STSL | İNAN'ınca..

Spor Toto Süper Lig'de şampiyonluk yarışında ezeli rakipleriyle puan puana rekabetini sürdüren Galatasaray, ligin 30.haftasının açılış maçında Torku Konyaspor'u evinde ağırladı. Rakibi karşısında baştan sona kontrollü bir oyun ortaya koyan Hamzaoğlu'nun öğrencileri, 85. dakikada kaptan Selçuk İnan'ın kafa golüyle sahadan 1-0 galip ayrıldı ve puanını 67'e yükselterek zirvede iddiasını sürdürmeye devam etti. 

Pazartesi günü Manisa'da deplasmanda Akhisar Belediyespor ile karşılaşan ve Burak'ın iki golüyle sahadan 2-0 galip ayrılan Galatasaray, haftanın açılış maçında Cuma günü Konyaspor ile karşılaştı. Öncelikle federasyonun maç takvimine değinmek gerekiyor. Pazartesi günü maçtan sonra direkt İstanbul'a dönen takım, bir günü izinli geçirir. Çarşamba günü itibariyle Cuma günü oynayacağınız maçın hazırlıklarına başlıyorsunuz ve hafta içi Salı günü Mersin deplasmanına gidiyoruz. Bu programı ayarlamak için artniyetli olmak lazım. Eh, bizim federasyonun ne kadar artniyetli olduğunu cümle alem biliyor. Pek şaşırtmıyorlar, şampiyonluk yolunda puan puana çekişirken. Tüm maçları aynı gün, aynı saatte oynatmak işlerine gelmeyecek nasıl olsa. Bunu düşünecek kadar profesyonel olamadıkları için kendilerince marka değeri, Süleyman Seba Sezonu gibi hikayeler üretiyorlar. Kısacası, bu sezon Demirören'in yönettiği futbol federasyonu olduğunu iddia eden kurumu eden tutarsan tut elinde kalıyor.

Alex Telles'in sarı kart cezalısı olması ve hafta başında Akhisar Belediye deplasmanında başarılı bir görüntü çizen Semih Kaya'nın hazır olması nedeniyle karşılaşmaya Muslera - Sabri, Semih, Chedjou, Olcan - Melo, Selçuk, Yasin, Bruma, Sneijder ve Burak onbiriyle çıkan Hamzaoğlu formasyonda herhangi bir değişiklik yapmadı. Ancak ilk yarıda baskılı, istekli, hızlı bir oyun oynaması beklenen Galatasaray oyunu kontrollü oynamayı tercih edince sahaya "11 kişi topun arkasında kalacak!" felsefesiyle çıkan Konyaspor'un işine geldi. Doğrusunu söylemek gerekirse, Aykut Kocaman dersine iyi çalışmış. Konya ilk yarıda muazzam bir takım savunması uyguladı, açık alan bırakmadılar ve merkezi (özellikle Sneijder) çok iyi kapattılar. Bu nedenle oyunu kanatlara açmak isteyen takımımız sol kanatta Yasin ve Olcan'dan hiç katkı alamayınca oyunu sağ tarafa yönlendirdi ve Sabri - Bruma ikilisiyle rakip kaleye gitmeyi denedi. Sabri'nin hücuma katılan yapısı takımı önde tutmaya çalışırken, Sneijder ceza sahası çevresinde istediği topları alamayınca daha geriye geldi, daha geriye geldikçe etkisini de kaybetti. Hollandalı yıldız istediği topları almak için geriye gelince, Yasin'in soldan etkisinin azalmasıyla birlikte Bruma'nın sağdan tek başına bindirmeleri Burak'ı önde tek başına bırakmaktan kurtaramadı. Haliyle böyle bir oyun düzeninde, topu üçüncü bölgede Sneijder'a getiremiyorsanız ve rakibiniz 11 kişi topun arkasına geçiyorsa, rakibi açmanız son derece zor oluyor. Bu zorluğu ilk yarıda geçemedi Galatasaray. İlk dakikadan itibaren oyunu yavaşlatmaya çalışan, zaman geçiren ve topun arkasında bloklar halinde kademe geçişi yapan Konyaspor devreyi gol yemeden tamamlamış oldu. Ligde son 7 haftada bu anlayışı sahaya yansıtan ve bu maçlarda 4 galibiyet - 2 beraberlik alan yeşil-beyazlı konuk ekibin savunmada eksilmesi için orta alanda Selçuk & Melo ikilisinin daha kreatif olması gerekiyordu. Galatasaray koca 45 dakikada rakip kalede iki net pozisyon buldu ancak ne kanatları ne de merkezi kullanabildi. 

İlk yarıda durgun ve rakibinin oyun mantalitesine uygun bir şekilde kontrollü oynayan Galatasaray, ikinci yarıya hızlı - dinamik ve hareketli başladı. İlk yarının aksine sol kanattan oyunu rakip yarı alana yıkan Galatasaray, sağ iç bölgede Selçuk'u kullanmaya başladı. Sneijder'i biraz daha sol iç olarak oyuna atan Hamzaoğlu, orta alanda savunma işini tek başına Melo'ya bıraktı. Brezilyalının orta alanda topu taşıma ve sertlik anlamında etkisi tartışılmaz. Hamzaoğlu'nun bu hamlesinin karşılığını alması fazla uzun sürmedi. Melo'nun dönen topları kazanarak takımı hücumda tutması, Sneijder'ın merkezde yaratıcı görevi görmesi ve Selçuk'un hücuma katılmasıyla oyunu tam anlamıyla rakip sahada kalmasını sağladı. 55'te Bruma yerine Emre, 65'te de Yasin yerine Umut'u oyuna süren Hamzaoğlu klasik düzende 4-4-2'e dönmüş oldu. Gaziantep maçında hemen hemen aynı dakikalarda Yasin ve Bruma'yı oyuna sokarak oyunu hareketlendiren Hamzaoğlu'nun bu hamlesi hücumda daha çok koşan, orta alanda ise daha yaratıcı ve adam eksiltebilen, set oyunlarını daha kontrollü oynayan bir Galatasaray izlememizi sağladı. Chedjou'nun sakatlığı sonrasında Hakan'ın oyuna girdiği ilk pozisyonda Gaziantep maçında galibiyeti getiren gol pozisyonunu 75. dakikada tekrar yaşadık ancak bir farkla, Burak kalenin içinde zoru başardı! Bu pozisyonda sonra umutlar kırılır gibi olsa da, Galatasaray kendisine inananları güldürmeyi çok severdi. İkinci yarıda bir sağdan, bir soldan içeriye ortalayan takımımız sonunda o ortalardan birisinde aradığı golü buldu. Sneijder yine arka direğe ortaladı, Melo indirdi kafayla.. Sonrası  mı? Altı pasın üzerinde kafayı vuran kaptan Selçuk İnan, takımına 3 puanı getirdi. Bu akşam sarı-kırmızılı forma altında üstüste 4. sezonunda 40. resmi maçına çıkan Kaptan, gemiyi şampiyonluk limanına bir adım daha yaklaştırdı.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0