STSL | Altın değerinde 3 puan..

Spor Toto Süper Lig'in 19.haftasında kapanış mücadelesinde Eskişehir deplasmanında sahaya çıkan Galatasaray, rakibi karşısında sahadan 2-1'lik galibiyetle ayrıldı. İlk yarıda etkili bir oyun ortaya koymasına karşın, ikinci yarıda son derece pasif bir görüntü çizen Hamzaoğlu'nun öğrencileri, galibiyete son dakikada Selçuk İnan'ın golüyle uzanırken rakiplerinin puan kaybı yaşadığı haftada son derece önemli bir 3 puanı hanesine yazdırdı.

Semih Kaya, Sabri Sarıoğlu ve Burak Yılmaz'ın yokluğunda zorlu deplasmanda sahaya Muslera - Tarık, Hakan, Chedjou, Telles - Melo, Yekta, Emre, Selçuk, Sneijder ve Umut onbiriyle sahaya çıkan Galatasaray maçın ilk bölümünde oyunun kontrolünü ele almasına karşın orta alanda önemli açıklar verdi. Yekta ve Emre'nin orta alana çok fazla yardımcı olmaması, Selçuk'un daha çok ofansif ortasaha rolüne bürünmesi, Sneijder'in ise sol kanada hapsolmasıyla defansif anlamda tek kalan Melo üçüncü stoper gibi zaman zaman savunmanın göbeğine girmesine karşın orta alanda ciddi açıklar vermemize sebep oldu. Hamzaoğlu'nun bu tercihi sorgulanabilecek kararlardan birisi, ki bu tercih aynı zamanda devrede rakip takımın bu kadar fazla pozisyon bulmasının da sebebiydi. Hamzaoğlu karşılaşmaya orta alanda alışagelmiş üçlü Melo - Selçuk - Sneijder, kanatlarda ise Olcan & Emre dizilişi ile daha dengeli ve hücum anlamında daha verimli bir formasyon sahaya sürülebilirdi. Hamzaoğlu'nun bu tercihi ilk yarıda savunmanın arkasına atılan topların tehlike yaratmasına neden olurken, Eskişehir takımı ortasahayı adeta tek pasla geçmeye başladı. Hazır yeri gelmişken söylemek lazım.. Wesley Sneijder'in orta alanda veya forvet arkasında serbest rolde oynaması gerekiyor, sol kanada böylesine bir ismi hapsetmek akılkarı değil. Özellikle bu tarz eksiklerde, rotasyonda değerlendirilen Olcan & Yasin gibi isimleri kanatta kullanarak, forvet arkasında veya merkez orta sahada Wesley'e serbest rol biçmek gerekiyor. Sneijder'in birebir pozisyon yaratma becerileri kapsamında orta alana yakın oynadığında Umut'a bugün nasıl servisler yaptığını, Rize maçında oyunu adeta domine ettiğini canlı kanlı görme şansımız oldu. Takım oyunun ritmine ayak uydurduğunda, bir çok kez pozisyon bulabiliyoruz ancak Yekta - Melo - Selçuk merkez üçlüsüne sağ kanat Emre, sol kanat Sneijder olunca hücum ritmi bozulabiliyor.

Umut önemli bir oyuncu, sürekli koşan, kovalayan, önde basan, golü arayan bir karakteri var ancak teknik özellikleri sınırlı. Top sürme, pas oyunu ve bitiricilik anlamında yetenekleri tartışılır. Bugün attığımız ilk golde de bitiriciliğinin ne düzeyde olduğunu gözler önüne serdi. Sneijder'in nefis ara pasında kalecinin üzerine vurdu, dönen topu filelerle buluşturdu. Hemen hemen aynı pozisyonu 85.dakikada tekrar izledik, Sneijder'in nefis ara pasına hareketlendi ve kaleciyle karşı karşıya kaldı; ancak vuruşu 3 sene önce Schalke deplasmanında olduğu gibi kalecinin üzerineydi. Bu anlamda Burak Yılmaz'ı aradığımız maçlardan birisini daha geride bıraktık diyebiliriz.

İkinci yarıda kelimenin tam anlamıyla Eskişehirspor oynadı, Galatasaray izledi. İlk yarıda hamle hatası yaptığını farkeden Hamzaoğlu, devre arasında Olcan'ı sahaya sürerken Yekta'yı kenara aldı. Emre sağ kanada, Olcan sol kanada, Melo ve Selçuk orta alana geçerken Wesley'i de forvet arkasına serbest rolde bıraktı. İkinci yarıda daha fazla topla buluşan, savunmanın arkasına ince bırakan, Umut'u iki kez kaçıran, Olcan ve daha sonradan oyuna giren Bruma'ya servisler yapan bir Sneijder izledik. Telles'in yerine oyuna giren Bruma'nın da oyuna son derece hareketlilik getirdiği aşikar. Portekizli genç oyuncunun oynadıkça özgüveni arttıkça performansı da artıyor. Bir önceki paragrafta belirttiğimiz gibi, Umut'un pas oyununa yatkın olmaması ve teknik özelliklerinin sınırlı olması savunmanın arkasına atılan toplarda tecrübeli oyuncunun sık sık top kaybı yapmasına veya istediği vuruşları yapamamasına sebep oldu. Sneijder'in maçın sonlarına doğru nefis pasında kaleciyle karşı karşıya kalan Umut, o pozisyonda köşeye vurmak yerine Boffin'in üzerine vurmayı tercih etti. Bir kaç dakika sonra Olcan'ın arka direğe ortasına hareketlenen Selçuk karambolde oluşan pozisyonda topu ağlarla buluşturunca Umut'un birebirlerdeki beceriksizliği bir süreliğine unutulacak. Hamzaoğlu'nun tercihi doğrultusunda maç boyunca hücumu kovalayan, altı pasa giren Selçuk belki de şampiyonluğun habercisi golün sahibi oldu. Orta alanda doğru formasyonda biraz daha sorumluluk alsa fark yaratacak bir isim Selçuk İnan, hiç kuşkusuz Hamzaoğlu döneminde formu biraz daha yukarılara çıktı ancak biz onun çok daha iyi hallerini biliyoruz.

Sonuç itibariyle, Galatasaray çok iyi oynamadığı ve doğrusunu söylemek gerekirse haketmediği bir mücadeleden 3 puanla ayrıldı. Bu tür zorlu deplasmanlarda ve eksik kadrolarla oynanılan maçlarda oyunun kalitesi, temposu veya iyi-kötü olması beklenmez. Fenerbahçe ve Trabzonspor'un puan kaybettiği, Beşiktaş'ın son dakikada kazandığı haftada Galatasaray adına 3 puan önemliydi. Başlıkta da söylediğimiz gibi, altın değerinde 3 puandı ve bu geçiş döneminde son derece mühimdi. Hafta ortasında kupada çeyrek final için Torku Konyaspor'u evimizde ağırlayacağız ve sonrasında 20.haftanın kapanış maçında Balıkesirspor karşısında 3 puan için sahaya çıkacağız. Hayırlısı olsun, şampiyonluk yürüyüşü başlasın. Kaybedilecek puan yok!

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0