STSL | Futbol aklını kaybetmek..
Spor Toto Süper Lig'de haftanın kapanış maçında iç sahada ligin yeni ekiplerinden Osmanlıspor'u ağırlayan Galatasaray, rakibi karşısında sahadan 2-1'lik mağlubiyetle ayrıldı. İlk yarısı karşılıklı gollerle tamamlanan karşılaşmanın ikinci yarısında kalesinde son derece talihsiz bir gol gören Galatasaray, rakibi karşısında kağıt üzerinde hemen hemen tüm istatistiklerde üstün taraf olan olmasına karşın sahadan puansız ayrıldı. Konuk ekibe galibiyeti getiren goller Serdar ve Torje'den gelirken, takımımızın tek sayısı Selçuk İnan'dan geldi. Hamzaoğlu'nun maç öncesi ve maç sırasındaki tercihleri eleştirilerin odak noktası oldu.
Süper Lig'in ilk haftasında Sivas deplasmanında 2-0'dan geri dönerek 2-2'lik skorla sahadan ayrılan ve bir puanı hanesine yazdıran Galatasaray, hafta içi Real Madrid ile oynadığı hazırlık maçının ardından ligin ikinci haftasında kapanış maçında taraftarının önüne çıktı. İspanya'da oynanılan hazırlık maçında dikkat çeken bir performans ortaya koyan Jose Rodriguez'i onbirde sahaya süren Hamzaoğlu maç öncesinde bir türlü formasyonu kafamızda kuramadığımız bir ilkonbir tercih etti. Muslera'nın önünde mevcut şartlarda ideal savunma dörtlüsü olan Sabri - Hakan - Chedjou - Telles, ortasahanın merkezinde Selçuk ve Jose, kanatlarda Podolski ve Sneijder, önde çift forvet Umut ve Burak. İşin doğrusu, kadro ilk açıklandığında Burak tek forvet ve Podolski & Umut kanatlarını bekliyorduk ve bu doğrultuda eleştiriler söz konusuydu. Hamzaoğlu bir tık ileriye taşıdı bu eleştirileri, Podolski'yi sağ kanada koyup Sneijder'i de sol kanada hapsederek. Hollandalı geldiği günden beri kanatta oynamak istemediğini belirtiyor ancak bile bile lades demek, Wesley Sneijder gibi bir ismi kaleden uzaklaştırmak takımın hücum anlamında kilitlenmesini sağlıyor. Birde geldiği günden beri bir türlü saha içinde rolü belirlenemeyen Podolski var ki, ister istemez Alman oyuncunun üzerinde baskı yaratıyor. Haftalardır aynı şeyi söylüyoruz, Hamzaoğlu bir türlü saha içerisindeki rolleri dağıtamadı. Bu rollerin dağılamaması kayıpları beraberinde getiriyor.
Karşılaşmaya istekli, arzulu başlayan bir Galatasaray gördük. Orta alanda Jose'nin sertliği ve pas oyununa yatkınlığı, Selçuk ve Sneijder'in merkez odaklı hücum anlayışı, Podolski'nin sağ forvet gibi ceza sahasına doğru hareketlenmesi takımı ileriye taşıdı taşımasına ancak savunma tarafı pek başarılı değildi. Osmanlıspor oyuna ortak olmaya başladığı dakikalarda Sabri asli görevi olan "savunmada kademeye girme" zorunluluğunu unutunca Chedjou'nun zamanlama hatası yaptığı pozisyonda topu ağlardan çıkarttık. Muslera'nın yediğimiz golde hatasını söylemek mümkün değil, Uruguaylı kaleci rakibinin açısını kapattı ancak Serdar'ın sağ tarafa vurduğu plaseye engel olamadı. Gol öncesinde rakip kalede etkili ve tehlike yaratan bir Galatasaray izlemiştik ancak futbolun yazılı olmayan kurallarından "Atamayana atarlar." işledi. Orta alanda top tekniği yüksek olan oyunculara zıt bir şekilde hücumda top tekniği sıfırı tüketen isimler olan Burak ve Umut olunca, set oyununda hücum etmeyi imkansız kılıyor. Maçın başında kadrolar açıklandığında formasyon hakkında (Umut'un kanatta oynayacağını varsayarak) eleştirilerin yükseldiğini söylemiştik. Hamza Hamzaoğlu bu kötü formasyon tercihi bir tık daha yukarıya taşıyarak 4-4-2 düzeninde takımı sahaya sürdü. Sol kanatta oynayan Sneijder'ın hücuma katkısı tartışılırken, sağ kanatta Sabri'nin kademesine girmek zorunda kalan Podolski'nin ters kanatta etkisini de tartışmaya açabiliriz. Jose'nin pas oyununa etkisi ve takımı yönlendirmesi sonrasında Sneijder biraz daha içeriye kat edince, sol kanat Telles'e kaldı. Sağda da durum Sabri için geçerliydi, derken Sabri'nin içeriye kestiği ortalardan birisinde Selçuk öndirekte vurduğu kafayla beraberliği getirdi. Oyunun hakkı bu değildi belki, 20 dakikada 180 pas yapan Galatasaray oyuna hükmediyordu ancak futbol böyle nankör bir oyundu. Atamazsanız kalenizde golü yersiniz ve size karşı kontratak oynayan takımı "olmayan kanatlarınızla" açmaya çalışırsınız. Devreyi de bu skorla tamamladı Galatasaray, ikinci yarı öncesinde akıllarda takımın tek safkan kanat oyuncusu Yasin'in sahaya sürme planları dolaşırken..
