Olağanüstü Genel Kurul | Yasin Çakmak: Yönetim, kayıtsız şartsız güven istiyor.

FCNBlog ekibinin değerli editörlerinden ve kulüp üyemiz M.Yasin Çakmak hafta sonunda gerçekleştirilen  ve oy çoğunluğuyla yönetime borçlanma yetkisi verilen Olağanüstü Mali Genel Kurul'da son derece önemli bir konuşma yaptı. Divan Başkanı'nın müdahalesi üzerine konuşmasını kısaltmayı tercih eden Çakmak, konuşması sırasında önemli noktalara parmak basarak dikkat çekmişti. İşte o konuşmanın tam metni...

Sayın Başkan, Yönetim Kurulu, saygıdeğer Galatasaray Spor Kulübü Üyeleri ve genel kurulu GSTV aracılığıyla takip eden büyük Galatasaray taraftarı, 

Hepimizin bildiği gibi Galatasaray Spor Kulübü bir finansal uçurumun eşiğinde ve bu uçurumdan önceki son çıkış gayrimenkullerimizin değerlendirilmesi. Yönetimimiz de bu amaçla bugün bizlerden yetki istemekte. Fakat istenilen yetki proje bazlı olmadığından dolayı fazlasıyla geniş kapsamlı. Dolayısıyla yönetimimiz bizlerden onlara kayıtsız şartsız güvenmemizi talep ediyor. Güven hepimizin bildiği üzere enteresan bir kavramdır; çok zor kazanılır ama bir o kadar da kolay kaybedilir. Peki yönetimimizin geçen 1 ay içerisinde yaptığı icraatlar onlara güvenmemizi sağlayacak düzeyde mi, bugün bu konudan bahsetmek istiyorum. Sizlere kendi düşüncemi iki basit örnekle anlatacağım:

Birinci örnek yakın zamanda yapılan Türkiye Futbol Federasyonu seçimlerinde gösterdiğimiz tavır ile alakalı. Bildiğiniz gibi görevde olan TFF Başkanı, Mehmet Ali Aydınlar'ın  istifası sonrası koltuğu devraldı. Bu kişi seçimlerde aday olduğu zaman birçok vaatte bulundu fakat bir numaralı vaadi "Türk Futbolu'nu ileriye taşımak." ya da "Ekonomik sıkıntı çeken kulüpleri düzlüğe çıkarmak." ya da "Türkiye Milli Futbol Takımı'nı" dünya şampiyonu yapmak vs. olmadı. Bu şahsın bir numaralı vaadi şike yaptıkları sabit olan futbol takımlarının, spor adamlarının, inşaatçıların ve çiftçilerin yaptıklarının cezasını çekmeden spor hayatlarına devam etmelerini sağlamak oldu ve bu vaadini de yerine getirdi. Tabi ki dönemin GSK yönetimi bu şahsın karşısında durdu. Belki seçilmesini engelleyemediler ama bu şahsın temsil ettiği ahlak yozlaşmasına karşı Galatasaray etiğiyle dimdik ayakta durdular. Ayrıca bu kişinin tek problemi şike ahlaksızlığı da olmadı. Dönemi boyunca Galatasaray düşmanlığıyla ön plana çıktı. Galatasaray kupa kazandı ama az kalsın koridorlarda tören yapacak duruma getirildi. Galatasaray'ın başarılı teknik direktörü para ve mevkiyle kulübünden uzaklaştırıldı. Galatasaray yabancı oyuncu atılımı yapmaya çalışırken yabancı oyuncu sayısı kısıtlandı, tasarruf yapmaya niyetlendiğinde ise yabancı serbest bırakıldı. Bu örnekler sıralamakla bitmez ama işaret ettikleri şey TFF Başkanı'nın aleni Galatasaray düşmanlığıdır. Fakat nasıl olduysa yeni seçilen yönetimimiz bu şahısla anlaşma yoluna gitti. Geçen seçim sürecinde Trabzonspor'un yaşadıkları ortadayken ve bu çamur deryası bir beyaz mendil ile temizlenemeyecek kadar büyükken, sırf listesine bir kişi sokabilmek adına ona destek oldu ve Galatasaray etiğine aykırı hareket etti. Peki böyle net bir strateji hatasını yapan, bu şekilde Galatasaray etiğinin dışına çıkan bir yönetim bugün istediği geniş yetkilerle benzer hataları gayrimenkullerimizi değerlendirirken de yaparsa bu sorumluluğu nasıl kaldıracağız? Basit kazanımlar uğruna büyük resmin dışına çıkarlarsa elimizdeki son değerleri de kaybettikten sonra ne yapabiliriz?  

Gelelim ikinci örneğe... Evet, yönetimimiz zor zamanda koltuğu devraldı. Ekonomik sıkıntıların yanında geçen sene şampiyon olamayan rakiplerin sınırsız transfer harcamaları üzerilerinde baskı oluşturdu fakat başlangıçtaki "Galatasaray'ın parasını çarçur etmeme" mentalitesi hepimizin takdirini kazandı. Fakat bir anda ne olduysa oldu ve bu düsturun dışına çıkılmaya başlandı. Özellikle Sabri Sarıoğlu'nun kontratının uzatılma şekli ciddi finansal bilgi eksikliğini göz önüne serdi. Bugün Galatasaray'dan ayrılsa alacağı para 1 ila 1.5 milyon Türk Lirası olan bir futbolcuya iki senelik kontrat ile senelik 5 milyon Türk Lirası gibi akıl almaz bir meblağ teklif edildi. Üstelik bu teklif yönetimimiz içinde hiçbir resmi görevi olmayan, Sn.Başkan'ın kardeşi Mehmet Özbek tarafından yapıldı. Hem finansal beceriksizlik hem de nepotizm örneklerinin sergilendiği bu transfer hamlesi açıkçası benim yönetime olan güvenimi sarstı. Unutmayın ki bu geniş yetkiler sayesinde benzeri finansal lakayıtlık ve nepotizm mesela Riva değerlendirilirken de gösterilirse ve dolayısıyla Galatasaray bu işten zararlı çıkarsa bunun sorumlusu bugün bu yetkileri verenler olacaktır. 

Toparlamak gerekirse yönetimimiz bu kısa sürede yaptığı bazı hatalarla benim kendilerinin icra kabiliyetine olan güvenimi sarsmıştır. Bu sebeple bu denli geniş yetkilere evet diyebilme şansım yoktur. Fakat eğer yönetimimiz Mart'taki Olağan Mali Genel Kurul'a kadar bizim güvenimizi kazanacak hamleler yapar ve önümüze somut projelerle gelirse tabi ki gayrimenkullerimizin en güzel şekilde değerlendirilmesi ve Galatasaray'ın borçlarından kurtulması benim de en büyük isteğimdir. O nedenle bugün sizlerden ricam tüzüğümüze dahi aykırı şekilde istenilen bu geniş yetkilere hayır demeniz ve yönetimimize net bir mesaj vermenizdir.

Hepinize beni dinlediğiniz için teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0