STSL | Loading.. ★★★★

Spor Toto Süper Lig'de şampiyonluk yolunda emin adımlarla yürümeye devam eden Galatasaray, ligin 32. haftasında evinde Gençlerbirliği'ni ağırladı. Rakibi karşısında sezonun en kalabalık maçını oynayan Hamzaoğlu'nun öğrencileri, oyunun genelinde hücum anlamında istekli ve coşkulu bir oyun sergiledi. Şampiyonluk yolunda mutlak kazanmak zorunda olan Galatasaray'a galibiyeti getiren isim Wesley Sneijder olurken, takımımız puanını 73'e çıkarttı ve üstüste 5. karşılaşmada kalesini gole kapatmayı başardı!


Geçtiğimiz hafta Mersin deplasmanında maçın son saniyelerinde sarı kart görmesi nedeniyle cezalı duruma düşen ve bu nedenle maç sonu hüngür hüngür ağlayan Fernando Muslera'nın kart cezası nedeniyle karşılaşmaya Sinan Bolat, Sabri - Hakan - Semih - Telles, Melo - Selçuk - Sneijder, Yasin - Umut ve Burak onbiriyle başlayan Galatasaray bu sezon iç sahada en kalabalık maçını oynadı. Daha önce Borussia Dortmund maçında 37bin taraftara oynayan takımımız, şampiyonluk yolunda iç sahada oynadığı sondan bir önceki maçında 37bin 200'e yakın taraftarla oynadı ve sezonun rekorunu kırmış oldu. Tabii bu rekor şimdilik, haftaya oynanacak olan Beşiktaş maçında daha kalabalık bir tribün bekleniyor. Derbide bugüne kadar görmeye alışık olduğumuz koreografilerden biraz daha farklı bir görsel şov olacak, bunu da şimdiden belirtelim..

Hafta içi deplasmanda Mersin karşısında alınan 3 puan sonrasında şampiyonluk yarışında mücadele ettiği rakipleri Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin puan kaybetmesinin ardından ligin bitimine 3 hafta kala keskin viraja en yakın takipçisinin 3 puan önünde girmişti. Rakiplerinden önce bir kez daha sahaya çıkan Galatasaray, ligin 32. haftasında taraftarının müthiş desteğiyle sahaya çıktı. İlk dakikalarda rakip kaleye saldıran, oyunu rakip yarı alana yıkan Hamzaoğlu'nun takımı ilk 15 dakikanın ardından gereksiz bir panikle oyunu rakibine bıraktı. Rakip kaleye hızlı gitmek, tempolu oynamak ve o coşkuyla rakip kalede gol arayan Galatasaray bir anda kendi kazdığı kuyuya düştü. Kabir - Stancu - Mervan gibi oyuncularla çok hızlı kontraya çıkan Gençlerbirliği orta alanda oyunu Hleb - Petrovic ve Gosso gibi oyuncularla kontrol altına aldı. Selçuk'un arka adalesinde yaşadığı sakatlık sonrası kenara gelmesi ve sakatlık sonrası takımla sadece 2 taktik antrenmanı yapabilen Hamit'in sahada olması nedeniyle konuk ekip oyunun kontrolünü ele aldı. Burada dikkat çekmek gereken iki isim var; Semih ve Hakan. Öncelikle sakatlık sonrası Semih'in takıma dönüşünün büyük bir etki yarattığını belirtelim. Özellikle Chedjou'nun sakatlandığı bu dönemde Semih'in performansının yükselmesi önemli ancak sezonun büyük kısmını oynamayarak bir anda savunmanın göbeğine sigorta olarak sahaya sürülen Hakan Balta'ya ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Tecrübeli savunmacı bu sezon Semih'in sakatlığı sonrasında Chedjou'ya partner oldu. Yetmedi, en önemli maçlardan birisi olan Gaziantep maçında galibiyeti getiren isim oldu. Son iki haftadır da Semih ile aralarında gayet iyi bir uyum var. Hakan'ın savunma yönü ciddi anlamda çok yüksek ve oyun bilgisinin de aynı oranda olduğunu söyleyebiliriz. Oyunu geriden kuran, okuyan, yönlendiren bir stopere ihtiyacımız vardı ve Hamza Hoca bu ismi kadro içerisinden yarattı. Tecrübesi, sertliği, soğukkanlığı ve geriden oyun kurma yetenekleri Hakan'ı yürüdüğümüz bu yolda önemli kılıyor. Orta alandan bahsetmişken, Hamit'in oyuna girerek kendi temposunu maç içerisinden yükseltmesi aynı zamanda oyunun sertliğini de arttırırken Melo'nun gösterdiği performans takdire şayandı. Ancak, dikkat edilmesi gereken bir nokta var. Brezilyalı oyuncu bugün iki farklı pozisyonda rakip takım oyuncusunun bileğine bastı. Kasti olduğunu söylemek güç, pozisyon kapsamında yapılan sert fauller ancak şansımıza Halis Özkahya iki pozisyonu da kaçırdı. Aksi takdirde, 30. dakika itibariyle 10 kişi kalmamız içten bile değildi. Biraz kontrollü oynaması gerekiyor Melo'nun, özellikle son haftalarda medya maymunları "Galatasaray neden bu sezon kırmızı görmedi?" minvalinde yorumlar yaparken.

