvet arkasında ve ortasahanın önünde serbest rolde oynayan Sneijder'in de hücumda takıma nasıl yön verdiğini hep birlikte hayranlıkla izliyoruz. Emre'nin orta alanda Melo ve Selçuk'un yanı sıra gerek kanatlara yakın oynaması ve gerekse topu ileriye taşıması yönünde etkili olduğuna da değinmek gerekir. Bir nevi, orta alanda dört merkezi yaratıcı oyuncu ile oynuyor Galatasaray ve oyunu geriden kurma konusunda herhangi bir sorun yaşamıyor. Bu dörtlünün en büyük handikapı, Emre'nin zaman zaman savunmaya yardıma gelmemesi ve hücuma çıkarken çalım atarken top kaybı yapmasının yanı sıra Sneijder'in saha içerisinde sol bölgeye yakın olmasından dolayı kaynaklanan ön alanda pres mantığının takıma tam olarak yerleşmemesi. Hollandalı yıldız oyuncunun röportajlarında dile getirmekten çekinmediği "Rakibin sağ bekini veya sağ kanat oyuncusunu kovalamak hoşuma gitmiyor" cümlesi aslında bu handikapın net olarak resmi. Hamzaoğlu bunu son maçlarda Bruma & Olcan kanatlarını kullanarak ve Emre'nin yerine Sneijder'i orta alanda merkez pozisyonda deneyerek daha farklı bir formasyonu sahaya sürüyor. Yeni düzende ise Burak ön alanda tek forvet kalıyor ancak yeni rolünü benimseyen golcü oyuncunun son olarak Balıkesirspor maçında orta sahanın rakip yarı alana bakan dilimine kadar gelip pas alışverişine katıldığını gördük.

TÜRKİYE KUPASI MAÇLARI: GEÇİŞ DÖNEMİ
Hamza Hamzaoğlu'nun en büyük avantajı ligi, takımı ve oyuncuları tanıması demiştik ancak bir noktayı da unutmamak lazım. Galatasaray'da göreve geldiği dönemde Aralık - Ocak ayı arasında oynanılan kupa maçları onun takımı daha iyi görmesini sağladı. Göreve geldiği günün hemen ardından Ziraat Türkiye Kupası'nın ilk maçında Eskişehirspor karşısında takımı test etme şansı bulan Hamzaoğlu, ligde ilk maçında Akhisar Belediyesi karşısında taraftarın önüne çıktı. Devam eden süreçte kupada hazırlık maçları havasında geçen Balçova Yaşamspor ve Diyarbakırspor, ligde ise Konyaspor karşılaşmasıyla takımı tamamen tanıma fırsatı bulan ligimizin genç teknik direktörlerinden Hamza Hamzaoğlu, ilk yarının son haftasında kariyerinin ilk derbisinde deplasmanda baştan sona etkili bir oyun ve net bir galibiyetle Beşiktaş karşısında 3 puanla devre arasına girdi. Devre arası kampında özel bir turnuvaya katılan ancak turnuvadan ziyade Semih, Burak ve Koray'ı kaybeden takımımız sezonun ikinci yarısına da hazırlık maçları tadında geçen kupa maçları ve Rizespor & Bursaspor maçlarıyla başladı. Kupanın ikinci turunda Konyaspor karşısında farklı şekilde galip ayrılan takımımız, yıllardır kazanamadığı Eskişehir deplasmanında zor şartlara rağmen 3 puanla ayrıldı ve son olarak Balıkesirspor karşısında ilk yarım saatte maçı bitirdi ancak maç sonunda Hamzaoğlu'nun takımın performansından memnun olmamasını dile getirmesi 90 dakika ciddiyet açısından gelecek maçlar adına önemli olacaktır. Hamzaoğlu'nun öğrenci hafta sonunda Sivas deplasmanından 3 puanı 3 golle elde ederken, kulüp tarihinin de en iyi başlangıçlarından birisine imza attı.

2 yorum:

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0