İkinci yarının başında oyunu kontrol altına alan Galatasaray oldu ancak futbolun yazılı olmayan kuralları işlemeye devam ediyordu. Torje kuşkusuz 100 kere o noktadan vursa, o top oraya dönmez. Sivas deplasmanında çok talihsiz bir şekilde kalesinde golü gören Muslera, yine saçma sapan bir pozisyonda kalesinde golü gördü. Kendi takım arkadaşlarının dahi orta beklediği pozisyonda Torje sağ çaprazdan kaleye vurunca Uruguaylı son bir refleksle topa hamle yaptı ancak yetersizdi.. Golün ardından sahaya ilk ve tek müdahale Hamzaoğlu'ndan geldi. Yasin ve Melo'yu sahaya süren Hamzaoğlu, hiç bir şekilde açıklaması olmayan bir şekilde takımın o dakikaya kadar en başarılı ismi Jose Rodriguez ve hücumdaki en önemli isim Burak Yılmaz'ı kenara aldı. Kimi alacaktı diye sorabilirsiniz. İç sahada 56. dakikada 2-1 geridesiniz, takımda 2 tane forvetiniz var ve oyuna forvet alamıyorsunuz; takımın en golcü oyuncusunu kenara alıyorsunuz. Hiçbir vasfı, teknik özelliği veya oyun takibi yapmayan Umut'un sahada kalıp Burak'ın kenara gelmesinin herhangi bir izahı yok. Bunun yanı sıra, oynadığı dakikaya kadar takımın en çok ikili mücadele kazananı - top kazananı ve en az top kaybı yapan, %93 pas isabetiyle oynayan ve bu paslardan sadece 3 tanesini geriye dönen İspanyol oyuncuyu kenara alıp Melo'yu oyuna sürmenin de herhangi mantıklı bir açıklaması yok. Melo'yu oyuna almanın tek sebebi, ortasahayı savunma anlamında daha garantiye alma yönünde olacaktır ancak yarım saatten fazla bir süre varken ve siz 2-1 gerideyken, iç sahada böyle bir hamle yapamazsınız. Hele de, oyunu rakip ceza sahasına yıkmışken..
60'dan itibaren forvet arkasına geçen Sneijder, sol kanata geçen Podolski ve sağ kanada geçen Yasin. Daha etkili, daha ofansif, rakip ceza sahasına 10 kişi giren ve golü arayan Galatasaray görüntüsünü izledik. İlk 45 dakikada sağda oynayan Podolski, gerçek mevkisine geçince rakip kaleye tam 7 şut attı. Bu şutların 3'ünde de net gol pozisyonuna girdi Alman oyuncu.. Sneijder keza aynı şekilde, ilk yarıda rakip kaleye 2si ceza sahası dışından olmak üzere 3 şut atan Hollandalı yıldız, son yarım saatte 5 şut attı. %72 topla oynama, 36 orta, 22 şut. Galatasaray'ın bu akşam hücum performansı bu yöndeydi ancak isabet oranı sadece rakip kaleye atılan 6 şut şeklinde oldu. Hücumda çerçeveyi bulamamak, oyun aklını kaybetmek ve bu doğrultuda, böyle bir istatik verisine rağmen iç sahada kaybetmek teknik yetersizlikler olarak açıklanabilir. Aslında bu maçın özetini şu şekilde de yapabiliriz. 40 dakikaya yakın bir süreyi 2-1 geride oynayan Galatasaray, maçın son yarım saatinde üçüncü değişikliği yapamadı. Ne hücumcu bir ortasaha, ne ofansif bir kanat ne de kenardan gelen forvet.. Rotasyonun, kadro mühendisliğinin ve beceriksizliğin vücut bulmuş hali Galatasaray'ın mevcut hali. Mümkünse basın toplantısında bu sefer özür dilemeyelim hocam.. Hatalarımızdan ders çıkartmayalım. Gereken neyse, onu yapalım!
60'dan itibaren forvet arkasına geçen Sneijder, sol kanata geçen Podolski ve sağ kanada geçen Yasin. Daha etkili, daha ofansif, rakip ceza sahasına 10 kişi giren ve golü arayan Galatasaray görüntüsünü izledik. İlk 45 dakikada sağda oynayan Podolski, gerçek mevkisine geçince rakip kaleye tam 7 şut attı. Bu şutların 3'ünde de net gol pozisyonuna girdi Alman oyuncu.. Sneijder keza aynı şekilde, ilk yarıda rakip kaleye 2si ceza sahası dışından olmak üzere 3 şut atan Hollandalı yıldız, son yarım saatte 5 şut attı. %72 topla oynama, 36 orta, 22 şut. Galatasaray'ın bu akşam hücum performansı bu yöndeydi ancak isabet oranı sadece rakip kaleye atılan 6 şut şeklinde oldu. Hücumda çerçeveyi bulamamak, oyun aklını kaybetmek ve bu doğrultuda, böyle bir istatik verisine rağmen iç sahada kaybetmek teknik yetersizlikler olarak açıklanabilir. Aslında bu maçın özetini şu şekilde de yapabiliriz. 40 dakikaya yakın bir süreyi 2-1 geride oynayan Galatasaray, maçın son yarım saatinde üçüncü değişikliği yapamadı. Ne hücumcu bir ortasaha, ne ofansif bir kanat ne de kenardan gelen forvet.. Rotasyonun, kadro mühendisliğinin ve beceriksizliğin vücut bulmuş hali Galatasaray'ın mevcut hali. Mümkünse basın toplantısında bu sefer özür dilemeyelim hocam.. Hatalarımızdan ders çıkartmayalım. Gereken neyse, onu yapalım!
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.