İlk yarıda oyunu kontrollü oynayan, hücumda istekli ve coşkulu olan Galatasaray rakip yarı sahada sağ bölgeyi etkili kullandı. Savunmadan sık sık ileriye çıkan Sabri'nin yanı sıra, hücumda sezonun en büyük gelişim gösteren oyuncusu Yasin ile birlikte pozisyonlar üreten Galatasaray, ceza sahası ve çevresinden de Sneijder ile kaleyi yokladı ancak Gençlerbirliği oyuncuları etten duvar örmeyi başarınca skor üretmek mümkün olmadı. Kanat organizasyonlarında Umut ve Burak'ın etkisiz olması, hava toplarını öldürmesini de dile getirebiliriz. İkinci yarıda da bunu gördük aslında.. Yasin sağ kanadı etkili kullanırken, sol kanatta oynayan Umut yardımcı forvet rolüne büründü ancak etkisini tartışabiliriz. Bugün yine sağ kanattan gelişen ve Burak'ın bir pivot santrafor oyunuyla Sneijder'in önüne bırakarak Hollandalının akıl dolu golü eğer gelmeseydi bugün Umut'un lisansını yırtalım mı, yoksa yakalım mı diye tartışıyor olabilirdik. Hamzaoğlu ısrarla tecrübeli hücum oyuncusunu kanatta oynatıyor ancak bu hamle sonuçsuz kalıyor. Yasin'in gösterdiği performansın üçte birini gösteremiyor Umut, ceza sahasında girdiği pozisyonları sonuçlandırma yüzdesi fazlasıyla düşük. En azından son dönemler için aksi takdirde enteresan bir tılsımı olduğunu da söylemek mümkün tecrübeli oyuncunun. Düzenli forma giydiği dönemde +10/15 gol ortalaması, şansla açıklanacak bir faktör değil. Bugün golden önce ceza sahasında rakip stoperinin çekmesi sonrasında gole giderken yerde kaldı. Üç hakemin görüş açısında olan pozisyon, dünyanın neresinde olursa olsun penaltı olan pozisyona "devam" dedi. Melo'yu eleştirdik, eleştirmesine ancak bu tarz pozisyonlara da dikkat etmek lazım. Şu maç berabere bitse, kimse birşey açıklayamaz. İkili - üçlü averajların konuşulduğu şampiyonluk yolunda Fenerbahçe maçında taçtan gol yemiş bir takımız, belki de bu yüzden kaybedilece şampiyonluk. Ancak kimsenin konuşmaya ne yüreği, ne cesareti var.

7 yıl aradan sonra üstüste 5 maçtır kalesini gole kapatan Galatasaray, galibiyet serisini de 5 maça çıkarttı. Mutlu sona sadece 2 maç kaldı, büyük zafere sadece 180 dakika.. Artık iyi oyun - kötü oyun yok. Kazanacaksın. Hamzaoğlu'nun haftalar önce kenardan seslendiği gibi: Haydi oğlum, olacak. Olacak!

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0